Devlet terbiyesi değil aile terbiyesi
Bir bakan kendi bakanlığına fahiş fiyata mal satıyor.
Aynı bakan piyasaya bozuk mal kakalıyor.
Bir rektör eş dost akrabasını, başında bulunduğu üniversiteye dolduruyor.
Bir banka genel müdürü yakınlarını bankanın her köşesine yerleştiriyor.
Son olarak duyduğum da yine bir rektör, karısının üç kuruşluk seyahat masraflarını başında bulunduğu üniversiteye ödetiyor.
Böyle pek çok örnek vardır.
Bunlar ilk aklıma gelenler.
Bakın böyle bir rezillikle, böyle bir edepsizlikle mücadele etmek çok ama çok zordur.
Bu mücadele devlette başlamaz.
Bu mücadele ailede başlar.
Bunlar devlet terbiyesi almamışlığın değil, aile terbiyesi görmemişliğin işaretleridir.
Bunlar aileden gelen göz açlığının ortaya koyuluşudur.
Sorun bunlarda değil, bunları yetiştiren ana babalardadır.
Bunları devlette kontrol edebilmek çok zordur.
Ama bunları atamamak ve o görevlere getirmemek çok kolaydır.
Onun adı da liyakattır.
Bu kadar terbiye yoksununu bulup o görevlere atamak da bir başka sorundur.
- Bana katlanan herkese teşekkürler6 ay önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?6 ay önce
- Mirası kim paylaşır6 ay önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa6 ay önce
- İçimizdeki İrlandalılar6 ay önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı6 ay önce
- Plan mı pilav mı!6 ay önce
- Kalksa da görsek6 ay önce
- İnce dedikodular6 ay önce
- Oran değil, fark önemli6 ay önce