Ferhangi bir şey
Rasim Öztekin'in ardından, ustası Ferhan Şensoy'u da kaybettik.
Biri sınıf arkadaşım, sıra arkadaşımdı.
Diğeri ise Galatasaray Lisesi'nden ağabeyim.
Gerçi Galatasaray'ı bitirememiş, Çarşamba Lisesi'nden mezun olmuştu ama bizim için mektepliydi.
Şamata gecelerimizin en değerli konuğuydu.
En mavra Galatasaray Lisesi hikayelerinin "uydurucusuydu."
De Gaulle'ün ziyaretinde "İ.ne de Gaulle" tezahüratı yapıldığı palavrasını öyle güzel hikayeleştirip anlatmıştı ki, hepimiz için artık doğru olmuştu.
Çok büyük sanatçı, çok büyük bir entelektüeldi.
Türkiye onu 1970'lerin sonunda TRT'de "Adnan Pazarlama" ile tanıdı.
Aristofanes'i, Çehov'u, Brecht'i, Karl Valentin'i, Dürenmatt'ı, Haldun Taner'i kendi üslübuyla yoğurup sahneye koyandı.
Şahları da Vururlar'dı, Süper Market'in karşısına dikilen Kahraman Bakkal'dı, İstiklal Caddesi'ne yaydığı Nazi askerleri ile İçinden Tramway Geçen Şarkı idi, Muzır Müzikal'di, Şan Tiyatrosu'nun son şanlı günüydü.
Yeteneksiz bir tiyatrocuya ettiği küfür sonrası, rahmetli İsmet Ay'ı yetenekli olduğuna pişman ettirendi.
Mazhar Alanson'u İstanbul'a tanıtandı.
Ferhangi bir şeydi.
Büyük bir tiyatrocu idi.
Yenisi kolay kolay gelmeyecek olanlardandı.
*
Beyoğlu'nda gezerim
Gözlerimi süzmeden
Şaraplarımı içerim
Hiç doktora sormadan
Beyoğlu'nda Şarabi
Hoş geldin Feran'ağbi
Yüreğim pek harabi
Boşver be Feran'ağbi
Şarap verin hanıma
orda hanım yok ağbi
...hassiktir be Sezai
Beyoğlu'nda gezerim
burda geçmiş hayatım
Şarapları içerim
Hiç elimde olmadan
Beyoğlu sakinleşti
Sıyrıldı maskesinden
Tramvay bomboş geçti
İstiklal caddesinden
Boş masada hayalin
Kimseye görünmeden
Şarap verin hanıma
Orda hanım yok ağbi
...Hassikter be Sezai
Balo sokağa sızarım
Hiç kimseyi üzmeden
Bir intihar biçimi
Hiç de faça vermeden
Beyoğlu'nda gezerim
Burda geçmiş hayatım
Şişe aç be Sezai.!
Burda bitsin hayatım.
FERHAN ŞENSOY