Akdeniz havzası bir süredir sahte zeytinyağı baskınlarıyla çalkalanıyor. Türkiye, Yunanistan ve İtalya üzerinden İspanya’ya uzanan zeytin coğrafyasında jandarma, organize suç ve mali şube ekipleri sızma süsü verilmiş tonlarca sahte yağ ele geçiriyor. Avrupa Birliği sahasında Europol’ün de dahil olduğu uluslararası operasyonlarda organize çeteler çökertiliyor.
AB verilerine göre zeytinyağı şu an, sahteciliğin en fazla görüldüğü gıda ürünü. Patlamanın sebebi iklim krizi; kuraklık ve mantar istilası gibi nedenlerle zeytin hasadı giderek düştüğü için yağ arzı talebi karşılamıyor, fiyatlar tırmandıkça merdiven altı üretim artıyor. Akdeniz, iklim krizinde en kırılgan bölge. Kuraklığın yanı sıra orman yangınları ve tufanı andıran şiddetli yağışlar önümüzdeki yıllarda zeytin hasadını daha fazla vuracak, rekoltede rekor düşüşlere tanık olacağız. AB Komisyonu’nun görüşü bu yönde.
Küresel ısınma nedeniyle gıda ürünlerinin ateş pahasına dönmesi literatüre yeni bir kavram getiriyor: “Climateflation”, yani “iklim enflasyonu” ve oluk oluk zeytinyağı zevki elimizden kayıp gidiyor.
“Yeşil altın” lakaplı zeytinyağının fiyatı Avrupa piyasasında son iki yılda iki kattan fazla artmış durumda. Pahalılık tüketiciyi öyle vuruyor ki, zeytinyağının dünyadaki bir numaralı üretici ve ihracatçısı İspanya’da hırsızlıklar nedeniyle marketlerde yağ şişelerine alarmlı kelepçe takılıyor. AB’de ortalama fiyat artışı yüzde 75’i bulurken İspanya’da zeytinyağı yüzde 150 zamlandı, ihracatı yüzde 30 geriledi. İspanyollar, nispeten daha ucuz diye zeytinyağı almak için komşu Portekiz’e gidiyor.
İspanya, İtalya ve Yunanistan’da toplanan sahte zeytinyağları ayçiçek yağıyla, yüksek miktarda linoleik asit ve yasal limitin çok üzerinde gıda boyaları içeriyor, naylon sertifikalarla piyasaya sürülüyor. Geçenlerde Selanik’teki bir baskında yakalanan yağ düzenbazı baba-oğulun imalathanesinde 13 ton sahte zeytinyağı ele geçirildi. Yunan polisinin açıklamasına göre Bulgaristan’dan alınan ayçiçek yağıyla “zenginleştirilen” sahte ürünün bir kısmı Bulgaristan’a satılıyor, geri kalanı yurt içinde dağıtıma çıkarılıyordu.
Türkiye’de Adıyaman’dan, Balıkesir, Aydın, Manisa, Marmaris, Bursa ve Tekirdağ’a uzanan sahte zeytinyağı baskınlarıyla ilgili haberlere bakarsanız, toplamda tonlarca yağ içeren pet şişelerle tenekelerin muhteviyatında yok yok; palm, pamuk ve soya yağlarıyla endüstriyel boyalar katılarak pazarlanıyor. Marka hakkına tecavüz, kişilerin sağlığını tehlikeye sokacak şekilde gıda maddesi üretmek suçlarından işlem yapılıyor. Otel, lokanta gibi işletmelere ve internet üzerinden tüketicilere aynı parti malların satılıp satılmadığı bilinmiyor. Onlarca sahte zeytinyağı haberinden takip peşine düşen bir medya da yok.
Çakma zeytinyağı çeteleri çok uluslu çalışıyor, kolluk operasyonları da uluslararası yürütülüyor. İtalyan Carabinieri ekipleriyle AB polis gücü Europol işbirliğinde İspanya ve İtalya’daki adreslere yapılan eşgüdümlü baskınlarda, düşük kaliteli yan ürün yağlara yüksek kaliteli yağ karıştırıp sahte belgeyle sızma zeytinyağı diye pazarlayan çete çökertildi. Bu operasyonda 10 ton sahte ürün ele geçirildi. İtalyan mali şube ekipleri ise geçen ay zeytinlikleriyle ünlü Puglia bölgesindeki baskınlarda bir şebekeye ait üç büyük imalathaneyi ortaya çıkarıp ayçiçek yağından mamul 37 ton ürüne el koydular.
ZEYTİN AĞAÇLARINI BİLE ÇALIYORLAR
Zeytinyağında üretim gerilerken küresel talepteki artış da fiyatları tetikliyor. Uluslararası Zeytin Konseyi’nin tahminlerine göre içinde bulunduğumuz dönemde küresel üretimin 2.4 milyon tona gerileyerek, yaklaşık 3 milyon tonluk talebin altında kalması bekleniyor.
Yağ kalpazanları ise arz açığını kapatmak için devreye giriyor; taklit üretimle yetinmiyor hırsızlığa da soyunuyorlar. İtalya’da depolara tankeri dayayıp zeytinyağını dibine kadar hortumlama vakalarına rastlanıyor. Yunanistan’da Kalamata’nın zeytinliklerine gece yarısı girip illegal hasatla ürünü çalanlar oluyor. Hatta ağaçların kökünden sökülerek bahçelerin soyulduğu vakalar kayda geçiyor Yunanistan’da.
Sicilya'da 700 yıllık kadim zeytin ağacında hasatZeytinyağında fiyat patlaması sadece sahteciliği ve hırsızlığı körüklemekle kalmıyor, Akdeniz havzasında siyaseti de kızıştırıyor. İspanya’da kişi başına yıllık tüketim 12 litreyi buluyor ama yağ şişelerine alarm takılacak raddeye gelinince muhalefetin baskısıyla hükümet zeytinyağından katma değer vergisini önümüzdeki sonbahara kadar kaldırıyor. Yunanistan’da yüzde 70 zamlanan zeytinyağının fahiş fiyatı iktidar ile muhalefet arasında kavga çıkarıyor.
Türkiye’de zeytinyağı henüz siyasi polemik konusu değil. CHP taban fiyatlara itirazla çay, buğday ve fındık mitingleri düzenledi, Gaziantep’teki fıstık mitingi de programa göre önümüzdeki cumartesi. Ancak zeytinyağı temel ihtiyaç maddesi sayılmıyor olsa gerek ki, üretici yeterli desteği görmediği ve bir litre sızma yağın fiyatı 600 lirayı bulduğu halde kimse itiraz etmiyor. Oysa fiyat artışıyla diğer büyük üreticilerin iklim krizinden etkilenmesi arasında bağlantı var. İspanya, İtalya ve Yunanistan’da üretim düşünce Türkiye’nin zeytinyağına talep arttı, ihracatta rekor kırıldı ama iç piyasada fiyatlar attı. Bu nedenle dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına yasak getirildi. Sektör temsilcilerinin talebi üzerine yeni bir kararla 1 Kasım 2024’e kadar ihracatçılara 50 bin ton kota verildi.
Afrika'da kakao rekoltesi geriliyorZeytinyağında iklim enflasyonu artarak sürecek gibi görünüyor ve küresel piyasalarda şok fiyat artışları yaşanacak başka ürünler de var. Gıda maddelerinde hava koşullarına bağlı fiyat dalgalanmaları her zaman oldu. Ancak iklim değişikliğinin tetiklediği aşırı hava olaylarının küresel ölçekte yoğunlaşması yeni bir durum. Bu nedenle örneğin dünyanın en büyük portakal üreticisi Brezilya’da (% 34) yüzyılın en düşük hasadı bekleniyor, Vietnam’da kahve üretimi bitme noktasına geliyor, dünya kakao ihtiyacının yüzde 70'ini karşılayan Afrika'da iklim krizi rekolteyi düşürüyor. Fındığın yakın arkadaşı kakaoda yüksek fiyat artışları bekleniyor.