Nasıl bir "Türkiye Yüzyılı"
Türkiye Büyük Millet Meclisi, üç aylık aradan sonra bugün, 27. Dönem 6. Yasama Yılı çalışmalarına başlamak üzere açılıyor. Özel oturumla toplanacak TBMM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geleneksel bir konuşması olacak.
Erdoğan’ın bu konuşmasında vereceği mesajlar ve satır araları önemli; önümüzdeki sürece ilişkin bazı kanaatler oluşmasını sağlayacak. Akşam da pandemi nedeniyle iki yıl ara verilen geleneksel TBMM resepsiyonu Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un ev sahipliğinde düzenlenecek.
TBMM'nin gündemi yoğun; 2023 yılı bütçe kanun teklifi, dezenformasyonla mücadele yasası, endüstri bölgeleri kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi ile uluslararası sözleşmelerin uygun bulunmasına yönelik kanun teklifi var gündemde…
SEÇİM GÜNDEMİ
Geniş kitleler tarafından takip edilen, sabırsızlıkla ve ilgiyle beklenen bazı yasal düzenlemeler de var gündemde… Çünkü Meclis, rutin gündeminin yanı sıra farklı vatandaş gruplarının beklentilerini karşılayacak bazı kanunları da hayata geçirecek. Vurgulamak istediğim; 27. Dönem 6. Yasama Yılı Meclisi, bir Seçim Meclisi gibi çalışacak. Ne zamana kadar? Seçim zamanında yapılırsa yani mayıs-haziran gibi olursa, şubat ayı gibi vatandaşın beklediği yasaları çıkarmış olarak kapanacak. Olağanüstü durumlar dışında şunun şurasında 5 aylık bir çalışma takvimi olacak TBMM’nin… Milyonların gözü kulağı da doğal olarak TBMM’de olacak.
Emeklilikte yaşa takılanlar, kamuda sözleşmelilere kadro düzenlemesi, işverene elektrik ve doğalgaz desteği, ihracatçıların yeşil pasaport sorunu, çalışanlara yemek desteğine vergi istisnası, ödenemeyen konut faturaları gibi seçime endeksli konular var gündemde…
PROPAGANDA SÜRECİ
Aslında, AK Parti hükümetinin seçim propagandasının temel argümanlarının önemli bölümünü, Meclis’ten çıkarılacak yasalar oluşturacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Ekim’de AK Parti'nin seçim kampanyasına büyük bir lansmanla start verecek. AK Parti’nin kampanyasının sloganı, Türkiye Yüzyılı… Erdoğan, aynı zamanda bir yol haritasını da açıklamış olacak. Cumhuriyetin yüzüncü yılı ile örtüştürülen bu kampanyada, Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci yüzyılında atacağı adımlar ve hedefleri de yer alacak. 20 yıldır iktidarda olan AK Parti, kendisini devletle özdeş tutarak hazırladı bu kampanyayı. Bu nedenle kampanyanın içeriğinde de bir devlet tasavvuru ve gelecek ideali yer alıyor. Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyetin kurucu kadrolarına yönelik çokça atıf göreceğiz bu kampanyada.
NASIL BİR YÜZYIL?
“Türkiye Yüzyılı” sloganıyla başlatılacak kampanya sürecinde; Türkiye’nin savunma sanayiinde attığı ve atacağı adımlar; İHA/SİHA’lar, milli muharip uçak TF-X Projesi, Hürkuş, yerli motor üretimi, elektrikli yerli otomobil TOGG, Karadeniz’de doğalgaz keşfi ve Doğu Akdeniz’de doğalgaz arama çalışmaları, uzay çalışmaları, sanayi ve üretimde, teknolojik alandaki projeler anlatılacak. Kampanyanın dili, dünyayı etkileyen ekonomik resesyon ve enerji krizine atıfta bulunurken; Türkiye’nin büyüme ve iddialı hedeflerine vurgu yapacak.
Burası neden önemli? AK Parti, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve yerel seçimi daha çok bekâ vurgusu ve tehdit tanımlamaları üzerine yapmıştı. Hatta cumhurbaşkanlığı referandumu da “terörle mücadelede hızlı karar ve sonuç, ekonomide tek elden yönetimle istikrar, büyüme, refah” anlayışı üzerine kurulmuştu. 15 Temmuz darbe girişimi sonrasındaki seçim süreçleri; iç ve dış tehditlere/meydan okumalara karşı çıkış, vesayet girişimleriyle mücadele üzerinden bir dille yürütülmüştü. Sihirli kelime bekâ idi. Bu seçimde ise AK Parti daha çok vaatler, umut ve paylaşım üzerine bir gelecek tasavvuru, buna yönelik bir dil kullanmayı planlıyor. Bu propaganda sürecinde gençler, kadınlar ve çocuklara yönelik mesajlar ve projeleri ziyadesiyle göreceğiz. Türkiye Yüzyılı kampanyasında, ikinci yüzyılına adım atan Cumhuriyet'in hedefleri buna göre çizildi. AK Parti, “Biz gidersek kazanımlar kaybedilir” tezini de işlemeyi sürdürecek.
SİYASİ PROPAGANDA
AK Parti’nin seçim kampanyasındaki bu yaklaşımın seçmende nasıl karşılık bulacağını süreç içinde göreceğiz. Türkiye’nin ekonomik sorunları ve çözüm yolları belli. Ancak diğer taraftan siyasi bazı mesajlara da ihtiyaç var. İşte burası kritik… Kampanya grubu bu konuda da çalışmalarını titizlikle sürdürüyor. Ülkenin önünde bekleyen iç ve dış sorunları çözmenin, asgari müşterekte buluşmak, milli meselelerde birlik ve beraberliği sağlamaktan geçtiğine kimsenin itirazı yoktur sanırım. Ortak gelecek tasavvuru ve ülkü birliği sağlamak için de birleştirici, kuşatıcı ve kucaklayıcı bir dile ihtiyaç var. Bunun için de özellikle küstürülen seçmen gruplarına yönelik sihirli bir cümle ya da cümlelerin arayışı içinde AK Parti… Özellikle Doğu ve Güneydoğu seçmeni üzerinde bir yoğunlaşma var. Yüzde 10’luk bu potansiyel, iktidarı getirebileceği gibi kaybedilmesine de yol açabilir. Her partinin önündeki zorluk, seçmeni ikna etmenin ve güven tesisinin giderek zorlaşıyor olması…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bütün seçim kampanyalarını; şehit düştüğü 15 Temmuz’a kadar yürüten rahmetli Erol Olçok, kampanyalarında hep, umut ve gelecek tasavvuruna yer verirdi. AK Parti, bir süredir daha katı ve statükocu bir dil kullanıyor. Her seçim döneminde olduğu gibi bu seçimde de dilde bir yumuşama olacağı kesin ancak bundan daha öte; eskiye dönüşün bazı izlerini görmüş olacağız. Vatandaşın da özlediği bu dil, yüzde 51’i ikna edecek mi? Merakla izliyoruz...
- YSK'nın bu kararı olmadı…11 ay önce
- Partiler üstü bir mesele: Sığınmacılar11 ay önce
- Kilitli sandığın maymuncuğu sığınmacılarda...11 ay önce
- Yurt dışı oylar referans mı?11 ay önce
- Sıkışan siyaset ve halkın adaleti11 ay önce
- 19 Mayıs'tan çıkarılması gereken dersler1 yıl önce
- Mesele alınan mesajı vatandaşa geçirmekte1 yıl önce
- Yeni sloganlar maçı çevirir mi?1 yıl önce
- Küskün seçmen ve sandığa gitmeme tehlikesi!1 yıl önce
- Seçmenin kaygısı ve ikinci tur1 yıl önce