İçerideki 270 milyar dolar dış yatırımda büyüme isteği
Ankara'daki Küresel Yatırım Günleri'nde Uluslararası Yatırımcılar Derneği Yased'in Başkanı Engin Aksoy ile ülkedeki yabancı yatırımların ve yatırımcı beklentilerinin bir fotoğrafını çektik. Yerleşik yabancı sermayenin beklentileri iyileşiyor, öngörüsü artıyor, artık yıllık bütçe yapabilir duruma gelmişler. Getirilmesi planlanan Asgari Kurumlar Vergisine de, kaldırılacak olan istisnalara otomotiv hariç itirazları yok. Artırılan ve yüzde 25 oranına çıkarılan Kurumlar Vergisi'nde de indirim beklentisi 2025 sonrasında. Asıl istekleri makro ekonomik istikrar ve öngörülebilirlik. Bunun içinde yapılacak değişikliklerin akşamdan sabaha değil, duyurularak, tarafların görüşü alındıktan sonra yapılmasından yana.
Uluslararası Yatırımcılar Derneği Yased'in Başkanı Engin Aksoy'a sorularımız ve yanıtları şöyle:
-Küresel yatırımların seyrinde durum nedir?
Uluslararası doğrudan yatırımlarda rekabet çok arttı. Hepimizin bildiği gibi son bir yılda öne çıkan Suudi Arabistan var. Mısır zaten kuvvetli bir oyuncuydu. Doğu Avrupa ülkeleri, Litvanya, Letonya zaten var. Bir yandan Güney Amerika'da bazı ülkelerde biraz daha istikrarlı bir gidiş gözükmeye başladı, yönetim değişiklikleri oluyor. Dünyada savaş, kriz gibi nedenler de eklendiği böyle bir konjonktürde küresel yatırımlar artmıyor ve yatırımları çekmek için büyük bir rekabet yaşanıyor.
Biz de bu konjonktürde Türkiye'ye yatırım çekmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken de bizim olmazsa olmaz iki konumuz var.
Biri makroekonomik istikrar ve orta vadeli program, uygulanması ve hayata geçmesi çok önemli. İki yıllık çerçevesi var tabi, bu çerçeveyi anlıyor ve destekliyoruz. Programdan taviz olmaması çok önemli, güven tesis ediyoruz.
İkincisi ise Orta Vadeli Program ve makro ekonomi konusunda adım atıldı ama düzenleyici çerçeveler gerekli. Bu uluslararası sermaye için çok önemli. Herhangi bir sektörde önümüzdeki altı ayda ne olacağı, önümüzdeki bir yılda ne olacağı, sabah kalktığımızda değişen bir şey görecek miyiz, bu süreçler nasıl yönetilecek? Bunları öngörebilmemiz lazım.
-Asgari Kurumlar Vergisi'nde Yased'in tutumu nedir, sizin için sürpriz oldu mu?
Biz Türkiye'ye para getirmek, yatırım Çin'e, Romanya'ya, Mısır'a gitmesin, buraya gelsin istiyoruz. Buradaki pazarı büyütelim, ihracat yapacaksak buradan yapalım istiyoruz. Ama tabii global şirketler değerlendiriyor. Hangi ülkede nasıl fırsat var diye. Bugün ne kadar kazanırım değil, üyelerimizin içinde 150 yıldır Türkiye'de olan şirketler var. Yani orta vadede ve uzun vadedeki fırsatlara bakıyorlar. Para yatıracağım, yatırım yapacağım yer güvenli bir liman mı diye bakıyorlar. Şimdi burada iyileştirmemiz gereken şey bu öngörülebilirlik. Geçen yılki deprem faciasından sonra artırılan Kurumlar Vergisi rekabetçilik açısından önemli. Ancak belli bir noktada normalize olması lazım. Takvimin de en kısa zamanda açıklanması lazım, yoksa şu an, bu sene bunun düşmesini beklemiyoruz, öyle bir talebimiz de yok.
Ama 2025'ten sonra nasıl olacak buna bakmak lazım. Minimum vergi de olabilir, onunla ilgili çok karşı olduğumuz bir nokta yok. Orada birkaç konu var. Bir tanesi verimli olmayan istisnaların kaldırılması. Onda mutabıkız, verimli olmayan istisnalar kaldırılsın. Biz hep verimli alanlarda iş yaptığımız için kasayı da birinin doldurması gerekiyor.
Verimli olmayan istisnalar kaldırılması adımını destekliyoruz ancak bazı sektörlerde, otomotiv gibi yatırım amacı ile kullanılan, bu ülkeye yatırım getiren istisnaların devam edilmesi lazım. Yani kurunun yanında yaş da yanmamalı.
Bir de tabi ki sizlerin çok iyi bildiği Türkiye'de hala kayıt dışı vergi var belki gayri resmi daha fazladır, bunun artık önüne geçilmesi lazım.
Maliye Bakanımız bununla ilgili çalışmalar yaptığını bir araya geldiğimizde de çokça söyledi. Bunun azaltılması tabii ki zamanla olacak ama diğer konularda da para doğru yere gitsin, vergi kayıtlı olsun. Teşvikler yatırım yapana, katma değer yaratana gitsin.
YASED'in 274 üyesi var. Türkiye'deki uluslararası şirketlerin 1.3 milyon doğrudan istihdamı var. Yased'in 274 üyesinin tedarik zincirlerindeki istihdamla 5 milyon dolaylı çalışana ulaşıyoruz. İhracatın da yüzde 25'ini YASED üyeleri yapıyor ve bu ihracatın yüzde 80'i orta ve yüksek teknolojili katma değerli ürünler. Dolayısı ile burada önemli bir rolümüz var.
Biz istiyoruz ki bu alana istisnalar ve teşvikler devam etsin. Zaten şu anki niyet de biraz o.
Kurumlar vergisi sorusuna da evet bu sene talep etmiyoruz ama 2025'ten sonra değişebilir, asgari kurumlar vergisine de itirazımız yok.
Bir yasa ve düzenleme çıkacağı zaman bir askı süreci olmalı ve bu askı sürecinde ilgili paydaşların hepsinin görüş vermesi gerekiyor, bir nevi check list lazım. Bu check listte karar verecek kimse ilgili bakanlık check liste bakmalı, görüşler alınmalı.
Geçmişte yaşadığımız vergi oranı değişikliği, cumadan değişip pazartesi işleme alınıyor gibi uygulamalardı. Ben 30 yıldır uluslararası şirketlerde çalışıyorum ve hep aynı şeyi anlatıyorum, ülkenin potansiyeli yüksek, büyüme hızı iyi. Hakikaten de orta ve uzun vadede bakarsan buraya yatırım yapan şirketler hiçbir zaman pişman değil, yani "Neden Türkiye'ye geldim" demezler. Ama daha fazla yatırım için iştah yaratamıyoruz. Yani 'Bu yatırımı yaptım, yatırımdan da makul bir şey alıyorum ama Türkiye'ye daha fazla yatırım yapayım' dendiğinde önümüze şu geliyor: Tamam sen istiyorsun ama 6 ay sonra düzenlemenin değişmeyeceğine emin misin? Çalışan nüfusun yüksek olması, Avrupa pazarlarına göre nüfusumuzun genç olması, ekonomistlerin de söylediği gibi hala 10-15 yıllık bir potansiyel durumu var ama 2035-2040'ta bu avantajı kaybedeceğiz. Yerine bir şey koymamız lazım.
-Son dönemde çalışma iştahının düşmesi önemli konulardan biri, çalışanın bulunmaması gibi. Bunlar çok dillendiriliyor. Bu da olumsuz bir tablo yaratıyordur değil mi?
Biraz dünyadaki trend de öyle. Türkiye'de YASED olarak bizim izlediğimiz 4 önemli başlığımız var. Biri dijital dönüşüm, birisi küresel tedarik zincirlerine entegrasyon, üçüncüsü sürdürülebilir kalkınma, dördüncüsü de insan sermayesi.
İnsan sermayesini bu sene ekledik. Çünkü buna sahip çıkmamız gerekiyor. Kaliteli insan gücünü tutmamız gerekiyor. Bunun içinde de düzen kurulması, uzaktan çalışma ile ilgili yasalar, part time çalışma ile ilgili yasalar, yurtdışından insanların Türkiye'ye gelip Türkiye'de çalışabileceği ortamların kurulması, Türkiye'de merkezlerin, hub'ların oluşabilmesi konuları bulunuyor. Çalışma Bakanlığı çok iyi çalışıyor. Geçici önlemler alındı ama kalıcı yasalar çıkmış değil. Şu anda çok büyük bir sorunumuz yok ama kalıcı yasalar çıkıp ''önümüzdeki yıllar böyle olacak'' konusunu da henüz görmüş değiliz.
-İçeride şirketlerin asgari ücret yine yüksek miktarda artarsa diye çok şikayet var. Yabancı sermayeli kuruluşların da öyle mi?
Bizim şu anda en büyük sorunumuz o değil. Bizim en büyük sorunumuz öngörülebilirlik. Tabii ki insan kaynağı bulmakta zorluk çekiliyor o ayrı konu, iyi insanları kaybetmek de sorun. Rakamlar daha çıkmadı ama bu yıl bunun daha az olduğunu düşünüyorum.
-Türkiye'ye ucuz iş gücü gibi bakılmıyor değil mi sizin tarafta?
Zaten ucuz değil şu anda. Dediğim gibi önemli olan öngörülebilirliğin sağlanması. Onun için de bu istişare mekanizmaları çok önemli. Tabii onların hayata geçmesi de. Şimdi orta vadeli bir plan var, YOİKK'de bir eylem planı yapıldı. Eylem planında yüzde 90-95 mutabıkız. Ama hayata geçmesinin hızlı olması en azından güveni arttıracak. Devletin de çok hızlı işlemesini beklemiyoruz ama somut adımları da görmek istiyoruz. 6 ayda bir 4 ayda bir, bir adımı görmek istiyoruz.
Şimdi bir de kişisel verilerin korunma kanunu hikayesi var. Bununla ilgili yasa çıktı. Bunu yıllardır bekliyoruz ve yıllardır üzerinde çalıştığımız bir konu. İkinci bir düzenleme çıkacak. O kadar çok paydaş var ki, İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, KVKK, Sanayi Bakanlığı... Bu konu uluslararası yatırımcılar için çok önemli.
Gri alanı çok azalttık. Çok ufak bir istisna koyduk. Bu konuları tartışıyoruz, bunları biraz daha hızlandırmamız lazım diye düşünüyorum.
Ama işin güzel tarafı artık bütçe yapıyoruz, planlama yapıyoruz. Enflasyon ne olacak, aşağı yukarı sapmaz diye düşünüyoruz. Kur ile ilgili çok büyük bir sürpriz yaşamayız diye tahmin ediyoruz. Bunlar en azından bu yılı iyi planlamamızı sağlıyor.
2024 yılı için güzel bir büyüme bekliyoruz kendi yatırımcılarımız için. Yatırım kararlarında şöyle bir şey var, küçüldüğümüz zaman yatırım gitmiyor ama büyüdüğümüz zaman da yatırım gelmiyor. Biz iki senede çok küçüldük, euro bazında, dolar bazında, devalüasyona yakalandık. Hiçbir yatırımı ülkeden çekmedik ama büyüyünce de yatırım ertesi gün gelmiyor.
-Türkiye'de yabancı yatırım tutarı ne kadardır, önümüzdeki dönem için belli bir hedef var mıdır?
Çok kısa vadeli konuşamam. Çünkü herkes orta ve uzun döneme bakıyor.
Türkiye'nin küresel uluslararası doğrudan sermayeden aldığı pay yüzde 0.9'larda. Hükümetin hedefi bunu 5 yılda yüzde 1.5'a çıkarmak. Bizim hedefimiz de aynı. Ve bunu gerçekleştirilebilir bir hedef olarak görüyoruz.
Geçtiğimiz yıl Türkiye'ye gelen yatırım 10,6 milyar dolardı. Onun da aşağı yukarı 3'te 1'i gayrimenkul yatırımı. Biz onu saymıyoruz. Bizim şirketlerimizin Türkiye'de 85.000 tane tedarikçisi var. 274 üyemiz bulunuyor. Türkiye'ye son 20 yılda 270 milyar doların üzerinde uluslararası doğrudan yatırım girişi oldu. Bu yatırımların %85'i şu anki üyelerimizin yatırımları. YASED'e üye olmayan da var ama toplam yatırımın yüzde 85'ini biz temsil ediyoruz rakam olarak.
-Hangi sektörlere ilgi var?
Şu anda bilgi teknolojileri ve enerji dünyada ana sektörler, kısmen otomotiv. Mesela dünyada veri merkezi işine, yapay zekâ yatırımlarına ihtiyaç çok arttı. Veri merkezi, çip üretimi dünyada önemli, çipe çok müthiş bir yatırım gidiyor. Geçtiğimiz günlerde Çin açıkladı, yine muazzam bir rakam.
Şimdi şöyle bir örnek vereyim. 2009-2010 bizim Vodafone'da öğrenci data paketlerimiz acayip rağbet görüyordu. Diyorduk ki bu acaba 1 GB'a çıkar mı? Nasıl çıkacak? Şu anda 20 GB, 30 GB'a geldi. Hele 5G olsaydı bu daha da artacaktı. Yapay zekada böyle bir artış olacak. O olduğunda çip veri merkezi de, enerji de çok inanılmaz artacak.
-Türkiye'deki yabancı yatırımcıların ekonomiye dair beklentisi nasıl?
Bu yılın başında yaptığımız Yased Pulse Anketi'nde iş ve yatırım ortamları açısından gelecek 6 ay için iyileşme beklentileri sorulmuştu CEO'lara. O anketteki iyileşme beklentisi yüzde 24 iken, son yaptığımız ankette oranın yüzde 30'a çıktığını gördük.
Son iki ankette döviz kuru ve enflasyon üyelerimizin faaliyetlerini en fazla etkileyen dışsal faktörler arasında yer almıştı. 2023 Aralık dönemindeki ankette uluslararası şirket CEO'larının yüzde 88'i önümüzdeki 12 ayda faaliyetlerini en fazla etkileyecek dışsal tehdit olarak döviz kuru oynaklığını belirtmişti.
17 Mayıs-4 Haziran arasında yenilediğimizde ankette ise kısmi bir düşüşle bu değerin yüzde 81'e indiğini gördük.
Küresel ekonomiyle ilgili biraz olumsuz görüş var. Yıl başında yaptığımız ankette katılımcıların yüzde 8'inin küresel ekonomide bir daralma veya büyümeme beklentisi vardı. Şimdi bu rakam, yüzde 57'ye çıkmış durumda. Yani üyelerin yarısından çoğu küresel ekonomide büyüme olmayacak diyor. Bu sebeple de ihracatımızı koruruz ama yıl sonuna kadar ihracatımızı daha fazla artıramayız düşüncesi var.
Bazı konularda anket devam ediyor ama mesela neredeyse tamamı Türkiye operasyonları için bir büyüme öngörüsü yapmış. Dışarısı kötü, bölgesel gerginlikler var, Çin dominasyonu var. Hem yatırım çekmedeki dominasyonu hem her alanda piyasayı domine etmeye başlaması da etkili. Savaşlar da etkili.
-Yapılacak yatırımlara dair rakam çıktı mı?
Yatırım rakamı çıkmadı, olsaydı verecektik.
Ama genel bakış olumlu. 2022'de ve 2023'te bütçe yapamıyorduk ama bu yıl yapabiliyoruz.
Çin inanılmaz bir güç oldu bazı sektörlerde. Şimdi mesela bu elektrikli otomobil hakkında inanılmaz domine ediyorlar. Muazzam işler yapıyorlar ve orada gelene ciddi güven veriyorlar.