Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Son yılların en popüler, en yükselen politikacısı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu.

Amerika’da ve Avrupa’da yükselen “aşırı milliyetçi” dalgayı Türkiye’de en iyi temsil eden siyasetçilerin muhtemelen 1 numarası.

Muhafazakar hassasiyetleri en iyi ve erken yakalayan, milliyetçi söylemleri en iyi kullanan, teröre karşı oluşan ulusal duyguyu en iyi anlayan yönetici olduğunu göstermeyi çok iyi beceren bir siyasi figür.

Kendi açısından çok ama çok başarılı.

Bu başarısı ona sağ siyasette çok güçlü bir pozisyon sağlıyor.

Öyle ki, iki farklı partide, Cumhur İttifakı’nın iki bileşeninde de “güçlü siyasi kimlik" algısı getiriyor.

Gerek MHP’de, gerek AK Parti’de aynı anda "Mevcut liderlerden sonra en güçlü desteğe sahip siyasi kim?" sorusuna verilen yanıtlarda önemli bir pozisyonu var Süleyman Soylu’nun.

Bu bir siyasetçiye kolay kolay nasip olacak bir şey değil.

Sakın yanlış anlamayın, bunları yazarak Süleyman Soylu’nun tutumunu onaylamıyorum.

Sadece tespit yapıyorum.

Boğaziçi Üniversitesi’nde rektör atamasına karşı yapılan işlemler sırasında da Bakan Soylu’nun söylemleri öne çıkıyor sürekli olarak.

Soylu “Rektörün odasını bastırmam” diyor.

Elbette ki rektör odası basılmaz, bastırılmaz. Zaten rektörün odasını basmak isteyen, kapıya dayanan falan yok.

Soylu bu cümle ile sanki rektörün odası tehlike altında ve öğrenciler şiddet uyguluyormuş gibi bir hava yaratıyor.

Sonra LGBT’cilerin bu topraklardan olmadığını söylüyor.

Müthiş bir eksen kayması yaratıyor, atama karşıtı tepkileri bambaşka bir yere taşıyor.

Dün ben Bardakçı’nın ve Reşat Ekrem Koçu’nun kitaplarını tavsiye ediyorum böyle düşünenlere.

Ama bugün kitap tavsiyesinden vazgeçiyorum.

Daha basit, daha anlaşılır bir şey göstermek istiyorum.

Bir fotoğraf.

Bu fotoğraftaki ünlü bir sanatçımız.

LGBT’nin T’si.

Türkiye’nin en ünlü transseksüeli.

Sayın Bülent Ersoy.

Buradaki fotoğrafı da bir iktidar iftarında çekilmiş.

Zaten Sayın Ersoy da iktidar destekçisi olduğunu hiçbir zaman gizlemiyor.

Yoksa mesele L veya G veya B veya T olmakla ilgili değil mi?

Aynı alkolde olduğu gibi.

AK Partili ise alkolik olmuyordu.

Burada da aynı şey mi geçerli!

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar