Yerli ve milli yol geçen hanı
Haftalardır yazdığım bir şeyi tekrarlamak ve sormak istiyorum.
“Bu ülke yol gecen hanı mı?”
Sınırları bu kadar açık, dünyanın her yerinden her isteyenin elini kolunu sallayarak geldiği bir başka ülke yok.
Bırakın medeni dünyayı, gayrı medeni dünyada bile yok.
Vatandaşını haklı olarak eve hapseden bu ülke yönetimi, başka ülkeden gelenlerden ülkeye girişte bir PCR testi bile istemiyorsa.
Vatandaşına sokağa çıktığı, karantina kurallarına uymadığı için haklı olarak ceza üzerine ceza kesen bu ülke, gelen yabancıları bırakın 14 gün karantinayı bir saat bile karantinaya almıyorsa.
Vatandaşını doğru bir biçimde HES kodu ile adım adım takip eden bu ülkeye elini kolunu sallayarak giren yabancıyı bir saniye bile izlemiyorsa.
Bir Türk vatandaşı yolcusunu karşılamak için gittiği havaalanına “pandemi tedbirleri” gerekçesiyle haklı olarak sokulmazken, hangi ülkeden gelirse gelsin bir yabancı Türkiye’ye hiçbir soru sorulmadan elini kolunu sallayarak girebiliyor, sokaklarında canının çektiği gibi cirit atabiliyorsa...
Kimse bana palavradan “millilik” söylemleri falan atmasın.
Kimse içi boş “yerli ve milli” masalları anlatmasın.
Milliliğin esası ülkenin vatandaşlarını dışardan gelecek tehlikelere karşı korumaktır.
Üç kuruş döviz girecek diye tehlikeye atmak değil.