Loğusa kardeşim, yalnız değilsin!
9 ay boyunca bedenini, ruhunu, evinin köşe buca- ğını hazırlayarak hayatına katı- lacak bebeğini bekleyen güzel kardeşim; bil ki bu doğum sadece bir çocuğun doğumu değil. Senin de bir anne olarak, yeni bir insan olarak doğumundur...
Yine bil ki loğusalık dediğin bedeninin sınırlarıyla, hormonların daha önce hiç bilmediğin karışımlarıyla, 24 saat senden bir şeyler talep eden bir bebeğin bir yandan aşka bir yandan eziyete benzeyen varlığıyla sınandığın bir garip haldir. Herkesin loğusa hikâyesi diğerinden farklıdır. Ağlaman, uykuya aşermen, kocana senden yarım saat fazla dinlendi diye kıl olman, banyo yapabilme özlemiyle yanman, kendini eksik, yetersiz, aşk içinde, çaresiz ve yalnız hissettiğin durumlar olabilir.... Bu işin tabiatı budur. Bil ki yalnız değilsin. Bil ki geçecek...
Bu girizgâhın sebebi şu: Uykusuz Anneler Kulübü’nün Onuncu Ay Platformu desteğiyle geçtiğimiz haftaya ‘Lohusa Depresyonu Farkındalık Haftası’ denildi. Online ve offline etkinliklerle geçen haftanın amacı loğusalara “Yalnız değilsiniz” mesajını duyurmak. Gel güzel kardeşim, Uykusuz Anneler Kulübü’nün kurucularından Perihan Gürer ve Bayer Consumer Care Türkiye Ülke Müdürü Oya Canbaş’ın söylediklerine bir kulak ver. Sonra kaldığın yerden devam edersin depresyonuna...
‘ANNE İHTİYACINDAN ORTAYA ÇIKTI’
Lohusa Depresyonu Farkındalık Haftası nasıl ortaya çıktı? Perihan Gürer: Nihan Öztürk’le “Loğusalık çok zor geçiyor, annelerin desteğe ihtiyacı var, ne yapabiliriz?” derken yurtdı- şında örneklerini görüp yapmaya karar verdik. İlkini 2 sene önce düzenledik. Anneler çok paylaşım yaptılar, sıkıntılarını yazdılar, seminer düzenledik, online aktiviteler yaptık. Yani anne ihtiyacından ortaya çıktı.
Onuncu Ay platformu nedir? Oya Canbaş: Pişik merhemimizle ilgili bir araştırma kapsamında annelerle konuşurken bir şeyin farkına vardık. Hamilelik sürecinde üzerine titrenen annelerin pabucu bebek doğduktan sonra dama atılıyor, bütün ilgi alaka bebeğe giderken kimse anneye nasıl olduğunu sormuyor. Buradan yola çıkıp “Annelerin yanında olmamız lazım” dedik. Annenin kendini iyi hissetmesi bebeği de etkiliyor. Annelere ulaşıp “Sen nasılsın?” diye sordukça annelerin buna şaşırdığını gördük. Kimse sormamış. Oysa ki anneler yaşadıkları zorlukları, duygusal, fiziksel, ruhsal iniş çıkışları paylaşma ihtiyacı içindeler. Yalnız hissediyorlar. Bu yüzden bir paylaşım platformu yaratmak istedik: Onuncuay.com. Geçen sene kasımda yayına verdik. Uzman görüşleri, annelerin yaşanmış hikâyeleriyle her gün geniş- leyen bir içeriğimiz var. Sayılarla Onuncu Ay diye bir konseptimiz de var. “Bir ayda kaç bez değiştireceğim, ne kadar vaktimi emzirerek geçireceğim, bebeğim ne kadar ağlayacak?” gibi bilgiler var içinde. Annelerin kendilerini anlatmasını, sıkıntılarını paylaşmasını ve başkalarının paylaştığını görmesini sağlamayı hedefliyoruz.
‘Aynı anda 10 milyon loğusa kadın’
Loğusalık 40 günde biter mi? Perihan Gürer: “Loğusanın mezarı 40 gün açık olur” derler ama bu kadarla sınırlı değil. Hüznü var, depresyonu var, başka yoğunlukları var. 1-2 sene de sürebiliyor, 6 ay da. Kişiden kişiye değişiyor.
Herkes yaşıyor mu loğusa depresyonu? P.G: Yeni annelerin yüzde 85’i loğusalık hüznü, yüzde 20 civarı da depresyonu yaşıyor. Bu herkesin başına geliyor, yalnız değilsiniz ve bunu aşabilirsiniz. Destek alabilirsiniz, paylaşabilirsiniz, destek isteyebilirsiniz. Bunu talep etmek kimsenin aklına gelmiyor. “Bende bir gariplik var” diye düşünüyor herkes.
Oya Canbaş: Dünya üzerinde aynı anda 10 milyon kadın loğusalık yaşıyor. Bu, çok büyük bir rakam. 10 milyon anne aynı anda onuncu ayında. Ve bunların çoğu loğusalık depresyonu ya da hüznü yaşıyor. Bebeğe dair inanılmaz duygular var, o işin muhte- şem tarafı ama hayatının tamamını ona ayırman gerekiyor. Bir yandan devam eden eş ilişkisi var, bazı anneler işe geri dönüyor...
‘Babanın uyanık olması lazım’
Babalar nasıl yaşıyor bu değişimi? Perihan Gürer: Sudan çıkmış balık oluyorlar. Anlamıyorlar bu kadın böyle değilken neden böyle oldu? Çoğunlukla da nasıl yardımcı olabileceklerini bilmiyorlar. Baba olmayı yaşayarak öğreniyorlar. Ama biz o fırsatı vermiyoruz. Çünkü bir “Her şeyi ben yaparım” diyen bir tarafımız var, bir de “Bana yardım edin” demek isteyen ama açıkça söylemeyen tarafımız. Babanın biraz daha uyanık olması gerekiyor. Babaya, annenin ihtiyacı kadar yardım almasını, rahatsız edilmemesini sağlamak düşüyor.
Loğusalığın uykusuzluk dışında ne gibi zorlukları var? P.G.: Doğum sonrası vücuttaki değişikliklere alışmak bir süreç, fiziksel sıkıntılar yaşanıyor. Emzirme sıkıntıları yaşanıyor, bu da annenin psikolojisini etkiliyor. Yaşanan emzirme problemleri depresyonu tetikliyor. Bir de mahalle baskısı var. Büyüklerin veya yakınların yardımı çok önemli ama sınırları bilmeleri, yargılamamaları çok önemli.