Tam da öğrencilerin istediği gibi
BODRUM Bitez’deki Savra Restaurant’ın bahçesindeyiz. Nefis müziğin ve peyzajın pozitif etkisiyle keyifli bir akşam yemeği yiyoruz dostlarla.
Dostlar yalnızca bizim masada değil dört bir yanda. Hemen her masa tanıdık. Kimi uzun zamandır görmediğim kimi her hafta sonu görüştüklerimden...
Epeydir görmediklerimden biri çıkıveriyor karşıma.
Kaan Çakır!
‘Bir İstanbul Masalı’ ve ‘Kalbim 4 Mevsim’ gibi pek çok dizi ve filmde rol almış. Altın Portakal ödüllü ünlü oyuncu Kaan Çakır!
Pek çok İstanbullu gibi yaşamak için Bodrum’u mesken tutanlardan Kaan.
Sohbet muhabbet derken hepimizin ağzını açık bırakan ve bu sene tam dördüncü yılına giren bir projeden bahsediyor bize.
Proje bir ilkokul projesi...
OKULUN ADI MUTLU KEÇİ
İnanmayacaksınız ama okulun adı Mutlu Keçi! Adı yokmuş ilk başlarda, sonradan öğrenciler koymuş bu ismi.
Mevcut eğitim sistemi içinde fark yaratmak isteyen ebeveynler, eğitimciler ve gönüllüler kurmuş okulu.
Alternatif bir eğitim modelini hayata geçiren bu okul, kâr amacı gütmüyor ve sahibi ebeveynler.
Toplumsal çözüm odaklı ve çocuk merkezli bir eğitim modeline inanan gönüllüler, 2013 yılında Ortakent Yahşi’de bulunan beş dönümlük bir araziyi kiralamışlar.
Okullarını aynı yılın eylül ayında açmışlar. Açar açmaz farklı kesim ve meslekten yüzlerce gönüllünün desteğini almışlar.
Çocuk haklarını destekleyen, çocukların doğuştan gelen meraklarını, yaratıcılıklarını ve özgüvenlerini besleyen, ekolojiye saygılı bir eğitimi benimsemişler. Bu eğitim modeliyle çocuklara eşitlik, özgürlük, farkındalık, empati gibi değerler ve yetkinlikler kazandırmayı hedeflemişler.
Mesela çocuklar istemedikleri zaman derse girmiyormuş.
Mutlu Keçi İlkokulu’nun sürdürülebilirliğini ve burs kapasitesini artırmak için, ‘Başka bir okul mümkün’ diyen herkesi bu dayanışmaya davet ediyorlar.
Ben bu işe bayıldım. Şimdiki çocuklar cidden çok şanslı.
Okullar açıldığında mutlaka gidip bir de yerinde göreceğim Mutlu Keçi İlkokulu’nu ve çok mutlu çocuklarını...
Valizler cebe girdi
TELEFONLAR, tabletler, otomobiller ve evler derken artık valizler de akıllanmaya başladı. İlk olarak geçen yıl ünlü valiz markası Rimowa, İsviçre’nin Zürih kentinde düzenlediği görkemli bir lansmanla tanıtmıştı akıllı valizini dünyaya.
Bu valiz anlaşmalı havayolları ile uçtuğunuzda kendi check-in’ini kendi yapıyor ve akıllı telefonunuzla senkronize oluyordu.
Kısa bir süre sonra rakip markalardan da benzer haberler gelmeye başladı.
En son haber Katarlı ünlü işadamı Ashraf Abu Issa’nın seyahate duyduğu tutkuyla filizlendirdiği markası Mosafer’den geldi. Marka blue smart adında bir valiz tasarladı. IOS sistemi ile senkronize yazılımı sayesinde valizi takip etmek, uzaktan kumandayla kilitlemek ve açmak, hatta kilosunu ölçmek mümkün.
En etkileyici tarafı telefon, tablet ve dizüstü bilgisayarları tam altı defa şarj edebiliyor olması.
BİR HAMLE DE THY’DEN GELDİ
Türk Hava Yolları da benzer bir uygulama başlattı geçen ay. Uygulamanın adı Radyo Frekans ile Tanımlama. Kısa adı RFID olan uygulamada amaç, seyahat anında bagajlarınızı takip etmek ve yaşanabilecek aksiliklerin önüne geçmek.
RFID uygulaması kredi kartı gibi bir karta tanımlı. Şirketin sadakat programı Miles & Smiles üyeliğinizle senkronize.
Valiziniz ya da çantanız hangi marka ya da tarz olursa olsun bu kartı içinde bulundurmanız yeterli. Artık valiziniz takipte.
Sahte hesaplar
YILLARDIR çekiyoruz bu sahte sosyal medya hesaplarından.
Sıkı durun. En son adım Ivan Hakan Bernard oldu Instagram’da. Bu Rus, Türk ve Fransız karışımı kardeş almış benim fotoğrafları açmış bir hesap... Sağa sola arkadaşlık yollayıp duruyor.
Allah’tan eşe dosta denk geliyor da haberdar oluyoruz.
Biz bıktık siz bıkmadınız be Ivan’lar, Hakan’lar, Bernard’lar... Yapmayın artık şu işi, kanan da kalmadı artık sizlere...
