Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yılın ikinci çeyreğine ait büyüme yüzde 7.6 oldu. Birinci çeyrek büyümesi de yüzde 7.5’e revize edildi. Yılın tamamında yüksek büyümeyi tutturabilmek için ikinci yarıya çok az iş kaldı. Bu gidişle yüzde 5.5-6 oranında yıllık büyüme rahat tutturulur.

        Daha öce çeyrekler itibariyle açıklanan veriler üzerinden yüzde 11 hesaplanan 2021 büyümesi yıllık olarak açıklandı ve yüzde 11.4 oldu. Yıllık verilere dayalı hesaplanan bağımsız yıllık gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) zincirlenmiş hacim endeksiyle %11.4 büyüdü.

        ➔Böylece yarım asrı geçen bir dönemin rekoru kırıldı. Geçen yılın öncesinde 2011’de yüzde 11.2’lik büyüme rekoru vardı. 1976 yılına kadar uzanan zaman diliminde ise başka çift haneli büyüme yok. O yılın büyümesi de yüzde 10.5 ile 2011’in gerisinde kalıyordu.

        55 YILIN BÜYÜME REKORU 2021’DE KIRILMIŞ

        ➔1966 yılında yüzde 11.7’lik yüksek büyüme var. İşte 2021’in yüzde 11.4’lük büyümesi 1966’dan sonraki en yüksek büyüme ve 55 yılın rekoru.

        ➔Türkiye’nin 2021 GSYH’sı da 5 milyar dolarlık artışla 807.1 milyar dolara çıktı. Kişi başına gelir ise 9.562 dolara yükseldi.

        REKLAM

        ➔ Bu yılın ortası itibariyle GSYH tutarı son dört çeyrekte 827.7 milyar dolara yükseldi. Dolar kurundaki artışa rağmen GSYH yılın ilk yarısında 20 milyar dolar kadar arttı.

        ➔Kişi başına gelir de yıllık ortalama nüfusa göre yüzde 9.690 dolara yükseldi.

        ➔İkinci çeyrekteki son büyüme verisine bakınca birkaç önemli gelişmenin altını çizmek gerekiyor.

        ➔Pozitif olanından başlarsak makine ve teçhizat yatırımları yüzde 17.8 arttı. Son iki çeyreğe göre daha yüksek bir artış olması, kredi artışına paralel yatırımların hızlandığına işaret ediyor.

        Makine teçhizat yatırımlarındaki artış böylece 11 çeyrektir devam ediyor. Bir çeyrek daha devam etmesi halinde 3 yıllık kesintisiz artış dönemi yaşanacak.

        ➔İhracatın büyümeyi desteklemesi de olumlu. Sanayinin yüksek üretim artışı yakalamasının bir nedeni de bu.

        Tüketimin bir tık daha artmasını negatif faize ve yüksek enflasyon nedeniyle alımların erkene çekilmesine yormak mümkün.

        İNŞAAT VE TARIMDA DARALMA

        ➔İnşaat sektörü ise daralmasını sürdürerek büyümeye negatif etki yapıyor. İkinci çeyrekteki daralma yüzde 10.9.

        ➔2018’in ikinci çeyreğinden başlayan ve dört yılı bulan daralma dönemi sadece iki çeyrek kesildi. İnşaat sektörü 16 çeyreğin 14’ünü daralmayla geçirdi.

        ➔Zor bir dönemden geçen tarım sektörü de son 5 çeyreğin dördünde daralma yaşadı. Geçen yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde gerileyen tarım üretimi 4. çeyrekte büyümeye geçti. Ancak tarım üretimin bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 1.5 azalmasını ikinci çeyrekte yüzde 2.9 daralma izledi.

        ➔Geçen yıl esas olarak kuraklık vurdu. Bu yıl ise hava koşulları o kadar kötü değildi. Ama tarımsal üretim kendini toparlayamadı.

        REKLAM

        ➔Çünkü gübre, mazot, yem, tohum, ilaç, su ve elektrik gibi ana girdilerin fiyatı, pandemi ve enerji krizinin yanında döviz kurunun aşırı artışıyla enflasyonun çok üzerinde yükseldi.

        ➔Teşvikler ise zamanında verilmiyor ve çok yetersiz. Tarım Kanuna göre GSYH’nın yüzde 1’inin altında olmaması gereken tarımsal teşvikler ne yazık ki, bunun üçte biri düzeyinde kalıyor.

        ÇALIŞANLARIN EN ZOR DÖNEMİ

        ➔Milli gelir verilerinde en önemli gelişme ise işgücü ödemelerinin GSYH’dan aldığı payın gerilemesinde yaşandı.

        İki yıl önce yüzde 36.8 düzeyinde olan işgücü ödemelerinin GSYH’daki payı yüzde 25.4’e inerek 2000’li yılların en düşük düzeyine geriledi.

        ➔İşgücünün kaybettiği payı ise net işletme artığı/karma gelir adıyla sermaye kazancı aldı. Dün de konuya borsa şirketlerinin karları üzerinden değinmiştik.

        ➔Yılın ikinci çeyreğinde 429 borsa şirketinin kârı bir yılda yüzde 293 artarak rekora ulaşmıştı. Sermaye kazancının GSYH’daki payı ise iki yılda yüzde 42.9’dan yüzde 54’e çıktı.

        ➔Evet ekonomi büyümesine büyüdü ama bu büyüme içinde çalışanların payı azaldı. Onun için de geniş kitleler yüksek büyümenin etkisini hissedemiyor.

        Geniş kitlelerin alım gücünü eriten yüksek enflasyon, şirketlerin karını ve devletin vergi gelirlerini artırıyor.

        ➔Yaratılan katma değerin veya milli gelirin adaletsiz bölüşülmesinden dolayı sermayenin kazancı ayrıca artarken, çalışanların geliri düşüyor.

        YÜKSEK BÜYÜME İLE KARIN KARDEŞLİĞİ

        ➔Kurulan ucuz kredi sisteminin bir yükü de tasarruf sahiplerinin sırtına yüklenmiş durumda. Tarihsel en derin negatif faizlere katlanmak durumunda kalıyorlar. Gelirlerinden oldukları gibi gerçekte servetlerini de kaybediyorlar.

        ➔Nasıl ki şirketler yüksek kar elde ettiler ve bunu çalışanlarıyla tam olarak paylaşmadılar. Çalışanlara yapılan ödemelerin payı da geriledi.

        ➔Bu anlamda karlarını artıran şirketler kendi dibine ışık vermeyen muma benzediler.

        ➔Aynı şekilde yüksek büyüme de geniş kitlere nimetlerinden yararlandıramadı, büyük çoğunluk büyümeyi hissedemedi. Tıpkı şirketlerin kar patlamasında olduğu gibi, yüksek büyüme de tabana yayılamadı.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar