Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin meclis açılış oturumunda Dem Partililerin elini sıkması ve önce kendisini harekete geçirenin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması olduğunu söyleyip önceki gün de “Uzattığım el milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır” cümlesini sarf etmesi ile birlikte bu konu bir kez daha gündeme geldi.

Olabilir mi hakikaten?

Yeniden ya da yeni bir çözüm süreci mümkün mü?

MHP’li kaynaklara sordum…

“Geçmişteki gibi bir süreç olamaz”

Söyledikleri net…

“Geçmişteki gibi bir şey söz konusu olamaz. Eskisi kötü bir dönemi çağrıştırıyor.”

Peki o halde o el neden sıkıldı? Değişen bir şey yok mu?

“Genel Başkan bir şey yapıyorsa mutlaka bir sebebi vardır”

Bu soruya MHP’li kaynaklar çok açık bir şekilde “Elbette var, Genel Başkan hiçbir şeyi nedensiz yapmaz. Bir şey yapıyorsa mutlaka sebebi vardır, o el boşuna sıkılmadı” diyorlar.

Sayın Bahçeli’nin Dem Partililerin elini sıkması anladığım kadarıyla önceden partinin yönetim kademesinde istişare edilmiş.

Konuştuğum kaynak “Ancak Cumhurbaşkanı ile aralarında istişare edip etmedikleri ile ilgili bir şey söyleyemem, o konuda bilgim yok” dedi.

Peki şayet eskisi gibi bir çözüm süreci söz konusu değilse o eller neden sıkıldı?

“Çözüm süreci denmemeli, acele edilmemeli”

“Belki de buna süreç dememek lazım, bir de çok aceleci bakıyorsunuz Nagehan Hanım, bir duralım görelim Sayın Genel Başkanın sıktığı ele karşı ne tavır alınacak? Zaman neler gösterecek… Siyasette her şey hemen sonuç getirmez, telaşla hareket edilmez…”

MHP cephesinden aldığım bilgi ve izlenim zamanın ruhunun değişebileceği yönünde.

Dem Parti cephesi ne diyor?

Peki Dem Parti cephesinde durum ne? Onlara gelen giden bir mesaj ya da temas var mı?

Dem Partililere sordum…

İktidar cephesinden şimdiye kadar gelen bir diyalog ya da temas isteği yokmuş.

İmralı'da bir değişiklik var mı?

“Türkiye’nin yeni bir çözüm sürecine çok ihtiyacı var. Biz her türlü diyaloğa açığız ancak henüz havanın değiştiği yönünde bir işaret almadık” diyorlar.

Abdullah Öcalan avukatlarıyla bildiğim kadarıyla 4 yıldır görüştürülmüyor. O konuda bir değişiklik olursa bu bir işaret olabilir.

Yokmuş, avukatların görüşme talebi geçen hafta da reddedilmiş.

Biliyorsunuz Diyarbakır’da 13 Ekim’de Dem Parti Abdullah Öcalan için bir miting yapmak istiyordu, ona da izin çıkmadı ki çıkması bence büyük sürpriz olurdu.

Dem Parti henüz bir işaret almadık ama kapımız açık diyor, peki ya AK Parti’de hava nasıl?

“İdrisi Bitlisi Türbesini hala ziyaret eden yok”

Bu konuda açıklama yapan isimlerden biri olan Orhan Miroğlu’na sordum.

“Türkiye’nin bu konuyu artık aşması lazım Nagehan Hanım bunun için de Cumhur İttifakı’nın kendi gücü ile hareket etmesi önemli. Ana muhalefet buna olumsuz yaklaşacak gibi bir izlenim doğuyor.

Bakın bu sorunu ya Atlantik ötesinin elinden alıp çözeceğiz ya da onlar bunu kullanacak.

Artık Kürtler Türkiye’nin geleceğine siyasal temsil ve kültürel rol olarak daha çok ortak olmalılar.

Mesela hala Pierre Loti tepesi ismi duruyor İstanbul’da. İdrisi Bitlisi değil. İdris-i Bitlisi Türbesini ne iktidar ne muhalefetten ziyaret eden yok. Bu tabuları artık kırmak lazım.

Irak’ta, KYB’nin de KDP’nin de yüzü Türkiye’ye dönüktür, bunların bilinmesi gerekir.

Nagehan Hanım yapılacak şey belli: Cumhur İttifakı’nın kendi iktidar gücüne inanması lazım. Cumhurbaşkanımızın misyonuna Kürtler ve Türklerin inanması lazım.

Bunu MHP’nin lideri Devlet Bahçeli görüyor, bu çok kıymetli.”

Tabii Miroğlu’nun yaklaşımı AK Parti ya da iktidarın genel havasını birebir yansıtmaz ama Cumhur İttifakı’nda değişen bir söylem ve yumuşayan bir hava var fakat bu nasıl ve ne zaman somut adımlara evrilir ya da evrilir mi?

Onun cevabı henüz yok…

Öte yandan ismine ne derseniz deyin, geçmiş hatalardan öğrenerek, mevcut dinamiklerle yeni bir süreç bence bu ülkeye çok iyi gelir.

Toplumsal barış ve güçlü bir Türkiye için bu şart.

Ortadoğu’da iklim kışa dönerken biz Türkiye’yi yeniden bahar havasına kavuşturabilirsek, iç kaleyi sağlam tutabilirsek her türlü kasırgayla baş edebiliriz…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar