Tamam kabul ediyorum.
1-Hülya Avşar’ın yaptığı programla ilgili ‘Başbakan beni rahatlattı’cümlesi gerçekten de yoruma açık. Ama yanlış olan onu o başlıkla vermek. Diyeceğim Hülya’ya. ‘Dikkat et. Sabah’ta birileri seni alay konusu yapmak için bu başlığı atmış.’
2-Evet Hülya Avşar yayın boyunca Başbakan’a kur yapmış, onunla flört etmiş izlenimi vermiş. Hatta Erdoğan’ı tek sıkıştırdığı bölüm yakışıklılığı ve Emine Erdoğan’ın kocasını kıskanıp kıskanmadığı olmuş.
3-Konuyla ilgili okurken kahkahalarla güldüğüm tek yazı Ahmet Hakan imzasını taşıyordu. Olası bir Başbakan Hülya Avşar karşılaşmasını yazmıştı. Yanılmadığını da gördük zaten.
Bütün bunları kabul ediyorum.
Yine de Hülya’ya haksızlık yapıldığını düşünüyorum.
1-Hülya Avşar beğenin ya da beğenmeyin başarılı bir iş yapmış, Başbakan’ı programına getirmeyi başarmıştır. O yüzden kıskançlık yapmayalım.
2-Hülya bir sanatçıdır, bir televizyon yıldızıdır. Ondan niye gazetecilik yapmasını bekliyoruz ki? Siyasi soruları sorsun, Başbakan’ı terletsin falan… Mümkün mü? Zaten Başbakan terleyeceğini bilse, güle oynaya o programa gider mi?
3-Beyaz ya da Gülben Ergen Başbakan’ı konuk etse, ne sorarlardı? En fazla Hülya’nın yaptığı gibi ‘Şeriat gelecek mi?’ cümlesi gelirdi. Bu sorular onların sığlığından mı kaynaklanıyor? Hayır. Çünkü o programlarda siyaset yok. Çünkü halk o programların sunucularından farklı bir şey görmek ister. O yüzden de onlar sunuyor zaten. Yoksa memlekette gazeteci mi kalmadı?
4-Hülya ‘Ben rahatladım şeriat gelmeyecek ‘derken, samimidir ciddidir. Biraz komik duruma düşmüştür ama gerçekten de ikna olduğuna eminim. Eee karşısında Başbakan karizması var.
Uzun lafın kısası bu röportaj Hülya Avşar cephesinden bakıldığında, 10 puan 10 puan 10 puanla şampiyondur. Başbakan’ın cephesine gelince amaç eğer halka sempatik gözükmek, kavuşulamayan tarafa mesaj vermekse, Acun Ilıcalı’nın programı daha yararlı olurdu kanımca. Hiç olmazsa bedava kömürden sonra para dağıtılırdı, hem de ekrandan.

Bu çığlığa kulak verir misiniz?

Dün bir mail aldım. İlgimi çekti.Kısaltarak yayınlıyorum.
Okuyucumun ismini başının derde girebileceğini düşünerek vermiyorum. Eğitimine katkıda bulunmak isteyenlere iletişim bilgilerini vereceğim.
‘Sayın Balçiçek  Pamir,
2004-2005 eğitim-öğretim yılında Microsoft, Sabancı Üniversitesi ve Özel Batı
Koleji'nin  Sabancı Üniversitesi'nde düzenlediği 5. BİTEK-O yarışmasında Web
Tasarım dalında Türkiye finalisti oldum.  2005-2006 eğitim-öğretim yılında
TÜBİTAK-BİDEB Orta Öğretim Öğrencileri Arası Proje Yarışmasında Tokat Bölge
finalisti oldum. 2005-2006 eğitim-öğretim yılı yaz tatilinde Microsoft Türkiye
junior yaz okuluna davet edildim.  Yaz okulu bittikten sonra Netron Bilişim
Akademileri Yazılım Geliştirme Uzmanlığı eğitimine Microsoft'tan burslu olarak
katıldım. Kursu başarı ile tamamladıktan sonra Galatasaray Üniversitesi Mühendislik
Kulübünün düzenlediği Hayalindeki Üniversite temalı proje yarışmasında Türkiye 4.
oldum. Yarışmada ‘Lise Öğrencisi’ sıfatıyla bulunan tek kişiydim.
Şimdi çaresizim. Üniversite eğitimimi Japonya' tamamlamak, Robot programlama konusunda uzmanlaşmak ve ülkeme döndüğümde bu bilgilerimi Türk insanı ile paylaşmak istiyorum.
7. sınıftayken babamı kaybettim. Ailemin maddi durumu hiç iyi değil. Eğitim masraflarımı karşılamam mümkün değil. İki kez kendilerini ‘Nur cemaatinden geliyoruz’ diye tanıtanlar tarafından burs teklif edildi. Fetullah Gülen ya da Nurcularla yakınlaşamıyorum. Ülkemi bölenlere hizmet etmektense hayatımı yok etmeyi tercih ederim. Bu duruşum yüzünden Fatsa’da hiçbir zengin bana yardımcı olmuyor. Sizden ricam aldığım dereceleri haber yapmanız. Belki o zaman beni okutacak birini bulabiliriz.
Saygılarımla’
T. U

NE ÖĞRENDİM?

İletişimsizliğin nedeni hayat dilinde anlaşamamaktır. (Adalet Ağaoğlu)

balcicekpamir@haberturk.com