5 cm'lik alan ve seçmenin sorumluluğu
Bugüne kadar siyasi partilerin görevlendirecekleri müşahitlerin ve sandık kurulu üyelerinin yapması gerekenleri yazıp çizdik. Ancak seçmenin sorumluluğuna ve yükümlülüğüne pek değinen olmadı.
Seçim sistemimiz, oy kullanacak seçmene de sorumluluk yüklüyor.
Peki bu nasıl bir sorumluluk?
Oy kullanacak vatandaşımız yanında seçmen bilgi kağıdı ile, yoksa oy kullanacağı sandığı öğrenerek vatandaşlık numarasının yer aldığı kimlik kartı veya pasaportu ile oyunu kullanabilecek.
Seçmen, sandık kurulu tarafından kendisine verilen biri cumhurbaşkanlığı diğeri TBMM seçimi için iki oy pusulası, zarfı ve mührü eline aldığında yapacağı ilk iş, pusulaları havaya kaldırıp ya da ışığa tutup YSK filigranı olup olmadığını kontrol etmek.
Vatandaşımız, filigranı gördükten sonra pusulanın arkasında YSK’nın mührü olup olmadığını kontrol edecek. Aynı mührün pusulaların konulacağı zarfın sol üst köşesinde de bulunması gerekiyor.
Zarfın ve pusulanın yırtık olmaması, üzerinde kalemle işaretleme yapılmamış olması da oyun geçerli sayılması açısından hayati derecede önemli…
Mührünüzü tercihinize göre, doğru şekilde bastınız. İşiniz bitmiyor; pusulaları katlama ve zarfın içine yerleştirme de hayati derecede önemli. Mühürlü tarafı içe doğru katlarsanız diğer adayın veya ittifakın üzerine denk gelebilir.
Bu gibi durumlarda, yani tek mühür karşı tarafa geçtiğinde, kullanılan oyun geçerli sayılacağına dair YSK kararı var. Ancak sandık kurulları açısından karar vermede zorlanıldığında oyunuz geçersiz sayılabilir. Buna dikkat etmek gerekir.
Bu bir-iki saniyelik işleme herkesin tahammül göstermesi gerekiyor. Oy kullanmak için kuyrukta bekleyen vatandaşlarımıza çok büyük etkisi olmayacaktır.
Oy kullanmayla ilgili Yüksek Seçim Kurulu’nun internet sitesinde bütün detaylar yer alıyor. Seçmenin oyunu kullanmadan önce siteye girip bakmasında fayda var.
Seçmen bilgi kağıtları da adreslere yollanmaya başlandı. Benimki ulaştı. Eline geçmeyen vatandaşların e-devlet üzerinden girip oy kullanacakları yeri öğrenmelerinde fayda var.
ÇÖPTEN ÇIKAN PUSULALAR
Geçmiş seçimlerde hile yapılmış algısı yaratan bir konu var ki oldukça kritik.
Tabii ki kötü niyetli insanlar çıkıyor ve sandığa fiziki olarak sahip çıkmazsanız hileler de olabiliyor. Bugüne kadarki tespitlere göre, çöplerden çıkan oy pusulaları genellikle, kabine girip pusulayı zarfa koymayan 15-20 kişilik grupların kendi partileri seçim kaybedince olumsuz algı yaratma amacıyla bu pusulaları çöpe atmalarından kaynaklı…
Dediğim gibi organize hırsızlıkları da göz ardı etmiyorum ancak böyle bir hile için büyük organizasyon gerekiyor.
Pusulalar nasıl ve nerede basılıyor? Pusulaların güvenliği nasıl sağlanıyor? Filigranlı kâğıt, tabakalar halinde nerede kesiliyor? Basım işini yapan matbaalar özel olarak mı seçiliyor? İki turlu cumhurbaşkanlığı seçiminde, seçimin ikinci tura kalması halinde oy pusulaları nerede basılacak? YSK bunun için hazırlıklı mı? Filigranlı kâğıtlar başka seçimlerde de kullanılabiliyor mu?
Bu sorunların yanıtları da bir vatandaşlık ödevi olan sağlıklı oy kullanma işlemi açısından önemli…
Size kritik bir bilgi vereyim;
Uzunluğu 105 cm olan TBMM seçimi pusulası, ittifakların yer aldığı kutucukların arası daraltılarak bir metreye düşürüldü. Çünkü kesim ve basımın yapıldığı Ankara’da bu standardı karşılayacak matbaa yoktu. Bunun için, basılacak mührün oy vereceğiniz ittifak dışına taşmamasına ayrı bir dikkat göstermek gerekiyor.
PUSULALARIN BASIMI
Araştırmalarım sonucunda elde ettiğim teknik birkaç ayrıntıyı sizinle paylaşmak istiyorum…
Önceden temin edilmiş ve YSK’nın güvenli depolarında kameralarla gözetlenen, üst düzey güvenlikle saklanan rulo halindeki filigranlı kağıtlar, polis nezaretinde Ankara’daki bir matbaaya gönderildi. Bu matbaa aralıksız şekilde çalışarak bu kağıdı bir metrelik tabakalar halinde kesti.
Kesilen bu kağıt yine polis ve YSK gözlemcileri nezaretinde sayılıp paketlenerek, polis eşliğinde büyük gizlilik ve titizlikle Ankara’daki üç ayrı matbaaya dağıtıldı.
Ankara’da bu pusulayı basacak yetenekte üç matbaanın bulunduğu belirtiliyor. Cumhurbaşkanı adayları için Türkiye genelinde tek pusula basılırken, ittifakların ve seçime girecek partilerin farklılık gösterdiği illere ve seçim bölgelerine farklı pusulalar gönderiliyor.
Bu çok zor bir iş; bunu YSK yapıyor.
Kanuna göre her pusulanın farklı renkleri var. Kanunlarda ve yönergelerde belirtilen her şeye harfiyen uyuluyor.
O sandıkta ister 10, isterse 200 seçmen olsun. Her sandık için 400 pusula basılıyor.
Niye bu kadar fazla pusula basılıyor? diye tepki gösterenler açısından söylüyorum. Bu, yasal bir zorunluluk. Bu seçimde YSK, yurt içi ve yurt dışında kullanılacak oylar için ikinci turu da düşünerek 249 milyon 670 bin 310 adet oy pusulası batırma ihalesi yaptı. İlk seçim için iki ayrı pusula olduğunu dikkate alarak 150 milyona yakın pusula Türkiye sathında il, ilçe, belde ve köylere gönderiliyor.
Yurt içinde ve yurt dışında 64 milyon 191 bin 285 seçmen oy kullanabilecek.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırsa ya da seçimlerin tekrarlanması söz konusu olursa Yüksek Seçim Kurulu bunun için de hazırlık yapacak. YSK’nin elinde yeteri kadar filigranlı kağıt bulunuyor ve bu seçimde kullanılmayan filigranlı kağıtlar, sonraki seçimlerde de kullanılabiliyor.
ARTIŞ VAR ANCAK REKOR DEĞİL
14 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanı seçimi ve 28. dönem milletvekili genel seçimi kapsamında, yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı 3 milyon 416 bin 98 seçmen olduğu açıklanmıştı.
Oy kullanılacak 73 ülkeden 67’sinde oy verme işlemi tamamlandı; 6 ülkede bugün sona erecek. 46 gümrük kapısında ise 14 Mayıs’a kadar oy verme işlemi sürecek.
YSK oy verme işleminin başladığı 27 Nisan’dan sonraki ilk günlerde yaptığı açıklamada oy kullananların sayısının 2018 seçimlerinde oy kullananları geçtiğini açıklamıştı. Dün itibariyle ise yurt dışı temsilciliklerde ve gümrüklerde 1 milyon 666 bin 824 kişi oy kullandı.
İstatistiklere baktığımda bazı temsilciklerimizde hiç oy kullanılmamış olması dikkatimi çekti. Oldukça da şaşırdım…
Oy kullanma işlemi bitince bu sonuçları daha sağlıklı şekilde değerlendireceğim.
Ancak gördüğüm şu ki, yurt dışında oy kullanımında öyle rekor artış falan yok. Karşılaştırmalı analiz yaptığımızda, 2018’de 3 milyon seçmenin bir milyon 500 bini oy kullanmış. Yüzde 50 katılım olmuş…
Bu seçimde ise 3 milyon 400 bin seçmenden oy kullananlara baktığımızda önceki gün itibariyle yüzde 49 katılım olduğu görülüyor. Dün kullananlar ve bugün kullanacaklarla yüzde 50’nin aşılacağı öngörülebilir. Gümrüklerdeki kullanımı da dikkate aldığınızda iyimser tahminle yüzde 55’lik bir katılım oranı yakalanır.
Geçen seçimde yurt dışında 3 bin sandık kurulmuşken, bu seçimde 5 bin sandık kuruldu. 15 yeni ülke eklendi. Konsolosluk binalarındaki sandık sayısı da yüzde 50 arttı. Yani demem o ki yurt dışında öyle büyük katılım falan yok…