Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Benim çocukluğumda, gençliğimde Türkiye için otomobil lüks tüketim maddesiydi.

        Öyle herkes kolay kolay otomobil sahibi olamazdı.

        Zengin muhitlerde bile her evde bir hatta iki otomobil sık rastlanan bir şey değildi.

        Nispeten orta gelir grubuna dahil mahallelerde tek tük otomobil olurdu.

        Özal’la beraber bu durum yavaştan değişmeye başladı, sonrasında otomobil sahibi olmak yaygınlaştı, sıradanlaştı.

        Yine de bir yatırım aracı gibiydi.

        Kişinin servet beyanına dahil olacak kadar kıymetliydi.

        1990’ların sonu, 2000’lerde ise otomobil çok kolay ulaşılabilir bir ürün haline geldi ve lüks tüketimi ve yatırım aracı olmayı bırakın tüketim maddesi haline geldi.

        İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya gibi kentlerde neredeyse eski otomobil kalmadı.

        3-5 yılda bir değiştirilen bir ürün oldu.

        Tüketici açısından buzdolabına, çamaşır makinasına dönüştü.

        Şimdi ise yeniden “Lüks tüketim maddesine” dönüşme yolunda hızla ilerliyor.

        Zaten aşırı yüksek olan otomobil vergileri, ekonomimizin ve Maliyemizin çok iyi durumda olmasına rağmen akılalmaz bir artışla öyle bir yere çekilmiştir ki, artık bırakın dar gelirliyi, orta gelir grubuna mensup birinin bile eli yüzü düzgün bir otomobil sahibi olma şansı kalmamıştır.

        Siz bakmayın “En lüks segmentte” vergilerin çok yükseğe çekilmiş olmasına.

        REKLAM

        O segmentte satılan otomobillerin büyük bölümü zaten şirketler adına alınan yani ödenen vergiden düşülen, yani bir anlamda parasının büyük bölümü devlet kesesine yüklenen araçlardır.

        O araçları alanlar bu vergileri tınmaz bile.

        Ama satın aldığı aracın parasını cebinden ödeyen vatandaş için otomobil almak uzak bir hayaldir.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Drone show

        Drone show
        0:00 / 0:00

        30 Ağustos akşamı güzel bir drone gösterisi izledik.

        Işıklı drone’lar ile Ankara semalarında bayram kutlaması yapıldı.

        Özellikle son sahnede canlandırılan Atatürk’ün Kocatepe pozu Ankara’ya tepeden bakarken herkese de ciddi bir heyecan verdi.

        Bu drone show’u yapan ise bir Fransız firmasıydı.

        Yapay zeka destekli drone’lar ile yapılan bu tip gösterileri dünyada yapabilen birkaç firma var.

        Bunların en iyilerinden biri bir Amerikan firması, bir diğeri ise bir Fransız firması.

        İşin hoşunuza gidecek tarafı ise bir Türk firması da aynı hizmeti verebiliyor yani yapay zeka destekli drone’larla benzer show’lar yapabiliyor.

        30 Ağustos kutlamalarında niye bu Türk firması tercih edilmedi bilmiyorum.

        Muhtemelen kutlamalara apar topar karar verildiği için süreden dolayıdır diye düşünmek istiyorum.

        Umarım önümüzdeki kutlamalarda, yerli ve milli bir bayramı yerli ve milli bir drone firmamızın gösterisiyle kutlarız.

        10 yıl farkla

        10 yıl farkla
        0:00 / 0:00

        Bir yazar arkadaşımız, Abdullah Gül’ün uzun yıllardan sonra 30 Ağustos’u kutlamayı hatırlamasına takılmış.

        Gül’le epey bir dalga geçmiş.

        Demiş ki, “- Bakın, bakın... Ben artık 30 Ağustos geldiğinde hastalanmıyorum. - Bakın, bakın... Daha önce hiçbir 30 Ağustos’ta mesaj atmamıştım ama bu 30 Ağustos’ta attım. - Bakın, bakın... Nasıl da Atatürk diyorum. - Bakın, bakın... Nasıl da gelişme kaydettim. - Bakın, bakın... Bakın yahu... Bakın... Bakın ama...”

        İlk bakışta yazar haklı gibi görünse de bana göre Abdullah Gül’ün de artık Atatürk’ün değerini anlamış olması önemli bir gelişme.

        Ve öğrenmenin yaşı yok.

        Yeter ki samimi olsun.

        Çünkü Abdullah Gül’le dalga geçen bu yazar kardeşimiz de yakın zamana kadar 10 Kasımları umursamamakla, saygı duruşunda bulunmamakla, Atatürk’ü önemsememekle ve değer vermemekle övünürdü.

        O da Gül gibi sonradan fikir değiştirdiğini açıkladı.

        Gül’le alay eden yazar, Atatürk’ün kıymetini 50 yaşından sonra anladı.(Anladıysa)

        Yazarın alay ettiği Abdullah Gül de 60’ından sonra...

        10 yıl için birbirinizi kırmayın.

        Sonuçta aynı siyasi soydan geliyorsunuz!

        Devlet TV'den özel online'dan

        Devlet TV'den özel online'dan
        0:00 / 0:00

        İlk ve orta okullarda eğitim tam nasıl olacak hala anlayamadım.

        Zannederim veliler de anlayamadı.

        Tartışma bize özel değil Avrupa ve Amerika’da da belirsizlik sürüyor.

        Bir İngiltere kesin açacak.

        Diğerleri belirsiz.

        Bizde görülen o ki, bu yıl okullar açılsa bile eğitim evde alınacak.

        Ancak devlet okulları televizyondan eğitim verecek, özel okullar ise online.

        Yani biri canlı olacak diğeri banttan.

        Birinde öğrenci katılımı olamayacak diğerinde sınırlı da olsa olacak.

        Dibe vuran eğitim şimdi dibin de altına girecek.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        İyi insanların kıymetini bildiğimiz zaman.

        Diğer Yazılar