Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        En ufak bir meselede sevinmeyeni hain ilan edenler, her niyeyse bu ülkenin, bu memleketin, bu Cumhuriyet’in tarihinin yazıldığı bayramlara sevinmemeyi hiç ama hiç dert edinmiyorlar.

        Doğalgaz bulunmasına sevinmeyenleri, ki sevinmemek gerçekten ayıptır, haksızlıktır, hain ilan edenler, 30 Ağustos Zaferi’ne niye sevinmezler anlamam.

        Anadolu’yu düşmandan temizleyen savaşın, doğalgaz kadar hükmü yok mudur?

        Vatansever insan ikisine de sevinir.

        30 Ağustos Zaferi’ni getiren bu “meydan muharebesi” bilir misiniz ki 1596’daki Haçova Meydan Muharebesi sonrası bir Türk ordusunun kazandığı ilk meydan muharebesidir!

        Ve 1897’deki Türk-Yunan savaşından sonra kazanılan ilk savaştır.

        Elbette Çanakkale, Kut’ül Amare büyük zaferlerdir ama savaşı kazanmamıza yetmemişlerdir.

        Doğalgaza sevinen ama bu savaşın kazanılmasına sevinmeyen nasıl olur da “yerli ve milli olmaktan” bahseder!

        Tabii tersi de söz konusudur.

        Şimdi bu yıl 30 Ağustos Zafer Bayramı kısıtlı kutlanacakmış.

        Niyesini bilmiyorum.

        Pandemi gerekçesi komik olur.

        Vardır elbet başka bir sebebi.

        Neyse ki, o gün Jokey Kulübü, Gazi Koşusu’nu gerçekleştirecek.

        Ona da şükür.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Bakanlık denetlesin hocam biz denemeyelim

        Bakanlık denetlesin hocam biz denemeyelim
        0:00 / 0:00

        Pandemi döneminin en güvenilir isimlerinin başında gelen Profesör Mehmet Ceyhan hocamız dün “Maskenize sert üfleyin. Ağzınızın önünde şişmiyor ve havayı olduğu gibi geçiriyorsa işe yaramıyor demektir” diye bir açıklama yaptı ve bir yordam gösterdi.

        Ben de eczaneden kutu kutu aldığım ve üzerinde CE falan yazan maskelerden birini taktım suratıma ve üfledim.

        İyi de mecbur muyum bunu yapmaya!

        Böyle rezillik mi olur!

        Ben bu maskeyi eczaneden alıyorum.

        Üzerinde medikal maske yazıyor, türlü sertifika numaraları var.

        Bunun testini üfleyerek ben mi yapacağım?

        Bunun zaten bakanlık denetiminden geçmiş olması, düzenli denetleniyor olması ve uygun olmayanının zaten en azından eczanede satılmıyor olması gerekmez mi?

        Eğer Sağlık Bakanlığı’nın denetimleri bu kadar eksik ve aciz ise ilaçlarına nasıl güveneceğiz mesela?

        Ya da diğer medikal ürünlere.

        Mehmet Ceyhan hocanın her ilaç için, her serum için, her iğne için bize ayrı ayrı test etme usulleri göstermesini mi rica edeceğiz!

        Böyle bir ilkellik olur mu?

        Bu kadar ucuz mu insan sağlığı?

        Yok mu bunun için bir denetim!

        Havlayanlara Türkçe bir yanıt

        Havlayanlara Türkçe bir yanıt
        0:00 / 0:00

        Dün sağ olsunlar, bir grup seviyesiz beni sosyal medyada gün boyu birkaç ayrı başlık altında TT yapmışlar.

        Yani hakkında en çok tweet atılan kişi olmuşum.

        Oralarda afkuran serseri taifesine yanıt verecek halim yok.

        Tehdit ve hakarette kantarın topuzunu kaçıranlara avukatlarım birer birer dava açacaklar o ayrı.

        Durumdan gocunduğumu zannetmeyin.

        Arkasından en az 10 itin havlamadığı kurta kurt demezlermiş.

        Kendimi kurt gördüğümden değil ama itleri it gördüğümden söylüyorum bunu. Gelelim meselenin özüne.

        Galatasaray’ı babasının çiftliği gibi gören Galatasaray Başkanı, üyesi olduğum kulübün resmi sitesinden bana saldırıyor.

        Yüreği yetiyorsa gelsin karşıma.

        DAHA AZ PARA ÖDE DEMEK HAKARET Mİ

        Hakaret ettiğimi öne sürüp besleme itlerini üzerime saldırtıyor.

        Ey Mustafa Cengiz Efendi!

        Hıncal Uluç yıllarca bağırdı “Beni vurdurtan Mustafa Cengiz’dir” diye bana da niyetin o mu?

        Bak efendi, sana hakaret etmiyorum.

        Galatasaray kulübünün çıkarlarını sana rağmen korumaya çalışıyorum.

        19 kulüp diyor ki, “Yahu bu bankalar ile yapmamız için baskı altına alındığımız anlaşmalar kulüpler için ölüm fermanı. Hem faizi yüksek, hem vadesi kısa. Gelin birlik olalım bunun faizini düşürelim, vadesini uzatalım.”

        Sen ise buna karşı çıkıyorsun.

        Niye?

        Daha az faiz ödemek, daha uzun sürede ödemek niye seni rahatsız ediyor, niye?

        Galatasaray üzerinde hangi oyunları oynuyorsun anlat!

        Yarın ana para ve faizi dahil yılda 600 milyon TL ödemen geldiği gün ne yapacaksın, gel diğer kulüplerle birlik ol şunu uzat demek Galatasaray’a hakaret mi!

        TARİKATÇI MAFYA BU TRİBÜNLERDEN GELMEDİ

        Gelelim üzerime saldığın sürüye.

        Tribünden arkadaşlarımın kurduğu bu taraftar organizasyonu, bir süre sonra kirli ellere geçti.

        Başında sağına mafyayı, soluna tarikatları oturtan bir sabıkalı, bu taraftar grubunun sözde lideri oldu.

        Benim 45 senem o tribünde geçti.

        Mafya bozuntusu sözde tribün lideri o zaman Galatasaray’da yoktu.

        Çünkü o, o zamanlar Beşiktaş tribünlerinde amigoluk yapıyordu.

        Baktı Galatasaray’da rant daha büyük Galatasaray tribününe geldi. O mu Galatasaraylı, güldürmeyin beni.

        O tribünlerde aslan gibi Galatasaraylılar var, mafya bozuntusu tarikat artıklarına mı kaldı tribünler.

        Sen onlara kalmış olabilirsin Mustafa Cengiz ama Galatasaray onlara kalmadı!

        TRABZONSPOR’A TEK KÖTÜ LAFIM OLMAZ

        Gelelim Ahmet Ağaoğlu’na.

        Kendisine verilen tüm desteklere, sağlanan tüm imkanlara rağmen Türkiye liginin geçen seneki en iyi takımı Trabzonspor’u şampiyonluğa ulaştıramamanın faturasını ödememek için herkese saldıran Ağaoğlu şimdi de beni hedefe koydu kendince.

        Trabzonspor’a laf söylemişim.

        Trabzonspor’a ve Trabzon taraftarına geçen sezon boyunca söylediğim şey en güçlü takım oldukları, taraftarın artık takıma büyük katkı sağladığı, teknik direktör değişimi sırasında yapılan hatanın şampiyonluğa mal olabileceğiydi.

        Hatta önümüzdeki sezon için de şampiyonluğun en güçlü adayı olduklarını söyledim.

        AĞAOĞLU FATURAYI ONA BUNA YOLLUYOR

        Ahmet Ağaoğlu ise ayrı bir vaka.

        Tribünden atlayıp adam kovaladığı, Kupa finalinde bir başkana yakışmayacak hareketler yaptığını söyledim ve o günden beri lehinde tek kelime etmedim.

        Tribünden atlayan Ali Koç’u da eleştirdiğim gibi.

        Fenerbahçe ve Galatasaray’ın Kasımpaşa’dan bedelsiz oyuncu almasına ilişkin “şike” ithamlarına karşı ise Kasımpaşa’nın daha önce de Trabzonspor’a verdiği bir oyuncunun parasını alamadığı halde Trabzonspor Avrupa kupalarına katılabilsin diye borçsuzluk belgesi verdiğini, alacağını da 7 yılda tahsil edebildiğini hatırlattım.

        Kulüplerin zor zamanlarında birbirleri ile dayanışmasının şike olmayacağını söylemek için anlattım bunu da.

        O belgenin verilmesi için benden aracılık rica eden Trabzonspor yöneticisi genç kardeşim hala orada, canı isterse der ki “Evet Fatih Abi’den ben bu talepte bulundum.” İstemezse de açıklamasın. Canı sağ olsun.

        Ahmet Ağaoğlu kendi başarısızlığının hesabını hem Trabzon camiasına hem de kendisine destek verenlere vermemek için suçlu yaratmaya bayılıyor.

        Başkanlar camiaları temsil eder ama başkanların hataları camialara mal edilemez.

        Bunu Fenerbahçe şike meselesi patladığında ilk söyleyen ve tek söyleyenim.

        Bugün oradayım.

        Zaman hep beni haklı çıkarıyor.

        Para karşılığı taraftarlık yapan sözde taraftar grupları ben Dursun Özbek’i eleştirirken de bana köpek gibi saldırıyorlardı.

        Sonra Dursun Özbek’e saldırdılar.

        Size şu kadarını söyleyeyim.

        Vız gelir, tırıs gidersiniz.

        Coronanın aşısı bulunmadı ama kuduz aşısı mevcut.

        Bilmem anlatabildim mi!

        NOT: Beni arayıp her söylediğine imza atarım diyen Galatasaraylılar. İmza falan istemiyorum. Kendi lafıma ben kendi imzamı atarım. Ama delikanlı taraftarlar kadar adamlığınız yok hiçbirinizin. Sesinizi kesip oturuyorsunuz!

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Çürüme bu kadar yaygın olmadığı zaman.

        Diğer Yazılar