Kıssa hisse
Okurlar soruyor merakla:
23 Haziran’da sandıktan ne çıkar?
Bu köşenin takipçileri farkındadır ki, ben 1 Nisan’dan bu yana seçimlerin tekrarlanacağını yazıp duruyorum. Ve seçimleri tekrarlatmak isteyenlere geçmişten bir misal veriyorum.
1977 yerel seçimlerinden.
O seçimde Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığına Mehmet Keçeciler seçilmişti.
O günün iktidarı, YSK üzerinde baskı kurarak Konya seçimlerinin yenilenmesini sağlamış ve bunun sonucunda Mehmet Keçeciler tekrarlanan seçimi bu kez 34 bin oyla, yani oylarını arttırarak kazanmıştı.
Bunu 6 Nisan günü yazdım.
Açıp detaylarına bakabilirsiniz.
Anlayacağınız bu millet oyuna sahip çıkar.
Yeter ki sandığa leke düşmesin.
***
İdlib tehlikesi
Suriye’ye yönelik operasyonlar sonrasında söylenen cümle: “Orası normalleşiyor, Suriyeli misafirlerimiz yavaş yavaş geri gidecek.”
Elhak, bir kısmı gitti.
Yaklaşık 4 milyon Suriyelinin 250-300 bin kadarı.
Kalanların yaklaşık 260 bin kadarı sınıra yakın kamplarda, 3 milyonu aşkını da çeşitli kentlerimize dağılmış vaziyette yaşıyorlardı.
Şimdi ilginç bir gelişme oldu.
Sınırdaki kamplarda yaşayan Suriyeliler kamplardan çıkarılıyor.
Kendilerine “Kira yardımı” verilecek ve onlar da kentlere yerleşecekler.
Peki niye?
En muhtemel gelişme şu olabilir.
“Dost, kardeş ve müttefik” Rusya, Esad güçleri ile birlikte İdlib’e yönelik bir hareketlenme içinde.
Türkiye bunu istemiyor ve Rusya’ya “Ben orayı çözeceğim” sözü vermişti.
Ancak Rusya “Burada bir şeyin çözüldüğü yok” diye şikayet ediyordu bir süredir ve belli ki, artık bu konuda Türkiye’nin bir şey yapacağına inanmıyor ve harekatı başlatıyor.
Bunun doğal sonucu, İdlib’den Türkiye’ye doğru yeni bir göç dalgası başlayabilir.
Bu da Türkiye ile Rusya arasında ciddi bir sorun çıkarabilir.
Bu sorun S-400’ler dahil pek çok meseleyi farklı boyuta taşıyabilir.
Hatta İstanbul Belediye Başkanlığı seçimindeki dengeleri bile etkileyebilir.
***
Boşuna yazmamışım
Geçen hafta bir AK Parti milletvekilinin adını zikredip şöyle yazdım:
“Son günlerde siyasette bana umut veren şeyler de olmuyor değil.
Mesela yeni umudumun bir adı da var.
AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu.
Şimdi bana uzun uzun yazdırmayın.
Bu ismi Google’a yazın.
Sizin de bir umudunuz olsun!”
Boşuna yazmamışım bu ismi.
Dün YSK kararını vicdani olarak eleştiren tek AK Partili o oldu.
***
Bu yayın açık suçtur
Masamda şöyle bir “Yayın” ya da “Kitap” buldum dün.
“Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımıza isnat edilen suçlamalar ve cevapları”
Yaklaşık 600 sayfalık bir kitap.
Ve çok açıkça aynı anda iki suçu işliyor.
İlk suç sürmekte olan bir davayı yayın yoluyla etkilemeye çalışmak.
Bu tartışılabilir bir suç.
Diğer suç ise çok açık ve net bir biçimde yasaya aykırı yayın yapmak.
Türkiye’de yayıncılık izne tabii değil.
Ancak kurallara tabii.
Bir yayın yapacaksanız bu ister bir dergi, ister bir gazete, ister bir kitap olsun, bunun bir künyesi olmak zorunda.
Yani yayınlayan kim, yazan kim, basan kim, dağıtan kim.
Bunlar açıkça belirtilmek zorunda ki, içeriğinde bir suç unsuru ya da birilerine yönelik hakaret, isnat var ise bunun sorumluları belli olsun.
Bir yasa dışı çete işi belli olan bu yayında ise bunların hiçbiri yok.
Ve hayli yüksek olan maliyetinin hangi kara kaynaklar ödendiği de şu an için meçhul.
***
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Eli taşın altında kalanlara kızmanın haksızlık olduğunu bildiğimiz zaman.
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce