Mesele insan mı hakikaten!
Ekrem İmamoğlu Teke Tek’te “Kanal İstanbul bu şehre en büyük ihanettir” dediği andan bu yana Kanal İstanbul tartışması yeniden başladı.
Açıkçası ben bu projenin rafa kalktığını düşünüyordum.
Çünkü nereden baksanız yaklaşık 40 milyar dolarlık bir maliyet söz konusu idi ve ayranımız yokken tahtırevanla hacete gitmek benzeri bir durumdu, Kanal İstanbul gibi geri dönüşü uzun ve hatta neredeyse imkansız bir projeye böyle bir kaynak ayırmak.
Tabii köprüler ve şehir hastaneleri gibi “gelir garantili” bir “yap işlet” projesi olarak özel sektöre verilebilirdi belki ama muhtemelen torunlarınızın torunlarına kadar anca ödenirdi parası.
Yani Kanal İstanbul’un devletin ve milletin sırtından indiği günü gören cennetlik olabilirdi.
Yine de bu işler beni aşan işler!
Ekonomisini bilenler tartışsın. Elimdeki sınırlı veri ile net bir şey söylemeyeyim şimdilik.
Çevre felaketine neden olması, Karadeniz ile Marmara arasındaki dengeyi bozma olasılığı da uzmanların işi.
Onu da bir gün Teke Teke Bilim’de uzmanları ile konuşur tartışırız.
Bu proje ile ilgili bana mantıksız gelen bölüm ise çok ama çok basit.
Kanal İstanbul projesinin akla düşmesindeki asıl neden neydi hatırlıyor musunuz?
Ben hatırlatayım.
18 milyonluk bir kentin ortasından geçen bu su yolundaki yoğun gemi ve tanker trafiğinin yarattığı tehlike.
Burada bir kaza olursa, İstanbul’da yaşayanların can güvenliği söz konusu idi ve insanların başına bir felaket gelmesin diye Kanal İstanbul düşünülüyordu.
Böylelikle kaza olursa İstanbul’da yaşayanları etkilemeyecekti.
Şimdi ise ne konuşuluyor?
Kanal İstanbul’un çevresinde yaklaşık 1.5 ila 3 milyon kişilik bir yerleşim.
İyi de hani insanların güvenliği için Kanal yapılıyordu.
Oraya yerleşecek olan 1.5 milyon kişi salak mı, kurban mı?
Boğaz kıyısında bile o kadar insan yaşamıyor.
Eğer mesele hakikaten insan idiyse!
*
İspitçiye abuk yanıt
İstanbul’da bir et lokantasında kaz yemekleri yapılmış.
Kars’ın ünlü kazını tanıtmak amacıyla.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu ve CHP İl Başkanı Kaftancıoğlu ve bir grup da gazeteci.
Ankara’nın geçen dönem görevden istifa ettirilmiş belediye başkanı Melih Gökçek niyeyse bu yemeğe kafayı takmış ve sosyal medya üzerinden sallamış.
"Bakın işte onlar da ziyafetteler ve bakın bakın şarap da içiyorlar” kıvamında konuya girmiş.
Aslında bir ilkokul çocuğu düzeyi.
“Örtmenim bakın Ekrem naptı” ispitçiliği.
Okuyunca güldüm.
Kendi kendime dedim ki, “Melih Başkan hâlâ içinde kalan ukdeyi çıkaramamış ama onu görevden alan CHP değildi, onu unutuyor”
Açıkçası ciddiye alınacak bir şey değildi.
Ama gazeteci arkadaşımız Deniz Zeyrek almış.
Uzunca bir izahattan sonra da “Ekrem Başkan ve Kaftancıoğlu şarap değil su içtiler”
Açık söyleyeyim bu yanıt beni Melih Gökçek’in “kuyruk acılı” ispiyonculuğundan daha çok kızdırdı.
“Şarap içmediler”
İçseler ne olurdu Deniz kardeşim.
Bu mu mudur vereceğin yanıt!
Yuh artık.
*
Libido
Can Yaman diye yakışıklı bir çocuk var.
Oyuncu.
Dünya çapında meşhur olmuş.
Her yerde havalimanlarında kaldığı otellerde falan hayranlarının saldırısına uğruyor.
Hayran saldırısı doğru mu mizansen mi bilemem ama Akdeniz ülkelerinde popüler olduğunu biliyorum dizisi nedeniyle.
Bu arkadaş şöhreti bulan herkes gibi hayatın sırrının da şöhretle bir arada bulunduğunu zannedenlerden olmalı ki, oyunculuk üzerine okuduğum en saçma sapan röportajlardan birini vermiş.
Libidosu olmayan jönler başarılı olamaz anlamına gelen hayatımda duyduğum en zırva lafı etmiş.
Oğlum sen porno oyuncusu değilsin ki!
Son rol yapacaksın.
Gerekirse libidosu yüksek birini gerekirse libidosu olmayan birini, gerekirse aseksüel birini, gerekirse homoseksüel birini oynayacaksın.
Adını duydun mu bilmem ama mesela şahane aşk filmlerinde oynamış Rock Hudson’un kadınlara yönelik muazzam bir libidosu mu vardı?
Ya da “Cruising” filminde hayatımda gördüğüm en muhteşem performanslardan birin sergileyen Al Pacino o günlerde gay olmaya mı karar veriyordu?
Can Yaman kardeşim sana böyle yüz tane daha örnek veririm ama muhtemelen okumayacaksın.
Ama bilesin ki oyunculuğun libido ile alakası yok. Ayrıca seninle oynayan kadın oyuncular oraya senin kendini daha erkek hissetmen için yollanmıyor.
Şunu da unutma.
Tutmayan iki dizilik canın var.
Var zannettiğin libidonun canı da o kadar.
Can Yaman’ın libidosu düşük halleri
Can Yaman’ın libidosu yükselmiş hali
*
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Denize düşen Uzan’a sarılmadığı zaman.