1916-1924 yılları arasında tüm Avrupa ve Amerika'yı etkisi altına alan sanat akımı. Salt bir sanat akımı olmayıp savaşa ve statükoya karşı takındığı kışkırtıcı ve anarşist tutumuyla siyasal bir başkaldırı niteliğindedir. I. Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla birlikte insanlığın o zamana kadar inşa ettiği tüm maddi ve ruhsal kazanımların yerle bir olduğu sancılı ve kaotik bir dönemin ürünüdür. Yüzyıl dönümünde sanatın mimesis ilkesinin zincirlerinden kopmaya başlamasıyla art arda ortaya çıkan avantgart akımlardan biridir; geleneksel ve yerleşik değerlere karşı ayaklanma konusunda, en saldırgan ve yıkıcı olanıdır. Akım adını Tzara'nın sözlükte tesadüfen bulduğu, Almancada bir çocuk oyuncağı olan at başlı değnek anlamına gelen "dada" sözcüğünden alır.
Dışavurumculuk ve gelecekçilik akımlarından sonra başlayıp gerçeküstücülüğe doğru yol alan Dadaizm, Hugo Ball (ö. 1927), Tristan Tzara (ö. 1963), Hans Arp (ö. 1966), Marcel Janco (ö. 1984) ve Richard Huelsenbeck (ö. 1974) tarafından İsviçre-Zürih'te "Cabaret Voltaire" adlı bir kulüpte kurulmuştur. Uluslararası bir nitelik taşıyan bu akım, Zürih'le eşzamanlı olarak New York, Berlin, Köln, Hannover, Barcelona ve Paris'te hızla yayılır. Akımın kurucuları olan Ball ve Huelsenbeck Almanya'dan, Tzara ve Janco Romanya'dan, Arp ise Fransa'dan sınır dışı edilmiştir. Hepsi savaş karşıtı olan bu sanatçılar, savaşın kıyım ve yıkımlarına karşın uygarlığa inancından ödün vermeyen burjuvaziyi huzursuz edip kışkırtmayı amaçlıyordu. İkiyüzlü burjuva ideolojisi gibi sanatın da yerleşik anlam kategorilerini olumsuzlayan Dadaizm, sanatın reddiyesini içinde barındırıyordu. Sanatın uzlaşımsal ölçüt ve kuramlardan, estetik güzelleştirme operasyonlarından özgürleştirilmesini hedefleyen Dadacı sanatçılar; sesi öne çıkaran, gürültülü, statik ya da fonetik şiirleri ve hazır-yapım sanat ürünleriyle sanatı günlük yaşamla birleştirmeyi hedefliyordu.
Egemen kültür ve sanat ideolojisine karşı protestocu alaycılık, Nietzscheci putkırıcılık ve Nihilizm'le karakteristik özellikler gösteren bu sanat akımı, 2. Dünya Savaşı sonrasında da postmodern sanata öncülük etmiştir.
YAZAR
Funda Kızıler