Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye dün AB’den yaptırım kararları beklerken, darbe ummadığı yerden ABD’den daha doğrusu Trump’tan geldi.

        AB’nin yaptırım sopasını göstereceğini ama yaptırımlara hemen başlamayacağını Teke Tek’te konuşmuştuk.

        AB'den yaptırım gelmemesi şaşırtıcı olmadı.

        Ancak Trump’ın giderayak yaptırım kararlarını imzalayacağını kimse beklemiyordu.

        ABD’nin seçilememiş Başkanı Trump, dün Kongre’nin Türkiye’ye yönelik S400’lerde kaynaklanan tedbir paketini imzaladı.

        İçinde neler olacak şu an için net değil.

        Yakın zamanda Yunanistan’a kadar gelip, tüm teamüllere aykırı olarak Türkiye’ye gelmeyen, Türkiye’ye geldiğinde ise sadece Fener Rum Patriği ile görüşen Dışişleri Bakanı Pompeo bir kaç gün içinde yaptırımlar olarak neleri seçtiğini açıklayacak.

        Bu konuda fikrini aldığım Hakan Akbaş’a göre beklenen en hafif yaptırım Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir’e yönelik tedbirler ve daha önce 2018’de Çin’e uygulanan yaptırımların Türkiye’ye de uygulanması.

        En ağır yaptırım ise Türk bankalarının SWİFT sistemi dışına çıkarılması. Ki bana göre bu şimdilik çok düşük bir olasılık.

        Ancak daha önce Avrupa Bankaları'na verilen cezaların bir benzerinin Halkbank’a verilmesi de bir diğer olasılık.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Ölümler neden az?

        Ölümler neden az?
        0:00 / 0:00

        Dün Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasındaki Covid 19’a bağlı ölüm ayılarındaki farkı dile getirdim.

        Türkiye vaka sayısına oranla nüfus yaş ortalaması ile açıklanması mümkün olamayacak derecede az vefat sayısı açıklıyordu.

        Tedavide Avrupa’dan daha başarılı olabiliriz, 1. Kademe sağlık hizmetimiz Avrupa’ya oranla daha iyi organize olmuş olabilir, genç nüfus bir etken olabilir ama bunlar aradaki büyük frakı açıklamaya yetmez.

        Ama aradaki mantık dışı farkı konuştuğum hekimler şöyle açıklıyor:

        “Covid 19dan ölenlerin tamamını covid19’dan ölmüş gibi gösteremiyoruz”

        Covid’den ölse bile Covid’den öldüğü raporlarına yazılmayan iki grup var çünkü. Biri PCR testi negatif çıkan ama covid tedavisi görüp hayatını kaybedenler.Bunların covid olduğunu herkes biliyor ama test negatif olduğu için kimse bunları covid diye kayda geçirmiyor.

        Testin güvenilirlik oranı yüzde 60 olduğuna göre, her 100 ölüye 40 ölü de bu yolla eklemek mümkün.

        Daha kalabalık olduğu söylenilen bir diğer grup ise Covid olan, Covid tedavisi gören ama uzun süre yoğun bakımında kalıp, Covid’i atlattıktan sonra Covid’in neden olduğu organ yetmezliklerinden ölen hastalar.

        Yani diyelim ki Covid oldum. Tedavime başlandı. Bu arada karaciğerim, böbreğim, akciğerlerim, dolaşım sistemim çöktü. Bu sırada Covid 15 gün içinde düzeldi ama bıraktığı hasardan dolayıp bir kaç gün sonra öldüm.

        Covid’den ölmüş sayılmıyorum.

        Bu yüzden de sayılar düşük gibi görünüyor.

        Bunun kime faydası var doğrusu anlayabilmiş değilim.

        Bir de Zokora'ya sorun

        Bir de Zokora'ya sorun
        0:00 / 0:00

        Şampiyonlar Ligi grup maçında pis bir ırkçının, Webo’ya yönelik ırkçı söylemlerine gösterilen “Milli tepkiyi” ve Başakşehir Spor Kulübü’nün dik duruşunu gülerek izledim.

        Bu duruşa çok ama çok saygı gösterebilirdim.

        Hatta bununla övünebilir, bu duruşla gurur duyabilirdim.

        Ama duyamadım.

        Çünkü bu duruşta sadece ve sadece 2 yüzlülük gördüm, riya gördüm.

        Türkiye’de futbol sahalarında ırkçılığın kitabını yazan Emre Belözoğlu o Başakşehir’in yıllarca formasını giymese, kaptanlığını yapmasa...

        O Emre Belözoğlu ırkçılık yaptığı için İngiltere’den kovulduktan sonra aynı haltı Türkiye’de defalarca yediğinde Türk futbol kamuoyu kendisine tepki gösterip tek vücut olsa...

        O Emre Belözoğlu Türkiye’nin sosyal ve siyasal açıdan en duyarlı taraftara sahip takımına transfer edilip, bir de sportif direktörlüğü terfi ettirilmese...

        Hepsinin üzerine o Emre Belözoğlu’na daha bir kaç gün önce “Türk Futboluna üstün hizmet ödülü” verilmemiş olsa...

        Rumen hakeme gösterilen ulusal tepkinin onda biri Belözoğlu’na gösterilmiş olsa...

        Ben de Türk futbolunun ırkçılık karşıtı duruşuna saygı duyardım.

        Şapka çıkarırdım.

        Gururlanırdım.

        Ama emin olun hiç inandırıcı bulmadım.

        Ama hiç!

        İsterseniz bir de Zokora’ya sorun mesela.

        O inandırıcı buldu mu?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Varlık felsefesine aykırı hareket edenlerin yokluğa mahkum olduğunu anladığımız zaman.

        Diğer Yazılar