Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçenlerde İstanbul’daki The Galliard Restaurant ile Bodrum’daki Kuum Beach’in işletmelerini yürüten Ersin Süzer’in bir röportajını okudum.

        “İstanbul’da fine-dining restoran açan batar” diyordu Ersin.

        Hak vermemek elde değil.

        Bırakın Türkleri Benihana’sından Bice’sine, Hakkasan’ından Cipriani’sine ne devler geldi de tutunamadan gidiverdi şu İstanbul’dan.

        Yıllardır dünyanın en iyi restoranları listesinde hep ilk üçte yer alan ünlü şef Massimo Bottura’nın Ristorante Italia’sı bile iş yapamadı da kapandı gitti.

        Daha da bir sürü örnek sıralayabilirim.

        Sunset Grill & Bar, Lacivert ve Paper Moon gibi istisnalar da yok değil elbette. Ama maalesef sayıları çok çok az.

        Bu fine-dining liginin en yenilerinden sayılabilecek Nicole Restaurant’a gittim geçenlerde.

        İçimden “Hem yaz tatili, şehir boş. Hem de Beyoğlu’nun durumu malum. Herhalde bir tek biz oluruz” dememe rağmen hiç de öyle olmadı. Neyse ki fine-dining müdavimleri iş çıkışında tutmuştu Nicole Restaurant’ın yolunu.

        Ne olursa olsun burada iyi yemek garantidir ama bu kez her zamankinden bile iyi bir şeyler yiyeceğimden emindim. Zira Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu Bertrand Buchwalter’ın ev sahipliğinde düzenlenen bir yemek davetiydi bu davet. Üstelik kendi kavını restorana taşıdığı bir davet.

        FINE-DINING KOKOREÇ

        Sık sık sorulan “Sahibinin adı mı Nicole?” sorusuna hemen cevap vereyim.

        Yok, değil! Sahibinin adı Aylin Yazıcıoğlu, kendisi aynı zamanda restoranın şefi. Galatasaray Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi’nin ardından Cambridge’de sosyoloji okumuş Aylin Hanım. Sonrasında ise Ecole Cordon Bleu’de aşçılık eğitimi almış. Kariyerini bu yönde devam ettirmeye karar verdikten sonra dünyanın pek çok restoranında çalışmış.

        En sonunda, ismini Fransisken rahibelerinin hastalara şifa dağıttığı bu tarihi binanın yöneticisi Agnes Marthe Nicole’den alan Nicole Restaurant’ı açmış

        Fine-dining ama lezzetleri damağımıza, fiyatları da cebimize dost Nicole’un.

        Her ne kadar mönüsünde eşleşmeli keşif ve tadım set mönüler bulunsa da bezelye ve Ege otlarıyla sunulan kuzusu ile soğan ve turplu kokoreçi mutlaka denenmeli.

        Bu tost efsane

        Türk Hava Yolları’nın ikramı malum, dünyanın en iyileri arasında!

        Hem iç hem de dış hat uçuşlarında yapılan ikram inanın diğer havayollarından çok daha iyi. Özellikle de okyanus aşırı uçuşlarda.

        Ekonomi sınıfta yapılan ikram pek çok havayolunun business sınıfına, business’ta yapılan da diğerlerinin first class’ına denk diyebilirim.

        Sanırım bir sene falan olmuştur. THY iç hat uçuşlarında verdiği yemek ikramını değiştirerek sadece bir tost vermeye başladı.

        Ama ne tost! Yok böyle bir lezzet. Çıtır ve gevrek bir ekmeğin içine kaşar peynir, zeytin ezmesi ve domates koyup sıcak sıcak servis ediyorlar.

        Kokusu bile insanın ağzını sulandırmaya yetiyor.

        Bu tost her an ıslak hamburger ya da yengen tost gibi Türkiye’nin gastronomi dünyasında bir yer edinebilir.

        THY’nin havada yaptığı bu müthiş tostu karada ilk yapanın müdaviminin bol olacağından eminim.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar