Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Esin Övet Hepimizin yüreğine dokundun Duygu
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Ne sene ama... "Bu da mı oldu?", "Yok artık daha bitti başka bir şey olmaz!", "Astrologlar 'Daha neler göreceğiz' diyor", "Yok tamam artık yeter yer kalmadı" diye diye her gün yeni bir olay yaşanmaya devam ediyor ve yine yine şaşırıyoruz. Her zaman; "Artık şaşırdığım için şaşırıyorum, ama şaşırmaya da devam ediyorum" diyorum.

        Antalya'dan gelen bir haber bir anda gündeme bomba gibi düşüyor ve bin yıl düşünsek kimsenin aklına gelmeyen oluyor. 62 yıldır evli, 82 yaşında, bildiğimiz üzere hiç çocuğu olmayan Metin Akpınar'ın kızı, hatta ikizleri olduğu ortaya çıkıyor. Mahkeme kararı ile de kızların birinin babası Metin Akpınar olduğu tescilleniyor.

        Şok şok şok!!!

        Adının Duygu Nebioğlu olduğunu öğrendiğimiz genç bir kadının, Metin Akpınar'ın kızı olduğu doğrulandığı zaman Antalya'da meslektaşımıza Duygu ilk olarak "Aslında ilk öğrendiğimde Metin Akpınar'ın gidip; 'Medeni insanlar gibi davranalım. Ben sana zarar vermek istemiyorum. Baba-kız çıkalım açıklama yapalım' dedim. Ancak kendisi kabul etmedi, 'Ben vasiyetimi yazdım. Vasiyetim ben öldükten sonra ne yaparsanız yapın' dedi. Beni hep böyle ölüm ile kalp ile. Kendi rahatsızlıkları ile kontrol altına tutmaya çalıştı. Ben de ona sonsuz, koşulsuz yaklaştığım için ve hatta annesiz ve babasız dünyaya geldiğim için kaybetmek istemedim. Sonuna kadar direndim, sabrettim" diye açıklama yapıyor. Ve sonrası gerçek detaylar ortaya çıkıyor.

        Duygu Nebioğlu kendi sosyal medya hesabından; "Benim adım Duygu Nebioğlu, 88 yılında Antalya'da yaşama tutundum. Dünyanın varlığını talihsiz olaylar ile kavradım. Bebekliğim, çocukluğum zor şartlar altında geçti. 94 yılında Nebioğlu ailesi tarafından evlat edinildim. Ailem tarafından topluma kazandırılmak için başlayan serüvenimin devamında biyolojik ailemin ve soyağacımın merakına düştüm. Bu düşünce beni Türk toplumuna mâl olmuş Sayın Metin Akpınar'a ulaştırdı. Henüz 21 yaşında üniversite öğrencisi iken gerçeklerin karşısında yoğun şaşkınlık hissiyle, hayranı olduğum sanatçının biyolojik babam olmasının mutluluğunu ne yazık ki yaşayamadım. Aldığım yetersiz sevgi nedeniyle beni bağrına basmakta zorlandığı için ağır travmalar yaşadım. Bu sebeple saygı değer avukatlarıma ulaştım. Bugün avukatlarım Ferihan Polat ve Ahmet Furkan Uludağ sayesinde Metin Akpınar'ın babam olduğu Akseki Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı ile resmiyete kavuşmuştur. Adalet karşısında tüm haklarımı koruma altına almış bulunuyoruz. Şaşkınım, yıllar sonra gelen mutluluk hayatımın ilk günü gibi oldu. Kamuoyuna bunu açıklamayı borç bilip sevgi ve barış içerisinde hareket edeceğimizi duyurmak istiyorum. Bu süreçte bana destek olan ve koşulsuz sevgi veren Nebioğlu aileme teşekkür ediyorum. Duyguluyum." diyerek konunun detayını açıklıyor. Ve olan oluyor... Hepimiz darma duman...

        Gerçekten 7'den 70'e çoğunluk hem şok olduk hem üzüldük.

        Ne olursa olsun Metin Akpınar bu ülkenin aile genlerine dokunmuş, sayısız Yeşilçam filmi yapmış, her zaman ayrı bir yeri olmuş, sevilen, sayılan, hayran olunan, beyinlere kazınan Zeki-Metinimizin Metin'i olmuş. Ve yıllar sonra genç bir kadının çıkıp böyle bir açıklama yapması haliyle herkeste soğuk bir duş etkisi yaratıyor. Çünkü Metin Akpınar Türk, örf, aile, gelenek, görenek değerlerine dokunmuş karakterleri ile öyle bir beyinlere kazınmış ki, ustanın genç kadının duygusuna da, yalnızlığına da, çaresizliğine de duyduğu an dokunacağı, sahiplenmesi beklenirdi. Zaten olayı sevimsiz hale getiren de bu oluyor.

        Kaçarak, yok sayarak, olmamış gibi yaparak, gizleyerek olmaz ki bu iş. Aslanlar gibi çıkıp tıpkı bildiğimiz Metin Akpınarımız gibi bir sahiplenme, bir sarılma örneği gösterseydi usta, olay çok daha başka olurdu inanın. Şimdi kafalarda sevimsiz bir hal alıyor olay. Yani Metin Akpınar'dan daha başka bir hareket beklerdim. Yazık ancak; onca zorluklarla büyümüş bir başka kadın ve adama anne-baba demiş Duygu Hanım'ı da tebrik etmek istiyorum. Beklediği sevgiyi, ilgiyi göremediği halde açıklamaları ölçülü, hatta "Sevgi ve barış içerisinde hareket edeceğimizi duyurmak isterim" cümlesini kullanıyor. Onca sıkıntılı yıllara ve üzüntülere rağmen hala dilinde; "Sevgi ve barış" kelimeleri var.

        Müthiş bir ders!!!

        Nasıl kaliteli bir duruş.

        Bravo genç kadın. O beden de meğer ne kadar güzel cesur bir yürek büyütmüşsün. Bravo...

        Çirkinleştirmeden, kirletmeden.

        Demek şahane bir anne-baba yetiştirmiş seni helal.

        Ve pek tabii yaşanan onca hayalkırıklığı, üzüntü, geri çevrilme, sessizlik ile bastırılma duygusu ve 1,5 yıl süren uykusuz geceler. Hiç kolay değil.. Kendimi Duygu Hanım'ın yerine koyduğumda ve biraz empati yaptığımda bile üzüntü duyuyorum ki onu düşünemiyorum bile.

        Keşke Metin Akpınar da bunu hissedebilseydi, biraz daha duyarlı olabilseydi.

        Fakat yine de geç kalmış sayılmaz.

        Avukatları bir açıklama yapacakmış. Keşke kendisi çıkıp; "Evet benim evladım. 10 yıl bilip sessiz kalmış olabilirim. Yaptım bir hata. E benim artık zamanım da geldi geçiyor bile. Yaşlandım bundan sonra güzel anlar yaşayalım. Kızlarımı sahipleniyorum ve onlarla vakit geçirip kızlarımı tanıyacağım, birlikte bu geçen zamanın acısını çıkartacağız" dese fena mı olur? Hatta hiç de geç değil... Hadi usta bence yıllardır aynı yastığa baş koyduğun eşin de sana destek olacaktır... Hadi usta yap bir babalık. Göster kendini... Sen de bu iki genç kadınla öğren başka bir dünyayı... İnan bu hareket ile gönüllerde bir kez daha taht kuracak ve örnek olacaksın.

        Diye yazıyı yazıp yolladım. Bugün sizlere hazırlanıyordu ki gazeteden editör arkadaşım Mesut, mesaj atıp "Metin Akpınar'dan beklenen açıklama ve özür geldi" dedi.

        Ve işte bu...

        Kendince olayın kolay olmadığını açıklamış Metin Akpınar. Ve kızlarına sahip çıktığını da...

        Türk halkından ve eşinden de özür dilemiş.

        İşte bu kadar. Tamam işte harika olmuş. Hatta bundan sonrasını da yap usta. Kızlarınla sarıl, kucaklaş, bol bol zaman geçir. Belli mi olur bir de dede olursun belki... Bak hayat sana ne güzel de ikinci çok başka, çok güzel bir şans vermiş kıymetini bil. Yepyeni bir hayat sunuyor hayat sana... Bence bunu değerlendir usta.

        Ve kızlarının değerini bil. Hem de iki kız evlat. İnsanın kız evladı oldu mu, sırtı yere gelmezmiş. Bak o evlatlarına sen sarılırsan onlar seni asla bırakmaz en kötü gününde bile... Çünkü çocuklarında bu eksikliği çok yaşamışlar be usta. Emin ol sen onlara sarılır kabul edersen her şey çok başka olur gibi geliyor bana.

        *

        Senin de, çocuğun var mı hayatım?

        Ve olan oldu...

        Bu açıklama yapıldığının akşamı ve sonrasında her masada bu konudan başka bir konu konuşulmadı...

        Tanıdığım 30 yıla yakındır evli karı-koca arasında, "Hayatım senin de, çocuğun var mı? Benden önce olabilir bak kızmayacağım. Hem açıkla bak gidip sahiplenelim" gibi konuşmalar geçti.

        Üzerinize afiyet babacağım biraz çapkındı. Fakat hiç kabul etmezdi. Hatta bir kadınla görülse "Arkadaşım ya da müşterim" tadında açıklama yapardı. Müşterim demesinin sebebi babam ayakkabıcıydı. Kadın ayakkabı mağazası vardı, o sebeple.

        Neyse efendim annem de bir kadın ile yakalasın klasik Şener Şen filmindeki replik yaşanır, "Yaz kızım" moduna geçilirdi. Neyse efendim uzatmayım işte o dönemler annemden de, "Babanızın kesin haberi olmadığı çocuğu vardır" sözlerini duymuşumdur. Ya da birilerinin "Dayı, amca başka yerde çocukların var mı söyle" dediğini hatırlarım.

        Son bir iki günlük konuşmalar da bana çocukluğumu hatırlattı efendim. Neyse; Evet beyler...

        Sen, o, şu, bu...

        Kimsen!!!

        Eğer böyle bir şey ile bir gün karşılaşırsanız sahip çıkın çocuklarınıza... Tamam sizden habersiz dünyaya gelmiş olabilirler. Fakat bir çocuk anne ve babasını kendi seçmiyor unutmayın...

        Yaptınız madem bir hadsizlik arkasında "ADAM" gibi durun...

        (Ha bu arada merak edenlere... Babacağım bu yaşına geldi henüz çıkmadı bir üvey kardeş. Bundan sonra çıkarsa haberdar ederim...)

        Kalın sağlıcakla...