Benzerleri pek çok Avrupa ve ABD kentinde de mevcut.
Sadece Londra tehlikeli olduğu gerekçesi ile bu kiralık scooterlara izin vermiyor.
Ben kendi adıma bu aletlerden korkuyorum.
Çünkü kullananlar için de, trafikteki diğer bileşenler için de son derece tehlikeliler.
Trafikte kullanılan ve iyi kötü bir motoru olan bir taşıt aracı olduğu halde kiralamak için herhangi bir belge gerekmiyor.
Hadi onu geçelim. Polis çevirir, ehliyet yoksa ceza keser diyelim.
Daha kötüsü hiçbir güvenlik aksesuarı yok kullanıcılarda.
Trafikte bir motosiklet gibi geziyor ama ne bir kask, ne bir başka koruyucu eleman, hiçbir şey olmadan hızla giden araçların arasında vızır vızır geziyorlar.
Allah muhafaza bir otomobil dokunsa facia olabilir.
Bu yüzden bu işin hızla bir zapturapt altına alınması, en azından koruyucu giysi zorunluluğu getirilmesi şart.
Aylar önce söyledim “FETÖ ile mücadele bitti” diye.
Bakın şimdi FETÖ’cüleri sınıflara ayırmaya başladılar bile.
Yavaş yavaş “Barışalım, affedelim, en azından bazılarını affedelim. Nedamet getirenleri affedelim. Özür dilesin barışalım. İki gözüm kör olsun bir daha darbe yapmayacağım diyenleri hapisten çıkaralım. Fetullah’ın yerine başkasını atasınlar affedelim” tarzı söylemler başladı bile.
Bu da beni birkaç yıl önce yazdığım bir fıkraya götürdü.
Sürekli okurlar belki hatırlar ama ben yine de yeni okurlar için hatırlatayım.
“Hacı amca ile hanımı hacca gitmişler. Sıra şeytan taşlamaya geldiğinde herkes yerden aldığı minik minik taşları şeytana fırlatırken hacı amcanın hanımı her biri yumruk büyüklüğünde taşları alıp alıp büyük bir hınçla şeytana atıyormuş.
Sonunda hacı amca karısını kolundan tutmuş ve “Ne yapıyorsun hanım” diye sormuş.
Kadın büyük bir öfke ile “Allah'a isyan eden o pis şeytana layık olduğu gibi kocaman taşlar atıyorum” demiş.
Hacı amca tebessüm etmiş ve kadının kulağına eğilmiş:
“Bak hanım” demiş, “İsyan etmeden önce Allah’ın en sevgili meleğiydi o şeytan. Bu işler belli olmaz. Yarın öbür gün tövbe eder barışırlar ama şeytan senin attığın taşları unutmaz.”
Muhafazakar camiayı biraz bildiğim için söylemiştim bunu.
Abdi İpekçi Caddesi ile Valikonağı’nın kesiştiği noktada bir bina vardır.
Bu binanın Abdi İpekçi Caddesi’ne bakan tarafına bir çıkma yapıldı.
Geçen sene galiba.
Kaldırıma.
Kafelerin kaldırıma sandalye, masa koymasına bir itirazımız yok elbette hatta yayalara geçecek yer bıraktığı müddetçe güzel de oluyor ama bu öyle değil. Bayağı bir çıkma yaptı, çevresini kapattı, bir de dam oturttu. Tam bir kaldırım üzeri gecekondu.
“Bu nasıl oluyor kardeşim” diye düşünürken gazetelerden okuduğum kadarı ile belediye bu arsızca kaldırım işgaline karşı “yıkım” kararı çıkartmış.
Aslında görseniz karara gerek yok.
Çok açık bir haksızlık, hukuksuzluk. Kaldırım üzeri bina. Olacak iş değil.
Ama ilginçtir bu karar mahkeme tarafından bozulmuş.
Bir daha karar.
Mahkeme bir daha bozuyor.
Bunu bozan hakimi çok merak ediyorum.
Hangi yasa kaldırımlara kaçak bina yapma hakkı veriyor da, bu yapılan rezalet orada durabiliyor.
Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Aydınlatma Metni’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.