Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ve sonunda dolar 10 lirayı da gördü. Yükseliş eğilimindeki döviz kurunun 10 lira barajı zorlanmadan geçmesinin önemi psikolojik. Artık Türkiye’de doların değeri çift haneli lira rakamlarıyla ifade edilecek.

        Gerçi 17 yıl önce TL’den sıfır atmadan önce doların değeri değil çift haneli, altı haneli ve milyon lira düzeyindeydi. 2004 yılı sonunda 1.344.700 lira (1 milyon 344 bin 700 lira) olan doların değeri bir gün sonra 2005 yılı başında 1.3447 lira olarak değiştirildi. İşte son olarak çıkılan 10 lira düzeyi 2005 yılı başında 1.34 liraydı.

        Eğer TL’nin değerini kastediyorsak1 dolar 10 lira demek kulağı tersten göstermek gibi. Doğrusu 1 TL’nin 10 sente düştüğüdür.

        1 TL=1 DOLARDAN, 1 TL=10 SENTE DÜŞMEK

        -Peki 1 TL’nin 1 dolar olduğu tarih ne zamandır denilirse, devalüasyonun yaşandığı 27 Mart 2001 günüdür ve 1 dolar en son o gün 1.0040 TL değerindedir. O tarihten bu yana TL bir daha 1 dolar değerini göremedi. Bugün ise 100 sentten 10 sente inerek yüzde 90 değer kaybetti. 20 yılı aşkın zamandaki değer kaybı budur.

        -2001 devalüasyonu başlamadan önce 19 Şubat’taki 1 TL’nin değeri 1.462 dolardır. Buna göre de TL’nin 21 yıl sonra değer kaybı yüzde 93’e vardı.

        -TL’nin yüzde 93’lük değer kaybının büyük kısmı 2001 devalüasyonu ile başta ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin kurulduğu 2018’den bu yana sonda yaşandı. 9 Temmuz 2018’de 21 sent olan TL’nin değeri 3.5 yıla yaklaşan zamanda yüzde 52.5 düştü.

        REKLAM

        -2021 yılı değer kaybı yüzde 25.4’ü bulurken faiz indiriminin gündeme geldiği 2 Eylül 2021 sonrasındaki kaybı yüzde 17’ye vardı.

        10 TL GEÇİLMESİNDE NE ETKİLİ

        -Doların 10 TL’yi görmesinde ve TL’nin değerinin 10 sentin altına inmesinde son alarak eylül ayında cari fazla verilmesi ile doların dış değerinin artması etkili oldu.

        -Cari açığın kapatılmasının enflasyonla mücadeleye destek vereceği söylemi, eylül ayı fazlasıyla birlikte Merkez Bankası’nın bu hafta yapacağı toplantıda yeni bir faiz indirimine gideceğinin beklenmesine yol açtı.

        -Böyle bir durumda eğer indirim yapılmazsa doların TL karşısındaki değeri düşebilir. Çünkü piyasada tersi fiyatlandı.

        İç faktörlerin yanına bir de doların dünyadaki değer artışı eklendiğinde TL’nin değerini korumayı zorlaştırıyor.

        HER ŞEY SİLBAŞTAN MI?

        -Çünkü şok enflasyonla birlikte taper takvimi de, faiz artırım takvimi de, Fed’in kimyası da bozuldu. Her şey sil baştan da olabilir.

        -Korkulan oldu ve ABD’nin ekim ayı enflasyonu yüksek beklentileri bile geride bırakarak yıllık bazda yüzde 6.2 ile son 30 yılın rekorunu kırdı.

        -ABD yıla ocak ayında yüzde 1,2’lik enflasyonla başlamıştı. Şimdi gelinen rakam yüzde 6,2 ve yıl daha bitmedi. Noel nedeniyle asıl süper tüketim ve talep ayları olacak kasım ve aralık henüz yaşanmadı.

        -Tabi TÜFE’de yıllık orana özellikle dikkat edileceği için bu alanda baz etkisinin devreye gireceği kasım, aralık, ocak ve şubat verilerinin yeni rekorlar kırmasına kesin gözüyle bakılıyor.

        -Diğer yandan ÜFE’yi de unutmamak gerek. ABD’nin ekim ÜFE’si yıllık yüzde 8.6 ile tüyler ürpertti. Zira üreticilerin bu fiyat artışını önümüzdeki aylarda tüketiciye yansıtacağını düşünecek olursak TÜFE’nin ABD’de daha oldukça uzun bir süre yüksekten uçacağını kestirmek kâhinlik olmaz.

        REKLAM

        -Bu arada geçtiğimiz günlerde ABD Kongresi’nin onayladığı 1 trilyon dolarlık altyapı planını da hatırlayalım. Fed para arzını kısmak için bir yandan aylık tahvil alımlarını azaltıyor ama Kongre diğer taraftan piyasalara altyapı üzerinden para akıtmaya devam ediyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

        -Son dönemde yaşanan gelişmelere bakıldığında başta Fed Başkanı Jerome Powell olmak üzere mart ayından beri piyasaları “enflasyon geçici” sözleriyle uyutanların en azından bu masalın sonuna gelmiş oldukları görünüyor.

        YANİ HİKAYE NE OLACAK?

        -Peki yeni masal ne olacak? ABD’nin berbat enflasyon rakamının ardından beklenen faiz artışı takviminin tahmin edildiği gibi 2022’nin 2. Çeyreği itibariyle değil ilk çeyreğe çekilmiş olabileceği tartışılıyor.

        -Ayrıca 2022 - 2023 dönemi için toplam 6 faiz artışının şimdiden fiyatlanmaya başlandığı belirtiliyor.

        -Aylık tahvil alımlarının 15 değil de 25 veya 30 milyar dolar azaltılması gibi bir durumun yaşanması, faizlerin beklenenden önce ve hızlı bir şekilde yükselmesi halinde ise piyasaları bekleyen sadece yüzde 10’luk bir düzeltme değil yüzde 30’ları bulacak ve belki de geçecek sert bir düşüş olacak.

        -Böyle bir senaryonun en kötü tarafı ise piyasaların Fed ve başkanı Powell’a olan güveninin ağır yara alacak olması.

        -Anlayacağınız düşük enflasyon masalı yerini faiz artışının ne zaman yapılacağı ve Powell’ın sonunun ne olacağı falına bıraktı.

        -Enflasyon arttıkça ABD’linin alım gücü azalıyor. Alım gücü azalınca tüketim düşüyor.Tüketimin düşmesi ise gücünü yüzde 70 oranında tüketici harcamalarından alan ABD ekonomisi için hiç de iyi bir gelişme olmuyor.

        BU KADAR GÜVERCİNLİK DE FAZLA!

        -Tüm bu olumsuz haberler ve beklentiler alt alta konduğunda ikinci dönem Fed başkanlığı için hazırlanan Powell’ın koltuğunun şiddetle sallandığı görülüyor.

        REKLAM

        -Piyasalar bugüne kadarki “eli hafif” tutumu nedeniyle Powell’ı desteklemişseler dahi, Fed başkanının enflasyon konusunda takındığı “süper güvercin” tavrı artık endişe yaratmaya başladı.

        -Şu sıralar Powell’ın halefi olarak ise Lael Brainard gösteriliyor. Fed Yönetim Kurulu Üyesi olan Brainard, Powell’a kıyasla regülasyon konusunda çok daha şahin. Biden’a da kafa olarak daha yakın olduğu belirtiliyor.

        -Tabi tam bu noktada Powell’ın Cumhuriyetçi, Brainard’ın ise Demokrat olduğunu hatırlatmak gerek.

        -Geçtiğimiz günlerde Powell ve Brainard’ın birlikte Beyaz Saray’da Başkan Joe Biden’ı ziyaret etmeleri ise dedikodu kazanını iyice ateşledi.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar