Kalite Ve Akreditasyon (Eğitim) nedir?
Eğitim, bir kamu hizmeti olarak görülüp bireylerin eğitim görme hakları, devletlerin de eğitim hizmetini sunma yükümlülükleri vardır. Bu hizmetin sunumu, sadece eğitime erişim anlamında değil, aynı zamanda kaliteli bir eğitim alma hakkı biçiminde de değerlendirilir. Herhangi bir eğitim sistemi; nicelik, nitelik, eşitlik, etkinlik gibi çeşitli yönlerden ele alınıp incelenebilir. Bu çerçevede eğitimin nicel boyutu, okul çağındaki çocukların eğitime erişimini kapsayıp öğrenci sayıları ve okullaşma oranları gibi göstergeler, eğitimin nicelik boyutuyla ilgilidir. Eğitimin nitelik boyutu ise okula devam eden ve mezun olan bir öğrencinin, eğitim süreci sonunda elde ettiği kazanımlar olarak bilgi, beceri ve diğer özellikleri veya neleri bildiğini ve neleri yapabildiğini ifade eder.
Kaliteli eğitim ya da eğitimde kalite, eğitim alanında küresel düzeyde üzerinde en çok tartışılan konular haline gelmiş ancak "Kaliteli eğitim nedir? sorusunun kesin bir cevabı olmamıştır. Farklı eğitimciler, eğitimde kaliteyle ilgili farklı şekillerde tanımlar yapar. Geleneksel eğitimde okuma-yazma, sayısal beceriler, yaşam becerileri ve bunlarla ilişkili öğretmen, içerik, yöntem, öğretim programı, sınav sistemleri, politika, planlama ve yönetim bileşenleri ön plandayken modern toplumlarda eğitimin sosyal boyutu da ön plana çıkmakta ve kaliteli bir eğitimden, küresel düzeyde sürdürülebilir insani gelişim, barış ve güvenlik, birey, aile, toplum ve yaşam kalitesine katkı sağlaması beklenmektedir. Bu bağlamda, eğitimde kalite göstergesi, yalnızca sınavlarda yüksek puanlar almak olmaz; herhangi bir öğrenci sınavlarda yüksek notlar alıp da sosyal beceriler yönünden yetersiz ise bu durumda eğitimde kaliteden söz edilemez. Okullarda öğrenilen ahlaki, insani, kültürel değerler de en azından öğretim programında yer alan bilgiler kadar önemli görülür. Diğer yandan eğitimde kalite, bazen etkililik ile eş anlamlı kullanılmaktadır. Bu bağlamda etkili eğitim, etkili okul, etkili öğretmen kavramlaştırmalarına bağlı bazı nitelikler sıralanmaktadır.
Eğitimde kalite geliştirme bağlamında, 1990'lı yılların başından itibaren gelişen Toplam Kalite Yönetimi (TKY) hareketi yaygın bir ilgi görmüştür. İngilizceden (total quality management) Türkçeye "toplam kalite yönetimi" olarak aktarılan bu yaklaşım, "topyekün mükemmellik" olarak da ifade edilir. TKY, ilkin endüstri işletmelerinde gündeme gelen, daha sonra sağlık ve eğitim başta olmak üzere kamu bürokrasilerine uyarlanan bir yaklaşımdır. Eğitimde toplam kalite için öncelikle ortak bir kalite kültürünün oluşturulması gerekli görülmektedir.
Son yıllarda eğitimle ilgili olarak özellikle yükseköğretim alanında gündeme gelen bir kavram da akreditasyondur. Latince kökenli akreditasyon (accreditation); güvenilir ve inanılır olma halidir. Akreditasyon, birçok ülkede ve birçok sektörde topluma sunulan program ve hizmetlerin niteliğinin sistematik bir yaklaşımla güvence altına alınması için geliştirilen bir yöntemdir. Eğitimde akreditasyon, eğitim-öğretim hizmetlerinin niteliğinin arttırılmasının ve belirli standartlara dayalı olarak yürütülmesinin garanti altına alınması ve eğitimin sürekli geliştirilmesi amacıyla yapılan bir izleme ve değerlendirme sürecidir.
Türkiye'de eğitim alanında uygulanan kalite ve akreditasyon çalışmaları şöyle özetlenebilir: Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), eğitimde kalite çalışmalarıyla ilgili olarak TKY uygulamalarını 1999 yılında çıkarılan "MEB Toplam Kalite Yönetimi Uygulama Yönergesi" ile başlatmıştır. TKY'nin okul düzeyinde uygulanması, okul gelişimi yönetim ekibi (OGYE) yoluyla olmuştur. Buna göre okullarda, paylaşımcı ve iş birliğine dayalı yönetim anlayışıyla eğitim-öğretimin kalitesini ve öğrenci başarısını artırmak, okulun fiziki ve insan kaynaklarını geliştirmek, okulun kurumsal performansını değerlendirmek için stratejik plan yaparak eğitimde planlı ve sürekli bir şekilde gelişimin sağlanması amaçlanmıştır.
Kalite güvencesi ve akreditasyon, yükseköğretim alanında daha fazla ilgi görmüş ve uygulama alanı bulmuştur. Ancak bu konu esas itibarıyla, Avrupa yükseköğretim alanında Bologna Süreci kapsamında yapılan çalışmalarla hız kazanmıştır. Kalite güvencesi ve akreditasyon süreçleri, farklı ülkelerde farklı mekanizmalar yoluyla kendilerine akreditasyon yetkisi verilen yapı, dernek ve kuruluşlar tarafından işletilmektedir. Yükseköğretimde kalite güvencesi; eğitim, araştırma ve yönetimin kalitesinin geliştirilmesiyle ilgili tüm planlı ve sistemli işleri kapsar. Kalite güvencesiyle ilişkili bir kavram olan akreditasyon ise bağımsız dış değerlendirme ve akreditasyon kuruluşları tarafından belirli bir kurumda ve alanda, önceden belirlenmiş standartların belirli bir yükseköğretim programı tarafından karşılanıp karşılanmadığını ölçen ve onaylayan bir uygulamadır.
Türkiye'de 1990'lı yılların ortalarından itibaren yükseköğretimde kalite ve nitelik geliştirmeye yönelik arayışlar ortaya çıkmış; 2000'li yılların başından itibaren de Bologna Süreci kapsamında yürütülmeye başlanmıştır. Bu çerçevede, akademik değerlendirme ve kalite konusunda bir dizi düzenleme yapılmış, Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) ve akreditasyon dernekleri kurulmuş, çalışmalara başlamıştır. Günümüzde, üniversitelerin pek çok fakültesinde (örn. tıp, eczacılık, mühendislik, sağlık bilimleri, fen-edebiyat, eğitim, veterinerlik gibi) akreditasyon çalışmaları yapılmakta ve akredite edilen programlar, ÖSYM Kontenjan Kılavuzunda her yıl yayımlanmaktadır. Bu bilgiler, üniversite adayları açısından tercihlerde önem taşımaktadır.
Bir ülkede yükseköğretim kurumlarının çeşitli kalite güvence sistemlerini ve akreditasyon işlemlerini uygulamasının yararlanıcılar (öğrenciler) açısından en kritik özelliği; Erasmus ve benzeri uluslararası değişim programlarından yararlanmada kolaylık sağlaması, mezunlar açısından anlamı ise; alınmış diploma ve derecelerin başka ülkelerde kolayca tanınması yoluyla, dış ülkelerde lisansüstü programlara devam edebilme veya kendi mesleklerinde (örn. inşaat mühendisliği diplomasına sahip birinin yine inşaat mühendisi olarak kabul edilmesi veya eczacılık diplomasına sahip birisinin eczacı olarak kabul görmesi gibi) çalışabilme fırsat ve kolaylıklarının ortaya çıkmasıdır.
Türkiye'de meslek standartları ve akreditasyonla ilgili de Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) vardır. MYK, çeşitli düzeylerde meslek standartlarının tanımı, meslek yüksek okulları, mesleki ve teknik orta öğretim kurumları ve yaygın mesleki eğitim kurumlarından kazanılmış mesleki yeterliklerin tespiti, yetkili kurumların akreditasyonu ve mezunların belgelendirilmesi konularında yetkili bir kurumdur. Kurum, çeşitli alanlardaki kurum ve kuruluşları yetkilendirerek (akredite ederek) mesleki yeterlik belgesi almak isteyenlerle ilgili sınavların düzenlenmesi ve mesleki yeterlik belgesi verilmesi konularını düzenlemektedir.
MYK tarafından verilen belgelerin Avrupa genelinde geçerli olmasıyla ilgili çalışmalar ise kurum bünyesinde faaliyet gösteren Ulusal Europass Merkezi tarafından koordine edilmekte ve mesleki eğitim veya yeterlilik belgesine sahip olan bireylere "Europass Sertifika Eki" belgesi verilmektedir. Bu belge, bireylerin sahip olduğu bilgi ve becerileri tanımlamakta ve Avrupa ülkelerinde kolayca anlaşılmasını sağlamaktadır.
Eğitim alanında son yıllarda küresel düzeydeki en önemli gelişme, 1990'lara kadar ön planda olan konunun nicel büyüme ve eğitime erişim olmasına karşılık bu tarihlerden sonra eğitimde kalitenin ve kalite geliştirmenin ön plana çıkmasıdır. Türkiye, eğitimde kalite çalışmalarını, küresel düzeydeki çalışmalarla eş zamanlı olarak başlatmış ve uygulamaya geçmiştir. Bu çerçevede 1990'lı yılların sonlarına doğru MEB, toplam kalite yönetimi uygulamalarıyla okullarda kalite kültürünün oluşumu ve devamı için bir temel oluşturmuştur. Halen yürütülen stratejik planlama, planlı okul gelişimi vb. uygulamalar, bunun üzerine inşa edilmiştir. Yükseköğretim düzeyinde 2000'li yılların başlarında Yükseköğretim Kurulu'nun yönlendiriciliğinde başlayan kalite ve akreditasyon çalışmaları, YÖK bünyesinde sürmüş, 2017 yılında ise YÖK'ün başlatmış olduğu yetki devri süreci kapsamında ve yine YÖK'ün kanun değişikliği girişimi sonucunda bağımsız bir kurul almıştır. Bu kurumsal yapının kurulmasında sonra bütün üniversiteler kurumsal değerlendirme programına dahil olmuş, birçok alanda (tıp, mühendislik, fen-edebiyat, eczacılık, veterinerlik, öğretmenlik vb.) program akreditasyonları yaygınlaşmıştır.
Eğitimde kalite ve akreditasyonla ilgili düzenlemelerin asıl amacının, her şeyden önce eğitimde belirli standartların garanti altına alınarak öğrencilerin haklarını korumak olduğu söylenebilir. Ayrıca bu tür düzenlemeler, belirli standartları taşıyan kurumları belgelendirmek, YÖK'ün kararıyla ÖSYM kontenjan kitapçığında olduğu gibi akredite edilmiş programlar hakkında toplumu ve paydaşları bilgilendirmek suretiyle öğrenci ve mezunların uluslararası hareketliliği için yasal güvence oluşturmaktadır.
YAZAR
Yüksel Kavak