Balıkçı'nın hesabı pahalı geldi
Balıkçı Kahraman bana göre dünyanın en iyi balık lokantalarından biridir.
Bakın abartmıyorum, özellikle Kalkan balığını daha iyi yapan bir yer bana göre yoktur.
Bilbao ile San Sebastian arasındaki Getaria kasabasındaki El Kano bile bence Kahraman’dan sonra gelir.
İngiliz Büyükelçisi’ni götürmek için mükemmel bir mekandır.
Değil İngiliz Büyükelçisi, ABD Başkanı misafirim olsa onu da Balıkçı Kahraman’a götürürüm.
(Ben de birkaç haftadan beri, Kahraman’ı Bire Bir programına davet edip duruyordum. Bu olaylardan sonra işimiz zor.)
Bu yüzden de İmamoğlu’nun seçimi doğru ama tutumu yanlış.
İddialar ortaya atıldığı zaman susmak ve kendisini savunan partilileri de zor durumda bırakmak yerine, “İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi ile randevumuz vardı. Birkaç saatliğine kriz merkezinden ayrılıp konuğumla yemek yedim çünkü adam bu randevu için Ankara’dan gelmişti iptal etmek çok ayıp olacaktı” diyebilirdi.
Ama İmamoğlu bu net tavrı sergilemektense sanki büyük bir ayıp yapıyormuşçasına, balıkçıda değil de başka bir yerde yakalanmışçasına bir tutum sergileyince başta kendisi herkesi zor durumda bıraktı.
Belki de, İngiliz Büyükelçisi ile yemek yediğinin ortaya çıkmasını istemedi. Hatta belki bunu kendi partisinden bile gizli tutmak istiyordu, bilemeyiz.
Sonuçta büyük yara aldı.
Balıkçı Kahraman Türkiye standartlarında ucuz bir lokanta değildir.
Ama şimdiye kadar ödenmiş en büyük faturayı galiba İmamoğlu ödedi.
- Bana katlanan herkese teşekkürler6 ay önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?6 ay önce
- Mirası kim paylaşır6 ay önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa6 ay önce
- İçimizdeki İrlandalılar6 ay önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı6 ay önce
- Plan mı pilav mı!6 ay önce
- Kalksa da görsek6 ay önce
- İnce dedikodular6 ay önce
- Oran değil, fark önemli6 ay önce