Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Meşşailik Nedir?

        İslam düşünce tarihinin klasik döneminde büyük ölçüde Aristoteles (ö. MÖ 322) felsefesi esas alınarak oluşturulan felsefi doktrinlere meşşailik adı verilmiştir. Grekçede Aristoteles felsefesini benimseyen kişi demek olan "peripatetikos" Arapçada sözlük anlamı "yürümek" olan "meşy" kökünden türetilen ve "çok yürüyen" manasında "meşşai" terimi ile karşılanmıştır. Aristoteles'in, zihin ve beden eğitimini birlikte yürütebilmek için derslerini Lykeion (lise) adıyla kurduğu okulun revakları arasında öğrencilerle gezinerek vermesi, öğretisinin "gezinmek, yürümek" anlamındaki peripatein masdarından hareketle "peripatetizm" olarak adlandırılmasının da sebebi olmuştur. Peripatetik gelenek Aristoteles'in ölümünden sonra onun yerini alan öğrencisi Theophrastos'tan Rodoslu Andronikos'a kadar yirminin üzerinde filozof tarafından takip ve temsil edilmişse de kurucusunun çizgisini ve düzeyini koruyamamıştır. Bunun Aristoteles doktrininin dini öğreti ve halk inançlarıyla uyum sağlamaya Eflatun felsefesi kadar elverişli olmayışından ileri geldiği söylenebilir. Nitekim İskender Afrodisi ve Porphyrios'tan Themistius ve Simplicius'a kadar pek çok düşünür Aristoteles'in eserlerini şerh edip yorumlarken Eflatun felsefesinden önemli ölçüde yararlanmış; bu metinlerin çoğu Eflatun ve Aristoteles'e ait eserlerle birlikte tercüme edilerek İslam filozoflarının kaynakları arasındaki yerini almıştır. Bunun doğal sonucu olarak klasik kaynaklarda Meşşailik denildiğinde Eflatun idealizmine karşı Aristotelesçi realist ve rasyonalist felsefe kastedilmekle beraber, gerçek manada meşşai olan İbn Rüşd dışındaki İslam filozoflarının özellikle metafizik problemlere eklektik yaklaştıkları, tabiat ilimleri ve mantık alanında ise Aristotelesçi bir tutum sergiledikleri bilinmektedir. Kindi, Farabi, İbn Sina, İbn Bacce ve İbn Rüşd gibi filozofların Meşşailik adı altında toplanmasının esas sebebi onların yöntem olarak Aristoteles mantığını kullanmalarıdır. Rasyonalist olmakla birlikte din ile felsefeyi uzlaştırmaya çalışmaları; boşluğa yer olmayan sonlu ve sınırlı evren anlayışını ve bedenden bağımsız ruh düşüncesini savunmaları; vahiy ve peygamberliği felsefi olarak temellendirme çabaları; mutlulukçu ahlak anlayışları Meşşailerin ortak yanlarını teşkil eder. Bununla birlikte Kindi ve İbn Rüşd dışındaki Meşşailer kozmik varlığın oluşumunu sudûr teorisiyle, psikolojik aklın çalışmasını da ontolojik (külli) bir güç saydıkları faal aklın etkisi ile açıklar ve ahiret hayatının ruhaniliğini savunurlar. 

        YAZAR

        Hüseyin Sarıoğlu 

        Yazı Boyutu
        Habertürk Anasayfa