Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Esin Övet Dünyaya gelmenize sebep kadın ve adam kaderinizdir
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Adam evli...

        Kadın bekar...

        Ve bu adam ile kadın 36 yıl önce tek bir gece birlikte olup sonrasında bir daha görüşmemek üzere ayrılıyor. Ancak o da ne; kadın hamile kalıyor. Üstelik ikiz... Sonra ilk kez tanışıp birlikte olduğu adama ulaşıyor ve durumunu anlatıyor. Ancak adam kadını kovmaktan beter ediyor; tabii iddialara göre.

        Sonra kadın çocukları dünyaya getiriyor ve köylü bir kadına teslim edip yeni bir hayat kurup Almanya'ya yerleşiyor. Geçmiş hayatını da, dünyaya getirdiği ikizlerini de yok sayıyor.

        Beş dakikalık zevkin ürünü tek gecenin günahı dünyaya gelen ikizler sonrasında Çocuk Esirgeme Kurumunda büyüyüp bir başka kadın ve adama "anne" ve "baba" diyor.

        Sonrasında da olanlar oluyor.

        Kızlardan biri izleri sürüp anne ve babasına ulaşıyor. Kadın, "Benim yeni bir hayatım var. Sus ve otur. Kimseyi de rahatsız etme. Babana da gitme, kurcalama. Benim yeni hayatımı da bozma" diyor. Adam Türkiye'nin gönlünde taht kurmuş Zeki ile Metin'in Metin Akpınar'ı. O da, kabul etmiyor. Ve olan oluyor.

        Kızlar hazmedemiyor ve mahkeme yoluna gidiyor. Ve bingo!!!

        Mahkeme, çocukların babasının Metin Akpınar olduğunu doğruluyor. Ve sonrası malum. Türkiye bir haftadır bu konuyu konuşuyor.

        Gelen tepkiler sonrasında Metin Akpınar bir açıklama yapıyor. Ancak basına konuşan Duygu Nebioğlu, babası olduğu doğrulanan Metin Akpınar'ın kendisini aklama konuşmasını kabul etmeyip; "Artık tamam. Gerekli gizli belgeleri sunacağım. Sanat tarihinin kaybı çok büyük olacak" tadında bir açıklama yapıp bugünü işaret ediyor. Yani bugün Duygu Nebioğlu, tüm gerçekleri açıklayıp iyi niyetinin suistimal edildiğine dikkat çekiyor.

        Yani bu Yeşilçam filminden izleyip anladığımız şudur ki, bir kadın ve bir adamın günahını iki genç kadın çekiyor. Tüm yükü yıllardır taşıdıkları yetmezmiş gibi, kaderlerini belirleyen adam ve kadının hala saygısızlıkları ile uğraşıyor. Yazık!!!

        Bu olayda adam yani Metin Akpınar ne kadar suçluysa kadın yani anne de bir o kadar suçlu, sorumludur. Tabii buna mahkeme karar verecek ancak, dışarıdan izleyen ve o iki kadının duygusunu bir nebze olsun anlamaya çalışan biri olarak artık bu iki kıza bunları yaşatmamaları gerektiğini düşünüyorum.

        Duygu Nebioğlu inşallah bugün annesinin de kim olduğunu açıklar ve onun da en az babaları kadar sorumluluklarını üstlenmesini ister. Çünkü;

        - O gecenin sorumlusu tek bir kişi değil, kadın ve adamdır.

        - O gece ve sonrasında yaşananların sorumlusu tek bir kişi değil kadın ve adamdır.

        - O gece ve sonrasında bugün yaşananların sorumlusu yine o kadın ve adamdır.

        Ve şimdiye kadar kabul etmedikleri kızlarını kabul edip en azından özür dilemek zorundadırlar.

        Bunca yılın özrü olmaz ama en azından günahları ve sevapları ile 36 yıl önce yaşanan günahı ve sevabı sırtlanmak zorundadırlar. En azından bunu yapın bari!!!

        Çünkü anladığım kadarıyla bu iki kız, kendilerini kabul etmeyen anne ve babalarının yıllardır ödemedikleri bedeli tek başlarına ödüyor. Artık bedel ödemesi gereken o kızların dünyaya gelmesine sebep olan kadın ve adamdır. Artık yaşattıkları kaderi paylaşma zamanı. NOKTA!!!

        *

        Bir canlı dünyaya getirirken bir değil yüzlerce kez düşünün

        Yıllardır özellikle boşanırken ya da boşandıktan sonra çocukların yaşadıkları sıkıntıları yazıyoruz, çiziyoruz, izliyoruz. Çoğu anne ve baba mahkemelerde süründürüyor çocukları yıllarca. Ya da kavgalar, gürültüler içinde.

        Basına çirkin olaylar yansıyor. Kimlerin kimlerin neleri yansıdı. O dünyaya gelen çocuklar da maalesef hep bu kaderleri sırtlanıyor. Hanımlar, beyler dünyaya getirdiğiniz çocuklarınız sonrasında bir birey olacak. Onlar da bir hayat kuracak. Anne ve baba olacaklar. İş dünyasına atılacaklar. Kendilerini koruyup kollamaları, ayakları üzerinde durmaları ve başarılı olmaları için sizin vereceğiniz karar ile dünyaya gelip büyüyor ve gelişiyorlar.

        Lütfen iyi düşünün. Çocuk dünyaya getirmek için hazır mısınız?

        Çocuk dünyaya getirmek için yeteri kadar birbirinizi seviyor musunuz ve ne kadar birbirinize katlanabiliyorsunuz?

        Yani hanımlar; "Kocam beni aldatıyor, dövüyor. Ama bir çocuk dünyaya getireyim düzelir" demeyin. Yani beyler; "Karımı sevmiyorum ama bir çocuk olsun bakalım severim belki" demeyin.

        Bu düşünceler varsa zaten o dünyaya gelen çocuğa yeterli olamazsınız ki!!! Evlenebiliyor ve birlikte olabilmeyi düşünüyorsanız bunları da düşünürsünüz diye tahmin ediyorum ama; insanımızın hala bu tarz durumları ölçüp tartmadığını görünce ve tüm bunları da ilkokul çocuğuna anlatır gibi yazınca kendimden utanıyorum bazen.

        Çünkü bu bilgiler yemek yemek, su içmek gibidir. Ve bunu da her beynin düşünmesi ya da düşünülen eylemin hayata geçirilmesi ile mümkündür. Şimdi "Senin çocuğun yok kolay konuşuyorsun. Sen kendi hayatını yaşıyorsun bunları nereden bileceksin?" Tadında yorumları duyar gibim.

        Tamam toplumumuzda aile istedi diye evlenip, çocuk dünyaya getiren ciddi bir çoğunluk var. Ama artık yaşadığımız dünya da bunlar çok net görülüyor ki, bu doğru bir şey değil. Dünyaya gelen insanların hayatları doğdukları ailelerin kaderleri ile doğru orantıda... Ve kimin ne yaşadığını bilemezsiniz. Keza benim de öyle... Size anlattıkları ve ortaya koyduklarım kadar bilirsiniz. Ne malum benim de tüm bunları gerçekleştirmemek için birçok bedel ödemediğim. Eğer istenirse çoğu insan hayatının nasıl yön bulacağına karar verir. Ki tarihte ve günümüzde yaşanan bazı gerçek olaylar bunları kanıtlar nitelikte...

        Hayatını nasıl yaşamak istediğin senin ne kadar istediğin ve mücadele ettiğin ile orantılıdır unutmayın!!!

        Ya da hiçbir şey yapamıyorsunuz bari bunları düşünerek çocuk dünyaya getirin. Ve getirmek zorunda kaldığınız çocukların sorumluluklarını alın. Yani bu sizin elinizde... En azından bu elinizde...

        *

        Aybüke sana bir kaç isim versem

        Aybüke Pusat, "Tam bir stalk kraliçesiyim. Arkadaşlarım bile merak ettikleri hesapları bana yollar. Bir saat içinde çocuğun ne iş yaptığını, nerede olduğunu, nasıl biri olduğunu, ne yiyip içtiğini öğreniyorum" demiş. Yani takip etmediği kişilerin profilini gizlice görüntülüyor ve her türlü detayı ortaya çıkartıyor Aybüke Pusat. Tam bir dedektif gibi iz sürebiliyormuş. Aybükeciğim sana üç-beş isim yollasam bana da detaylı bilgileri yollar mısın sana zahmet. Ben bu konularda pek maharetli değilim. Hatta gel şöyle yapalım; bizim muhabir arkadaşlar ile çalış belki daha da bir geliştirirsin bu yeteneğini. Pek güzel olur ne dersin?

        Çünkü gerçekten bu iş biraz zahmetli ve yorucu. Hatta biraz sıkıntılı bir iş. Hiç kolay değil hani!!!