Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Corona virüsün etkileri ile mücadelede en önemli unsuru doğru kararları almak ve doğru uygulamaları yapmak olduğunu Çin örneği gösterdi.

        Wuhan kenti ve içinde bulunduğu eyalet 120 milyona yaklaşan nüfusuyla bu virüsle mücadele etti ve büyük oranda başarılı oldu.

        İtalya ise aynı oranda başarısız.

        Bu iki örnek de Türkiye’ye nasıl davranması ya da nasıl davranmaması konusunda çok iyi tecrübeler sunuyor.

        Tabii anlayana ve uygulayana.

        Virüsün ülkemize girişini geciktirmek için doğru çalışmalar yapıldı belki ama ondan sonrasında aynı oranda doğru işler yapılıyor mu emin değilim!

        Mesela sürekli bir evde oturmaktan ve sosyal izolasyondan yani kişilerin arasında en ez 1,5-2 metrelik mesafe bulundurmasından söz ediyoruz.

        Hükümet 65 yaşındakilerin evden çıkmasını yasakladı.

        Bunlar kulağa hoş geliyor da, kararı almakla uygulamayı yapabilmek bambaşka işler.

        65 yaşındakiler evden çıkmayacak.

        Peki bunların “Yükümlülükleri ne olacak?”

        Elektrik parası ödemeyecekler mi?

        Vergi beyannamesi vermeyecekler mi?

        Ya da benzeri onlarca yükümlülük.

        Bunların da sokağa çıkma yasağı boyunca ertelenmesi gerekmiyor mu?

        Sokağa çıkılmasın diye bağırıyoruz da bunu azaltmak için ne gibi önlemler alıyoruz!

        Ben de keyif için boşu boşuna sokağa çıkanlara kızıyorum.

        Ama ya çıkmak zorunda olanlar.

        Kentlerin ayakta kalmasını sağlayan işleri yapanlar.

        Üretimin yavaşlayarak da olsa yürümesi için mecburen işinin başında olması gerekenler!

        Bunların sayılarını azaltmak için herhangi bir düzenleme yapılıyor mu?

        Oysa arkamızda çok iyi örnekler var.

        Çin’de Wuhan ne yaptı?

        İtalya ne yapmadı ve yapamadı!

        Deneyimden ders almayan aptaldır.

        Kendi deneyimlerinden ders alan akıllıdır.

        Başkalarının deneyimlerinden ders çıkaran ise süper zekidir.

        Biz hangisiyiz!

        *

        Alkış yetmiyor

        Coronaya karşı savaşta en büyük görevin sağlık çalışanlarına düştüğünü biliyoruz.

        Bu durumda en önemli işlerden biri sağlık çalışanlarının sağlığını korumak.

        Çin’de bu mücadeleyi veren pek çok sağlık çalışanının enfekte olduğunu biliyoruz.

        İtalya’da üç bin sağlık çalışanı coronadan hastalandığı için devre dışı kaldı.

        Biz de bu savaşın ilk kurşunlarını atan bazı sağlık çalışanlarımızın şu anda kendi kaptıkları virüsle mücadele ettiklerini biliyoruz.

        Şu anda sağlık çalışanlarının en önemli sorunu “barınma”.

        Çünkü maruz kaldıkları ve bir ihtimal kendilerini de enfekte edebilecek virüsleri bir de eve taşımak istemiyorlar.

        Hepsinin çoluk çocuğu ve daha fazla risk taşıyan ileri yaşta akrabaları var.

        Bu yüzden de ya hastanede yatıp kalkıyorlar ya da otel veya geçici kiralık ev arayışındalar.

        Ancak öğrendiğim kadarı ile hiç kimse sağlık çalışanlarına ev kiralamak istemiyor.

        Bakanlığın sağlık çalışanlarına bu dönem için lojman sağlaması şart.

        En azından şu sırada zaten boş olan ve bazıları geçici olarak faaliyetlerini durdurmuş kimi otellerin, birkaç aylığına kiralanıp sağlık çalışanlarına tahsis edilmesi gerekiyor.

        *

        Her akşam 20 dakika ortak yayın

        Corona konusunda aylardır pek çok program yaptım.

        Başka meslektaşlarım da birçok program yaptı.

        Kimi iyi, kimi kötü programlar ama en kötüsü bile en azından hastalığın varlığı ve alınması gereken önlemler konusunda bir kulak dolgunluğu, bir bilinç yaratacak düzeydeydi.

        Buna rağmen toplumsal bilincin çok düşük olduğunu gözlemliyoruz.

        Niye biliyor musunuz?

        Bu gibi programlar belirli bir kesim tarafından asla izlenmiyor.

        Bu yüzden de TBMM’nin veya RTÜK’ün şöyle bir karar alması gerek.

        Tüm televizyonlarda yani sadece haber kanallarında ya da haber programlarında değil, tüm televizyonlarda her akşam belli bir zaman dilimi “Corona ile ilgili bilinçlendirme” programlarına ayrılmalı.

        Hiç değilse 20-25 dakika sürecek bir kuşak tüm televizyonlarda aynı anda kimsenin kaçamayacağı şekilde yayınlanmalı. Tüm izleyicilerin, en bilinçsiz olanların bile gözüne, küçük de olsa beynine sokulmalı.

        Medyanın tümüyle özgür, tümüyle dayatmalardan uzak olması gerektiğine canı gönülden inanan biri olarak bunu söylemek hoş değil ama galiba tek çare bu.

        O yüzden de bu kararın TBMM çatısı altında alınmasını istiyorum.

        Dayatma değil milli irade olması açısından!

        *

        Demokrasi popülizm ve corona

        Corana ABD’de çok ciddi bir şekilde yayılıyor.

        Muhtemelen bu konuda en büyük kaybı veren ülke olabilirler.

        Çünkü mücadele konusunda geç kaldılar ve doğru adımları atamadılar.

        Çünkü corona ile mücadele başka şeye benzemiyor.

        Bilgi, bilinç, bilime saygı, popülizm değil doğru davranışı gerektiriyor.

        Ve şimdi ABD’de artık Ulusal Muhafızlar denilen bir tür askeri güç duruma el koymaya başladı.

        Artık New York sokaklarında güvenliği askerler sağlıyor. Corona demokrasi ile popülizm arasındaki farkı tam olarak anlayamayanları zorluyor.

        Bu görüntüler New York sokaklarından.
        Bu görüntüler New York sokaklarından.

        *

        Sık sorulan sorular

        Corona virüs ile ilgili aylardır program yapıyorum ve konunun en önemli uzmanlarının tamamını bir veya birden fazla kere konuk ettim.

        Yani epey bir bilgi birikimine sahip oldum.

        Bu arada sürekli oluşan literatürü de izleyerek bilgilerimi taze tutma veya güncelleme çabası içindeyim.

        Bunun ışığında bazı çokça soruları ve sorulara verilen yanıtları buradan aktarayım:

        1. Corona virüs havadan bulaşıyor mu?

        Eldeki bulgular yeni corona virüsünün havada olmadığını ancak havadaki tükürük taneciklerinde olabileceğini bunun da havada uzun süre asılı kalmasının düşük bir olasılık olması nedeniyle hava yolu ile bulaşmayacağını gösteriyor. Yani hastalıklı birisi suratınıza öksürüp, hapşırıp tükürüklerini size bulaştırmadığı sürece açık havada corona virüs kapmanız çok düşükten daha düşük bir ihtimal. Ancak açık havada da en az 1,5 metrelik sosyal mesafeyi korumak şart.

        2. Yurt dışından gelmiş biriyle temasım olmadığı halde corona kapmış olabilir miyim?

        Evet olabilirsiniz. Yurt dışından gelme hikayesi geçmişte kaldı. Artık yerli ve milli taşıyıcılarımız daha fazla.

        3. Hastalığın en önemli belirtileri neler?

        Hiç kuşsuz 38 derece celcius’u bulan ateş, kuru öksürük. Bunlar zaten biliniyor. Ancak son dönemde ishal de bu bulgular arasına aynı oranda olmasa da yaklaşıyor. Çok farklı semptomlar gösterebilen corona kimilerinde ürtiker olarak bile ortaya çıkabiliyor. Ancak yine de yüzde 80 oranında en önemli belirti ateş ve kuru öksürük.

        4. Virüs yüzeylerde ne kadar yaşayabiliyor?

        Bununla ilgili söylenen sabit sürelere inanmayın. Genel olarak metal yüzeylerde daha uzun yaşadığı ortaya konmuş olsa da o süreler bulaşıcılığa işaret etmiyor. Virüs yüzeylerde bir süre sonra bulaşma riskini kaybetmeye başlıyor. Ama yine de yüzeylere temastan kaçınmak, temastan sonra elleri yıkamak şart.

        5. Giysilerde virüs taşınır mı?

        Taşınabilir. Birisi üzerine aksırıp tıksırdıysa giysilerin üzerinde de virüs olabilir. Ancak normal şartlarda giysinin üzerinde korkulacak düzeyde bir virüs olması için o giysiyi giyenin de zaten o virüse maruz kalmış olması gerek. Yani giysinize bulaştı ise muhtemelen size de bulaşmıştır. Ayakkabılarla eve girmemek ise doğru bir tedbir çünkü yere tükürmüş virüslü birinin tükürüğü ayakkabınıza bulamış olabilir.

        6. Corona virüs geçirenler bu hastalığa bağışıklık kazanıyor mu?

        Henüz çok net veriler yok ancak Çin’deki bulgular hastalığı tekrarlayabildiğini gösteriyor.

        7. Sadece yaşlılarda ve farklı hastalıkları olanlarda mı öldürücü?

        Hayır. Virüs 10 yaşın altındaki çocuklar hariç tüm yaş gruplarında öldürücü olabiliyor. Ancak gençler ve çocuklar da çok ağır bir hastalık geçirebiliyor. Bu arada birkaç gün önce hastalığın kalıcı hasarlar bıraktığını yazdığımda bazı okurlar itiraz etti. Son çalışmalar virüsün akciğerlerde bazı kalıntılar bıraktığını gösterdi. Mesele bununla da sınırlı değil. Yoğun bakım gerektiren hastalarda başka oranlarda da kalıcı sorunlar bırakabiliyor.

        8. Hastalık ne kadar sürüyor?

        Hastalığın virüsün kapılmasından sonra ortalama 5,2 günde ortaya çıktığı biliniyor. Kiminde 2 günde, kiminde ise 14 günde hastalık başlıyor. Ancak ender olarak daha uzun kuluçka sürelerine de rastlanmış. Sonrasında hastalığın seyri yaklaşık 2 hafta sürüyor. Ancak ağırlaşan vakalarda, virüsün etkisini kaybetmesinden sonra da hastanın iyileşme süreci var. Bu bazen çok uzun olabiliyor. Tam olarak iyileşen hasta sayısının düşük görünmesinin nedeni bu.

        9. Yiyecekler yolu ile bulaşıyor mu?

        Hastalık gastrointestinal sistemde oluşmuyor. Bu bir solunum yolu ve akciğer hastalığı o nedenle yiyecekler yolu ile bulaştığına dair bir bulgu yok. Ancak virüsün ishal yaptığı biliniyor. Yine de şimdilik eldeki tüm veriler sadece solunum yolu ile ve ağız ve akciğerden çıkan sıvılarla bulaştığını gösteriyor.

        10. Bu laboratuvarda oluşturulmuş bir virüs mü? Bir biyolojik silah mı?

        Tüm uzmanların ortak fikri bunun doğal yollarla mutasyona uğramış bir corona virüsü olduğu yolunda. Ancak bazı Fransız ve Çinli araştırmacıların ortak çalışmaları sırasında bu virüsün ortaya çıktığını söyleyen komplo teorisyenleri de var. Buna ilişkin bir veri yok. Sadece komplo teorileri var. Hakim kanaat doğal yolla mutasyon olduğu. Corona tipi virüslerin çok tehlikeli olduğu zaten biniyor. Corona virüslerinin yol açtığı SARS ve MERS gibi hastalıkların öldürücülük olarak Covid 19’dan kat kat yüksek olduğu bilinen bir gerçek. Bu virüs daha az öldürücü ama yayılması çok daha kolay.

        11. İtalya’da çok ölü olması İtalyan sağlık sisteminin kötü olmasından mı?

        İtalyan sağlık sistemi kötü değil. Tam aksine iyilerden biri. Ancak hastalığın hükümet tarafından yeterince ciddiye alınmaması ve geç önlem alınması sağlık sistemini taşıyamayacağı kadar yüksek bir yükle karşı karşıya bırakınca sistem çöktü. Hata sağlık sisteminde değil, yönetimde.

        12. Yaz gelince hastalık bitecek mi?

        Yaz aylarında virüsün etkisini kaybedeceği söylendi ama bu fikirden vazgeçildi. Etkisi azalacak ama muhtemelen sürecek. Sadece insanlar kapalı ortamlarda bir arada olmayacağı ve açık havada dolaşacağı için bulaşıcılığı bir süreliğine azalacak. Yani Mayıs ayı itibarı ile vakalarda düşüş bekleniyor.

        13. Coronadan ölüm riskini arttıran hastalıklar neler?

        Bağışıklık sistemini baskılayan tüm rahatsızlıklar ve organ nakilleri en yüksek risk grubu. Yüksek tansiyon, kalp yetmezliği ve şeker ikinci büyük risk grubu. Kontrol altındaki yüksek tansiyon riski düşürüyor. Yaşlılarda riskin artmasının sebebi bu hastalıkların yaşa bağlı olarak artış göstermesi.

        14. Ne zaman hastaneye gitmeliyim?

        Yüksek ateş ve kalıcı kuru öksürük hastaneye gitmek için en önemli nedenler. Ancak her hastanın hastaneye yatması gerekmiyor. Tam aksine hafif vakalar evde olmalı ki, ağır vakalara hastanede bakacak yer olsun. Corona pozitif olmak hastaneye yatmayı gerektirmiyor. Evde karantinada geçirmek mümkün hastalığı.

        *

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Canlı bile sayılmayan bir virüsten ders almak zorunda kalmadığımız zaman.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar