Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Hemen her mayıs ayında küresel ve yerel finansal piyasalar güçlü veya zayıf bir satışla karşılaşıyor. Mesela Mayıs 2013’te güçlü bir satış varken geçen yıl belli bir toparlanma trendi içinde mayıs ayı da geçildi. Bu yıl da fiyatlar olgunlaşmış ve kısmen yorulmuş gibi, ya da ileriye yönelik piyasaları sürükleyip götürecek güçlü beklentiler yok.

Amerika ekonomisi canlandı ama ilk çeyrek kış mevsiminden dolayı mı böylesine kötü sonuçlar üretiyor yoksa daha kalıcı hasarlar mı olduğu henüz netleşmedi. Bunun için nisan ayı rakamlarının açıklanmaya başlanması gerekiyor. Bugün tarım dışı istihdam verisiyle bu yönde ilk adım atılıyor.

Açıklanacak verilerle bir süre sonra ekonominin gücünü koruduğu ortaya çıkarsa o zaman da FED’in faiz artırımı gündeme gelecek. Bu da doları güçlendirmeye ve önceki gün FED Başkanı Janet Yellen’in belirttiği gibi, faiz oranlarını yukarı itmeye başlayacak. Bu da bir sorun.

■ Avrupa ekonomisinde yeşil filizler görülmeye başlandı. 4 ay arka arkaya süren enflasyonun eksi çıkmasının ardından ilk pozitif enflasyon rakamı açıklandı. Enflasyonun canlanmasında petrol fiyatlarının ocak ortasındaki 45 dolardan yükselişe geçerek 70 dolara dayanmasının da belli bir etkisi bulunuyor. Büyüme hızı da bu yıl için yüzde 1.2’ye kadar düşürülmüşken yüzde 1.5’e revize edildi.

■ Bu toparlanma hisse senedi piyasalarında belli bir canlılık yaratırken Avrupa’nın son zamanlarda deflasyon korkusunu atlatması, tahvil piyasalarında sert bir düzeltmeye yol açtı. Tarihsel olarak Alman 10 yıllık tahvil faizleri yüzde 0.049 gibi bir orana inmişken dün yüzde 0.799’a kadar çıktı. Bu da topu topu son üç haftada meydana geldi.

■ Alman faizlerinden başlayan sert düzeltme Avrupa’ya ve oradan da Amerika ve Asya’ya sıçradı. Hemen hemen bütün ülkelerin faiz oranları yükseldi. Faiz artışı yoluyla tahvil piyasalarında oluşan kaybın 2 trilyon dolara vardığı hesaplanıyor. Oldukça büyük bir kayıp. Türkiye’de de tahvil faizleri 1.5 puan kadar artarak çift haneli rakamlara yükseldi.

■ Tahvil piyasalarındaki satışlar bir süre sonra hisse senedi piyasalarına da bulaştı. Denilebilir ki, borsalarda son zamanların en yüksek noktası 27 Nisan’da görüldü. MSCI endeksleriyle gelişmiş borsalar dün itibarıyla yüzde 2 değer kaybetti, gelişmekte olan ülke borsaları da yüzde 2.9 düştü. Bu gelişmeler iyi bir nisan ayından sonra çalkantılı ve genelde satıcılı bir mayıs ayı yaşanabileceğini çağrıştırıyor.

■ Para birimlerinin performansı ise farklı ve tam bir ayrışmaya tabi. Çünkü Euro Bölgesi ekonomileri güçleniyor, ABD tarafının ise çıkan verilerle zayıfladığı görülüyor. Bunun en başta etkisi dolarda ve Euro’da ortaya çıkıyor. 13 Nisan’da 1.0519’e kadar inen Euro/dolar paritesi dün 1.1391’e çıktı ve üç haftada yüzde 8.3 yükseldi. Euro’nun geri dönüşü de aynı sertlikte gerçekleşiyor.

YELLEN'DEN FAİZ VE BALON UYARISI

■ Bu gelişmelerin üzerine son olarak FED Başkanı Janet Yellen’in “hisse senedi değerlemelerinde potansiyel tehlikelere ve faiz artırımı sırasında uzun vadeli piyasa faizlerinin keskin yükselişler kaydedeceğine” dikkat çekmesi, işin tuzu biberi oldu. Dolar daha da değer kaybetti. Dolar Endeksi 93.882’ye indi ve yüzde 7.1 düştü. Euro/dolar paritesi de 1.1391’e çıkarak 13 Nisan’a göre yüzde 8.3 yükseldi.

■ Başkan Yellen sanki doların kafa kaldırmasını istemiyor. Verilerin kötü gelmesi işini epeyce kolaylaştırdı ama bu etkinin bittiği yerde de kendisi devreye giriyor. Amerika’nın bu politikasının Avrupa ekonomileri toparlanana ve bunun para birimi üzerinde etkisi görülene kadar sürmesi beklenebilir. Euro’nun güçleneceği bir aşamada ABD’nin faiz artırımına gitmesinin dolar üzerinde sıçratıcı etkisinin düşük olacağı hesaplanıyor. Aksi taktirde mart ortasına kadar gerçekleşen hızlı dolar artışının tekrar gündeme gelmesinden çekiniliyor.

■ TL’nin kaybı ise sepet bazında 13 Nisan’a göre yüzde 3 ve 26 Ocak’a göre yüzde 13.6 düzeyinde. Merkez Bankası tartışmaları yatışmış olmasına karşılık, TL’nin değer kaybı nisan ayında da sürdü. Dolarla olmasa da Euro üzerinden devam etti.

■ Nitekim dün de Euro’nun değer artışı içeriye fazlasıyla yansıdı. Euro, TL karşısında 3.0893 ile 25 Mart 2014’ten beri en yüksek seviyesine çıktı. Euro en yüksek değerini 3.2723 ile 27 Ocak 2014’te görmüştü.

■ Çoğunlukla mayıs aylarında finansal piyasalarda görülen genel satış eğilimi galiba bu yıl tahvil ayağından başladı bile. Haydi hayırlısı.

SONUÇ: “Talih, insan yaşamıyla top gibi oynar.” Seneca

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar