Amiralin gidişi
Memleketimiz birkaç gündür Tümamiral Cihat Yaycı’nın ani görev değişikliğini, daha doğrusu Amiral’in kızağa çekilişini konuşuyor.
Oysa yakın zamana kadar en fazla övgüye mazhar amiralimiz hatta askerimizdi.
Akdeniz’de emperyalist planları bozan Türkiye-Libya anlaşmasının fikir babası ve mimarıydı.
Türkiye’nin uluslararası alanda son yıllarda elde ettiği bu en büyük başarının önemli ismiydi.
Parlak bir Amiral’di.
Kumpas davaları ile yok edilmek istenen Türk Deniz Kuvvetleri’nin bitirilemediğinin ve Fetullah Gülen örgütünün başarısızlığının canlı örneği idi.
Başarı ile uygulanan FETÖmetre onun icadıydı.
Bu değerli amiral aniden görevden alındı diyeceğim ama aslında pek de aniden alınmadı.
Önce kendisine yönelik sistematik bir saldırı başlatıldı.
Geçmişi FETÖ’cü birtakım troller, nedeni belirsiz bir şekilde Amiral’e saldırmaya başladılar önce.
Ardından FETÖ’cü bir sosyal medya hesabından “Çok önemli bir amiral yakında istifa edecek ya da ettirilecek” diye fal bakıldı.
Ve nihayetinde Cihat Yaycı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevinden alındı ve kızağa çekildi.
O günden beri okurlar sorup duruyor, “Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz, bir şey yazmayacak mısınız?”
Sevgili okurlar, ben bu konu ile ilgili söyleyeceklerimi zaten 1 yıl önce söylemişim.
11 Haziran 2019 akşamı televizyonda söylediğim şu cümleyi hatırlayanlar hatırlamayanlara hatırlatsın. Demiştim ki: “Futbol camiasındaki bu gelişmeler gösteriyor ki, FETÖ ile mücadele bitmiştir.”
O gün ne dediğimi anlamayanların, bugün bu gelişmeleri anlaması da mümkün değildir elbette.