Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Yakın zamana kadar AK Parti’ye yakın ya da AK Partili kiminle konuşsam Ahmet Davutoğlu’ndan da, Ali Babacan’dan da daha çok kızdıkları tek bir isim vardı: Abdullah Gül.

Gül’e çok açık biçimde “hain” damgası yapıştırıyorlardı.

Bunu yapanlar arasında liberal siyasal İslamcılar da vardı, özgül ağırlık sahibi eski Milli Görüşçüler de.

Hepsinin üzerinde ittifakla birleştiği “hain” Abdullah Gül idi.

Dahası eski Cumhurbaşkanı’nın ne dış bağlantılı olduğu kalıyordu ne Kraliçe’nin adamı olduğu ne de dışardan maddi destekle beslendiği. Üzerine bir de yolsuzluk iddialarını koyuyor, oturduğu evin değerinden söz ediyor, hala kamudan beslendiğini söylüyor, demediklerini bırakmıyorlardı.

Her türlü hakaret serbestti kendisine.

Ve şimdi birdenbire Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisinden sonraki Cumhurbaşkanı adayı olarak Gül’ü gösterebileceği, Gül’le gizli bir görüşme yaptığı, Gül ile İngiltere yıllarından mektep arkadaşı Milli Savunma Bakanı Akar’ın sık sık görüştüğü haberleri ortalığa saçıldı.

Bu haberler doğru mu, değil mi bilemem.

Ama siyasette her şeyin mümkün olduğunu bilirim.

Siyasetçiler varlıklarını sürdürebilmek için her şeyi yapabilirler.

Hele hele Siyasal İslamcılar.

Eğer ki böyle bir durum ortaya çıkar ise, yani Abdullah Gül, AK Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı falan olur ise çok Gül’erim.

Ve bugün Gül’e hakaret yarışına girenlerin övgü yarışlarını da kahkahalarla izlerim.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar