O pastane artık bistro
UZUN yıllar önce girdiği çikolata işinden hızını alamayan Vakko, iki sene kadar önce de pastacılığa el atmıştı.
“Vakko Patisserie Petit Four” adı altında üst çıta pastacılığı tam da layığıyla yapan modaevinin, şimdi bir de “Vakko Bistrot” adlı bir konsepte imza attığını duydum.
Denemek için gittim hemen. Dükkânın bir cephesinde “Vakko Patisserie” diğerinde “Vakko Bistrot” yazdığını görünce ufak bir şaşkınlık yaşamadım desem yalan söylemiş olurum.
Neler olup bittiğini ise bistronun müdürü Mehmet Bey’den dinledim. Meğerse benim tahmin ettiğim gibi yeni bistro açmamış Vakko. Mevcut pastaneleri bistrolara çevirmeye başlamış.
Müşterilerinden pasta dışında talepler almaya başlayıp da mönüye kiş, tartar, croque monsieur ve croque madame benzeri kalemler ekledikten sonra karar vermişler “patisserie” olan adını “bistro”ya çevirmeye.
Ben de tam o sırada, daha henüz tabelalar değişirken gitmişim.
İyi ki de gitmişim. Fonda çalan şansonlardan mönüsüne, Parizyen kıyafetli elemanlarından dekorasyonuna kadar tam bir Fransız bistrosuyla tanışmış oldum İstanbul’da.
Lezzetler ve sunum da gayet iyi. Fiyatlar ise kafe kıvamında.
Yolunuz düşerse, Fransız şeflerin baharatlı farklı bir köfteyle hazırladıkları cheeseburger’i tatmanızı öneririm.
**********
ÇEŞME'DE KABARE
ALAÇATI’NIN en gözde plaj ve restoranlarından Spiaggia Grande yaz sezonunu açtı.
Geçen seneden farklı olarak bir “kabare”ye de ev sahipliği yapacakmış mekân. Hem de bu aralar çok popüler olan Defne Samyeli ile Ayla Sözeri’nin kabarelerine.
15 Haziran’dan itibaren başlayacak olan “Cabaret Grande” adlı etkinlik için ayrı bir bölüm yaratılmış mekânda. Bu yeni bölümü ise başta Mikonos olmak üzere Ege adalarındaki pek çok yazlık mekâna imzasını atan mimar Marilena Rizou tasarlamış.
Spiaggia Grande ile özdeşleşen ve geçen sene çok ses getiren Kenan Doğulu konserleri ise bu sene 14 Temmuz ve 25 Ağustos’ta gerçekleşecekmiş.
**********
YENİLENEN 29
GEÇEN hafta yenilenen dekorasyonu sonrası ilk kez gittim eski adıyla “Ulus 29” yeni adıyla “29”a.
“Nasıl buldun?” derseniz biraz hayal kırıklığı.
Şık mı şık ama her yerle aynı… Antalya’da iyi bir her şey dahil otelindeki alakart restorandan bir farkı yok. Bu ara ne modaysa o kullanılmış dekorunda. Yeşiller, pirinçler, bakırlar ve de ahşaplar…
Tasarımcısı Zeynep Fadıllıoğlu bizi böylesine hiç alıştırmadığından böyle düşündük belki de.
Zira o gece Güneri Cıvaoğlu, Mehmet Yaşin, Ahmet Örs, Kenan Erçetingöz, Ebru Erke ve Yelda İpekli gibi uzun yıllarını İstanbul ve Antalya 29’larda geçirmiş bir ekiptik. Ve hepimizin gözü o eski Fadıllıoğlu dokunuşlarını aradı. Kadife perdeleri, çintemani desenlerini…
Yani o hafif Osmanlı hafif turkuvaz hallerini…
Neyse, bu bizim fikrimiz. Allah’tan fındık lahmacunu, yoğurtlu kebabı, köftesi ve pidesi değişmemiş 29’un.
Elbette eşsiz manzarası da…
E zaten bunlar da fazlasıyla yeter!
**********
İFTARIYLA TOP 3 MEKAN
- Nişantaşı’ndaki Hünkar Lokantası
-Bağcılar’daki Seraf Restaurant
- Etiler’deki Yüzevler Kebap
