Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Nagehan Alçı diye gireceğim yazıya hepiniz “Ekrem İmamoğlu” diye devam edeceksiniz, biliyorum.

Yok yok, yazacağım mesele Ekrem İmamoğlu ile Nagehan Alçı arasında dün akşam bir kez daha herkesi eğlendiren diyaloglar değil.

Ekrem İmamoğlu, Nagehan Alçı ile ekrana çıkmaya bayılıyor.

Zayıf nokta gibi göründüğü için sürekli oradan çalışıyor ve prim yapıyor.

O yüzden konum o değil.

Ben Nagehan Alçı’nın geçenlerde yazdığı bir yazıya takılıp kaldım.

Türkü formunun artık bittiğini, türkü yazmanın ya da derlemenin bilgisayar çağında hala daktilo kullanmaya benzediğini iddia ettiği yazısına.

Alçı böyle manasız bir yazı kaleme alacağına, “Kardeşim ben türkü sevmem. Türkü bana köylülüğü hatırlatıyor. Ben köylülük sevmem” deseydi söylediklerini kişisel bir beğeni olarak düşünüp tek kelime edemezdik.

Ama “Türkü çağdışıdır” anlamına gelen sözleri ciddi bir cehalettir.

Türkü çağdışı falan değildir.

Amerika’da biri çıkıp “Country müzik çağdışıdır” derse, hele hele bunu bir de saygın bir gazetede yazarsa millet buna kıçıyla güler.

Keza İngiltere’de biri çıkıp “Balad bitmiştir. Balad daktilo ile yazı yazmak kadar manasızdır” derse odunla döverler.

Türkü form değiştirebilir.

Tek seslilikten çok seslilik arayışlarına geçebilir.

Kullandığı enstrümanlar değişebilir, farklılaşabilir.

Yeni ritmler, yeni formlar deneyebilir.

Ama türkü bitmez.

NOT: 20 tanesi aynı anda çalan saz sesine bayılmam. Oturup saatlerce türkü dinlemem. Ama Türkülerimizin sözlerine, manasına hasta olurum. Her gün en az bir Neşet Ertaş şarkısı dinlemez isem, bir Mahsuni Şerif dizesi duymaz isem mutfakta yemek yaparken kendimi bir halk ezgisi mırıldanırken bulmaz isem kendimi kötü hissederim.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar