İstanbul'da görülmesi gereken 10 sergi

Taner Ceylan, 'Âheste Çek Kürekleri, Mehtâb Uyanmasın'

Sipahiler Ağası Mehmet Emin Ağa Yalısı

Taner Ceylan'ın on beş yılın ardından Türkiye’de izleyiciyle buluştuğu 'Âheste Çek Kürekleri, Mehtâb Uyanmasın' başlıklı kişisel sergisi Kanlıca’daki Sipahiler Ağası Mehmet Emin Ağa Yalısı'nda sanatseverlerle buluşuyor.

2019 yılından beri İstanbul’u farklı perspektiflerden gözlemleyerek oluşturduğu sergisinde Taner Ceylan; kentin tarihi yapılarını, farklı semtlerini ve hikayelerini yeniden keşfederken İstanbul’un gizli kalmış cevherlerinden ilham alıyor.

Başlığını Yahya Kemal Beyatlı’nın ‘Çubuklu Gazeli’ şiirinden alan sergiyi 16 Ekim’e kadar ziyaret edebilirsiniz.

Not: Kişisel sergisi ile eş zamanlı olarak, Taner Ceylan’ın eserlerini Abdülmecid Efendi Köşkü’nde gösterilen “İsmi Lazım Değil” sergisinde ve SALT Beyoğlu’nda görebilirsiniz.

“İsmi Lazım Değil” de, Ceylan’ın 'Âheste Çek Kürekleri, Mehtâb Uyanmasın' da gösterilen yeni serisinin öncüsü ve tarihi yolculuğunun başlangıcı olan 2010-2013 yılları arasında ürettiği, ‘Kayıp Resimler Serisi’ nden etkileyici bir eser yer alıyor. Osmanlı Devleti’nin anlatılmayan hikayeleri ve olası hallerini irdeleyen seriye ait, Osmanlı’nın bir albino tavus kuşu ile tasvir edildiği ‘Birth of Hope’ görülmeye değer.

SALT Beyoğlu’nda Amira Akbıyıkoğlu küratörlüğünde gerçekleşen “Sahne’de 90'lar” başlıklı karma sergide ise, sanatçının kariyerinin başlarında hayata geçirdiği ve Türkiye güncel sanat tarihinin ilk ‘happening’ örneklerinden olan ‘Monte Carlo Stili’nin video dokümanteri gösteriliyor.

*

‘İsmi Lâzım Değil’

Abdülmecid Efendi Köşkü

Küratörlüğünü Brigitte Pitarakis ve Selen Ansen’in üstlendiği, “İsmi Lazım Değil”, Abdülmecid Efendi Köşkü’nde sanatseverlerle buluşuyor.

Ömer Koç’un teşvîki ve Koç Holding’in desteğiyle düzenlenen sergi, Bizans’tan günümüze uzanan tarihsel ve kültürel mirastan esinlenerek, biçimlerin, inançların ve temsillerin tarih boyunca nasıl varlığını sürdürdüğünün, ve dönüşüm geçirdiğinin izini sürüyor. Bizans döneminin doğaüstü ve bilinmez olana ilişkin sembolik dünyasından hareketle, güncel sanatta bilinmezin temsiline odaklanıyor.

Köşkte 45’ten fazla sanatçının çeşitli medyumlarda ürettiği yaklaşık 100 eser sergilenirken, bodrum katta ziyaretçileri Bizans kozmolojisi ve ikonografisine ait kurucu imgeler arasında bir mekansal deneyim bekliyor.

Serginin başlığı ‘İsmi Lâzım Değil’, bilinmezin anlaşılmazlığını ve isimlendirilemez boyutunu yansıtmakla beraber, serginin gizemine dair ipuçları veriyor.

11 Aralık’a kadar ziyaret edebilirsiniz.

*

Felekşan Onar, ‘Ütopyadan Sonra: Kuşlar’

Sadberk Hanım Müzesi

Sadberk Hanım Müzesi, cam sanatçısı Felekşan Onar’ın yazar ve küratör Arie Amaya-Akkermans ile işbirliği içinde hazırladığı bireysel sergisi ‘Ütopyadan Sonra: Kuşlar’ı izleyiciyle buluşturuyor. Müzedeki ilk çağdaş sanat girişimi olan proje, heykel, tiyatro, film, arkeoloji ve saha araştırması alanlarına uzanırken, sergi üç ana bileşen etrafında kurgulanıyor. Sergide, Felekşan Onar’ın yeni cam heykeller serisi ile müze koleksiyonundan seçilen Bronz Çağı’ndan Osmanlı’ya uzanan eserler diyalog halinde iken, çağdaş bir tiyatro oyunu ve bir sergi monografisi gösteriliyor.

28 Şubat’a kadar ziyaret edebilirsiniz.

*

Agnes Denes ‘Yaşayan Piramit’

Sakıp Sabancı Müzesi

Sakıp Sabancı Müzesi, yaşayan en önemli ekofeminist sanatçılardan Macar asıllı Agnes Denes’in mekâna özgü eseri “Yaşayan Piramit”e ev sahipliği yapıyor.

İlk olarak 2015’te New York’ta ve ardından 2017’de Documenta 14 kapsamında Kassel’deki Nordstadtpark’ta inşa edilen, mekâna özgü bir eser olan Yaşayan Piramit, doğal yaşam döngüsüne sahip bir heykel… Toprakla doldurulmuş ahşap basamaklardan oluşan dokuz metrelik yapı, sanatçının İstanbul’un kent florasından seçtiği altı yüz farklı türde iki bin adet bitkiden oluşuyor.

İnsan-doğa etkileşimini sorgulayan piramit, sergilendiği aylar içerisinde değişen ve dönüşen bitki örtüsüyle tabiatın döngüsünü gözler önüne serecek.

Yaklaşık yarım yüzyıldır piramit formunu çalışmalarında bir metafor olarak kullanan sanatçı, bu form aracılığıyla düşünsel kavrayışımızdaki toplumsal hiyerarşileri de sorgulatıyor.

Sergi 23 Ocak’a kadar görülebilir.

*

‘Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin?’

Meşher

Antik Yunan mitolojisinde Ekho ve Narkissos’un karşılıksız aşk anlatısından esinlenerek kurgulanan ‘Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin?’ karma sergisinde bir araya gelen eserler, bu anlatının sunduğu yansıma, yankılanma, başkalaşma temalarını günümüz sanatsal ve toplumsal dinamikleri ışığında yorumluyor.

Marina Abramovic, Gerhard Richter, Aslı Çavuşoğlu, Erol Akyavaş, Koray Ariş’in aralarında olduğu toplam 44 sanatçının 120’ye yakın eserine ev sahipliği yapan sergiyi 12 Şubat’a kadar ziyaret edebilirsiniz.

*

United Visual Artists (UVA), ‘Kaosun Eşiği’

Borusan Contemporary

Matt Clark tarafından kurulan Londra merkezli kolektif United Visual Artists (UVA)’ın Borusan Contemporary’de açılan sergisi ‘Kaosun Eşiği’, ışık, form ve hareketin iç içe geçtiği heykel, performans ve mekâna özgü yerleştirmeleriyle izleyiciyi kozmik bir yolculuğa çıkarıyor.

Algının ve bilişselliğin doğasını araştırarak bizleri deneyimin evrenselliği ve subjektifliği üzerine düşündüren UVA’nın, ‘performatif mekânlar’ olarak tanımladığı eserleri, bu kez astronomi, kuramsal fizik, doğa olayları ve insan psikolojisi gibi çeşitli konuları merkezine alıyor.

Julia Kaganskiy küratörlüğünde gerçekleşen sergiyi, 27 Ağustos’a kadar ziyaret edebilirsiniz.

*

Canan Tolon, ‘Tunnel Vision’

Dirimart Pera

Dirimart’ın, Pera’daki yeni mekânının ilk sergisi ve Canan Tolon’un galerideki ilk kişisel sergisi olan Tunnel Vision, iki yıllık bir çalışmanın, pandeminin neden olduğu kesintinin ve sonrasında devam eden toplumsal rahatsızlıkların sonucu olarak ortaya çıkıyor. Çoklu resimden oluşan Tunnel Vision, yayılımı içinde donmuş birden çok manzarayı, kesik bir film şeridinin gerçekliğinde gözler önüne sererken, hayat akışını sürdüren bir yerleştirme.

16 Ekim’e kadar ziyaret edebilirsiniz.

*

‘OyunBu’

Arter

Arter’de geçtiğimiz Şubat ayında izleyiciyle buluşan ‘OyunBu’ sergisini henüz ziyaret etmediyseniz sonbahar programınıza mutlaka almanızı öneririm.

Arter Koleksiyonu’ndan seçilen yapıtları çocukluk dönemi ve oyuna ilişkin kavramlar etrafında bir araya getiren sergi, sanat yapıtlarının sunduğu kurgusal deneyimlerle oyunlara farklı bir bakış açısı sunuyor. Kurallarla dolu müze ortamına kural tanımaz bir anlayış getiren ve gündelik olanın dışına çıkmayı sağlayan seçki, sanatın oyun kurucu ve oyun bozucu yönlerini ele alıyor.

Farklı düşünme, yorumlama ve üretim süreçlerini izlerken oyunun özgürleştiriciliğinin deneyimlendiği karma sergide 60’a yakın sanatçının eseri var.

9 Nisan 2023’e kadar ziyaret edebilirsiniz.

*

Ahmet Doğu İpek, ‘Başımızda Siyahtan Bir Hâle’

Arter

Henüz görmediyseniz Arter’de kaçırılmaması gereken bir sergi de, Ahmet Doğu İpek’in 2020–2022 yılları arasında ürettiği eserleri bir araya getiren ‘Başımızda Siyahtan Bir Hâle’. Kum fırtınası, yanardağ patlaması, heyelan ve güneş tutulması gibi doğa olaylarından yola çıkan resimler, çizimler, yerleştirmeler ve video sanatı, insan ölçeğini aşan görkemli varoluşlarıyla hem büyüleyici hem de ürkütücü bir nitelik üstlenen bu fenomenleri soyut bir dille yorumluyor.

Sergi, 29 Ocak 2023’e kadar ziyaret edilebilir.

*

Gelecek sergi: BASE 2022

Akaretler Sıraevler

Son olarak, 28 Eylül’de açılması planlanan Base 2022 Sergisi. Her yıl üniversiteden yeni mezun sanatçıların farklı disiplinlerdeki eserlerini bir araya getiren sergide bu yıl 73 sanatçı adayının 83 eseri gösterilecek.

Yeni mezun sanatçı adaylarının dünyaya ve sanata yönelik geliştirdikleri bakış açılarını, sanat üretiminde ele alınan güncel kavram ve içerikleri, kullanılan form, mecra ve araçların olanaklarını, ve Türkiye’deki akademik eğitimin niteliğine dair fikir edinmenizi sağlayacak bu sergiyi ajandanıza almanızı öneririm…

Sergi, 2 Ekim’e kadar devam edecek.