Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        1994’te Asya’nın en yüksek 5 dağına tırmanmayı başardığı için Kar Leoparı unvanı verilen, 1995’te de Everest’e tırmanan ilk Türk Nasuh Mahruki, 1997’de motosikletle çıktığı uzun yolculukla da sıkı bir sürücü olduğunu kanıtladı. İstanbul’dan yola çıkıp Nepal’e kadar giden, 4 ay boyunca motosikletle 21 bin kilometre yol kat eden Mahruki, bu ilk uzun yolculuktan sonra da defalarca seyahate çıktı. Dağcı kimliğiyle ilklere imza atan Mahruki ile motosiklet tutkusunu ve gezginlere önerilerini konuştuk...

        Maceracı kişiliğinize uyduğu için mi motosiklet kullanıyorsunuz?

        Motosikletten gerçekten müthiş heyecan duyuyorum. Bence motosiklet, günümüzde erkeğe çok yakışan, karizmatik bir araç. Pratikliğinin yanı sıra faydalı da üstelik. Çünkü motosiklette her şeyden önce çok dikkatli olman, gözünü kulağını dört açman lazım. Etrafında ne olup bittiğini takip ettiğin için de seni daha diri ve dinç tutuyor. Hatta 50 yaşın üzerindeki bütün arkadaşlarıma, “Motosiklet alın, göreceksiniz 5 yaş gençleşeceksiniz” diyorum. Ve ikna etmeyi başardıklarımın hepsi aynı fikirde.

        Nasıl başladı motosiklet tutkusu?

        Motosiklete ilgim hep vardı. Kar Leoparı olduğum sene ilk motosikletimi aldım. Yamaha Tenere kullanmaya başladım ama çok yüksek olduğu için rahat edemedim. 1997’de BMW R 80 GS modelini çıkardı. Bu motoru alır almaz kız arkadaşımla birlikte yola çıktık, İran, Pakistan, Hindistan üzerinden Nepal’e, Katmandu’ya gittik.

        En uzun rotanız İstanbul-Katmandu seyahati mi oldu?

        Tabii... 4 ay sürdü. 29 yaşındayken aradığım şey yolun, yolculuğun kendisiydi, yaşadığım dünyayı keşfetmekti. Hayallerimden birini daha gerçekleştirdiğim, hayatımın en muhteşem yolculuğu olan bu hikâyeyi, Asya Yolları, Himalayalar ve Ötesi adlı kitapta anlattım. Bir seferde gidiş-dönüş 21 bin kilometre yol yaptım. İçinde 8000 metrelik bir tırmanış da gerçekleştirdiğim bu güzel yolculuğu tamamlayıp 4 ay sonra Gürbulak Sınır Kapısı’ndan yurda döndüğümde, cebimde sadece 25 dolar ve gerçekleşen bir hayalden geriye kalan muhteşem anılar vardı.

        Seyahatleriniz sırasında tehlike atlattığınız oldu mu?

        Pakistan’da yan yoldan ana yola çıkan bir bisikletliye çarptım. Yola çıktığını fark ettiğimde kornaya basıp uyarmaya çalıştım ama hiç oralı bile olmadı. Çarpışma anına kadar frenlere asıldım ama kurtaramayacağımı anlayınca saliseler içinde böyle bir çarpışmanın ardından kesin devrileceğimizi düşündüm. Çarpışma olduğu anda freni bırakıp gazı açtım ve motoru ivmeyle düz tutmaya çalıştım. İnanamadım ama işe yaradı. Adam bisikletten fırlayıp motora sağdan çarptı. Bacağım incindiği için seke seke adamın yanına gidip biraz söylendim. O da elini, bacağını incitmişti ama kırığı yoktu. İki kişi, tepeleme yüklü 440 kilo ağırlığa ulaşmış motorla devrilmememiz büyük şanstı. Çölün ortasında bir tarafımız kırılsa korkunç bir durumla karşı karşıya kalabilirdik.

        Genellikle yalnız mı seyahat edersiniz?

        Duruma göre değişir. Hem yolculu hem de yalnız çok seyahat ettim. Mesela Bhutan’a 4 motosikletle gittik. Hatta bu seyahatte sevgilim Mine ile Bhutan Krallığı’nda yerel kıyafetler içinde geleneksel bir düğünle evlendik.

        Dağcılık ve motosikletçiliğin benzer yönleri var mı?

        Her işi yaparken çok dikkatliyimdir. Hele bu tür riskli eylemlerde etrafında olan biteni takip etmek insanın farkındalığını geliştiriyor.

        Şu an ne kullanıyorsunuz?

        Şehir içinde sürekli Vespa kullanıyorum. Müthiş pratik, her yere onunla gidip geliyorum. BMW 1200 GS, BMW K 1200 LT ve BMW R 80 GS model motosikletlerim var. Bir de Honda CBR 1100 XX model motosikletim vardı ama bir süre önce çalındı.

        Şehir içi sürüşlerinde korktuğunuz oluyor mu?

        Aklıma getirmiyorum kötü şeyleri. Dikkatli kullanıp “Bir aksilik olursa bakarız çaresine” diyorum. Zaten İstanbul’da zevk için değil, trafiğe çözüm olduğu için scooter kullanıyorum. Büyük motosiklete binmek başlı başına bir tören, giyim kuşamla hazırlığı neredeyse 15 dakika sürüyor.

        Genç motosikletçiler için ne önerirsiniz?

        Bu tıpkı dağcılık gibi tamamen deneyim işi. Ne kadar çok dağa gidersen o kadar iyi dağcı olursun. Ne kadar çok motosiklet kullanırsan o kadar güvenli bir sürücü olursun, sabır şart. Gençlere işe, kendi kiloları, boyları ve kabiliyetleri çerçevesinde bir motosikletle başlamalarını öneririm. Enerjilerini iyi yönetmeleri gerekiyor çünkü daha atılgan ve kolay riske girebilen bir yapıları var.

        Neden Batı’ya değil de Doğu’ya yolculuğu öneriyorsunuz?

        Batı’ya gittiğinde alıştığın, bildiğin şeyleri görüyorsun zaten. Yakından tanıdığın bir yaşam biçimi var. Ama Doğu’ya gidince daha çok şey öğreniyorsun, her şey çok farklı çünkü. Bir kere kendi gözlerinle dünyanın o coğrafyasını görmüş oluyorsun ki bu paha biçilemez bir şey. Çünkü gazetede, dergide, belgeselde görmek gibi değil, oralara gidip deneyimlemek çok farklı. Lonely Planet’in İstanbul to Katmandu diye bir rehber kitabı var. O kadar popüler bir rota ki kendine göre bir adı olan, milyonlarca insanın hayalini süsleyen bir yolculuk... Bu seyahat tırmanış gibi, yani vücudun işe odaklanıyor ama zihnin sana ait. Zihnin tehlikeli süreçleri farkında olarak yönetirken, motosikletle hiç alakası olmayan bir sürü şey düşünüyor, sorunlarına çözümler buluyorsun. O yüzden insana kendini dinleme, kendisiyle konuşma fırsatı veriyor motosiklet... Nasuh Mahruki, 2009’da sevgilisi Mine Özvardar ile motosikletle gittiği Bhutan Krallığı’nda geleneksel bir düğünle evlendi.

        KİMLİK KARTI

        1968 İstanbul doğumlu Nasuh Mahruki, ilk ve ortaöğrenimini Şişli Terakki Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1992’de Bilkent Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden, 2004 yılında Milli Güvenlik Akademisi’nden mezun oldu. Profesyonel sporcu, yazar ve fotoğrafçı olan Mahruki, dağcılık, mağaracılık, yamaç paraşütü, aletli dalış, motorsporları, yelken ve bisiklet sporları yapıyor. 7000 metreden yüksek 5 tırmanışı da tamamladığı için Rusya Dağcılık Federasyonu tarafından Kar Leoparı unvanı verilen Mahruki, Everest Dağı’na tırmanan ilk Türk ve ilk Müslüman dağcı oldu. Yedi Zirveler projesini tamamlayan dünyanın en genç dağcısı olan Mahruki, 8000 metreden yüksek Cho Oyu, Lhotse ve K2 dağlarına oksijen desteksiz tırmandı. Türkiye, İran, Pakistan, Hindistan, Nepal, Sıkım, Tibet ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerine motosiklet seyahatleri yaptı. AKUT Kurucu Üyesi ve Başkanı Mahruki’nin kitapları: Bir Dağcının Güncesi, Everest’te bir Türk, Bir Hayalin Peşinde, Asya Yolları, Himalayalar ve Ötesi, Yeryüzü Güncesi, Vatan Lafla Değil Eylemle Sevilir, Kendi Everest’inize Tırmanın

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar