Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Mesele cümleyi kimin söylediği değil, Türkiye’nin ne tür kafaların, ne tür bir anlayışın hegemonyası altında olduğudur.

        Mesnetsiz bir özgüven, sahte bir kabadayılık, gereksiz bir altı boş gösterişçilik…

        Ve bir günde boşalan hava.

        “Kuzu kuzu gelecekler.”

        Cümle bu.

        Cümleyi söyleyen kişi, ihaleler imparatoru ve Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir.

        Gazeteci kendisine soruyor, “Şampiyonlar Ligi finalinin İstanbul’dan alınması ihtimalinin olduğu söyleniyor, böyle bir olasılık var mı?”

        İhaleler imparatoru yanıt veriyor:

        “Kuzu kuzu gelecekler.”

        Çok güçlü ya, girdiği her türlü ihaleyi alıyor ya, burada da öyle olacak zannediyor.

        Kuzu kuzu gelecekler ifadesinin arkasında aslında hiçbir bilgi, hiçbir güç, hiçbir gerçeklik yok.

        Ama laf güzel.

        Güç gösteriyor.

        Kendine güven gösteriyor.

        Tartışılmaz bir liderlik gösteriyor.

        “Onlar kim! Ben İhaleler İmparatoru Nihat’ım” diyor.

        Ve bu sözlerin söylendiği odadaki yankısı bitmeden UEFA’dan karar geliyor.

        “Final maçı İstanbul’da oynanmayacak.”

        Final elden gidiyor, Nihat Özdemir de kuzu kuzu haberi dinliyor.

        Ne oldu! Hani kuzu kuzu geleceklerdi.

        Şimdi Nihat Özdemir gidecek UEFA’ya kuzu kuzu.

        “Acaba rica etsek seneye, o da olmazsa 2023’te bize verir misiniz finali. Ehem ehem O yıl Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yıldönümü de. Bize bir jest olmuş olurdu” falan diye kapalı kapılar ardında yaltaklanacak muhtemelen.

        UEFA yönetimi de belki verecek, belki vermeyecek.

        İşte bu mesnetsiz özgüven kafası var ya, çok tehlikelidir çok.

        Oysa daha işin başında “Kuzu kuzu gelecekler” diyeceğine, “UEFA’nın salgından ve Türkiye’deki vaka sayılarından ötürü haklı tereddütleri var. Oturup konuşup ikna etmeye çalışacağız. İkna edemez isek, seneye ya da 2023 finalini bize vermelerini sağlamak istiyoruz” deseniz ne kaybederdiniz!

        Hiçbir şey.

        Tam aksine kazanırdınız.

        Evet, gazete manşetinde bir günlük bir mastürbasyonunuz olmazdı belki ama.

        Belki dün yapılan açıklama “Bu yılın finalini aldık ama 2023 finali kesinlikle Türkiye’de yapılacak” şeklinde olurdu.

        Bu size ders oldu mu kuzucuklar!

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Ümmet değil insanlık

        Ümmet değil insanlık
        0:00 / 0:00

        Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, dün Cidde’de İsrail terörüne karşı açıklama yaparken sürekli bir “ümmet” vurgusu yaptı.

        Ümmet şunu bekliyor, ümmet bunu bekliyor.

        Bakın Mevlut Bey, ben ümmet falan değilim.

        Ben insanım.

        Ve İsrail’in yaptığı teröre en az sizin ümmet dedikleriniz kadar öfkeliyim.

        Sadece ben değil, benim gibi ümmetten olmayan pek çok kişi, dünyada farklı dinlere mensup vicdanlı milyonlarca, milyarlarca insan da tepkili.

        Hatta sizin ümmet dediğiniz o kişilerin bir bölümünden daha içten ve daha tepkili.

        Mevlut Bey, bu İsrail’in de göstermeye çalıştığı gibi bir dinlerarası çatışma meselesi değil, insanlık meselesidir.

        Bu katliamı bir ümmet seviyesine indirmek, insanlığın geri kalanından habersiz olmak demektir.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Hala Ortadoğu'da din üzerinden siyaset yapmaya çalışmadığımız zaman.

        Diğer Yazılar