Habertürk
Yerel Haber Hattı 0536 266 79 69
KONUŞMAYI BAŞLAT
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

Fenerbahçe ilk 10 haftalar dikkate alındığında son üç sezondaki en kötü hücum performansını sergiliyor.

Ajax maçında alınan beraberlikle Fenerbahçe grubunda azımsanmayacak bir avantaj elde etti. Avrupa hedefi sürüyor, ligde lider Beşiktaş ile aradaki puan farkı sadece 2. Sarı lacivertliler her kulvarda rekabetin içerisinde fakat taraftarın mutlu olduğunu söylemek zor. Oyun beklentinin hayli altında.

Fenerbahçe henüz 10 haftası geride kalan 2015-16 sezonunu yeni bir yapılanmayla başlamıştı. Yönetim, daha önce verim alamadığı sportif direktör projesini bu kez uluslararası bir isimle tekrar deneyimlemeye karar vermiş ve Giuliano Terraneo göreve getirilmişti. İlk işi de hem yaş hem de zihinsel olarak raf ömrünü dolduran kadroyu neredeyse baştan aşağı yenilemek oldu. 12 futbolcuyla vedalaşılırken, 12 yeni isim ilk kez saı lacivertli çubuklu formayla tanıştı. Yaklaşık 43 milyon € ile kulüp tarihinin en çok bonservis ödenen yaz transfer sezonu sadece Türkiye'de değil, Robin Van Persie sayesinde Britanya başta Avrupa genelinde gür bir yankı uyandırdı.

Fenerbahçe taraftarının üzerindeki ölü toprağının yok olmasında Robin Van Persie ve Nani ve diğer bomba transferler kadar Vitor Pereira'nın demeçlerinin de payı büyüktü. 47 yaşındaki teknik adamın gelir gelmez taraftarla kurduğu güçlü iletişim ve ortaya koyduğu iddia Zico döneminden beri görülmemişti. Sürekli teknik direktörlerden rol çalmak zorunda kalan başkan Aziz Yıldırım'ın dahi geri planda kaldığı, sponsorluk vb. işlere daha çok eğildiği bir süreç yaşandı.

"Biz ofansif, agresif, ve dominant bir futbol oynamak istiyoruz. Önceliğimiz bu. Taraftarlar sahada bu şekilde oynayan bir takım görmek ister. Onlara stadı doldurmak için sebepler sunmak zorundayız. Göze hoş gelen, pasa dayalı futbolu sergilemek istiyoruz." Vitor Pereira - Fenerbahçe SK Teknik Direktörü

Vitor Pereira'nın vadettiği saadet için reçetesinin 4-4-2 olduğu çok geçmeden ortaya çıktı. 1966 yılında Alf Ramsey'in, ortalığı kasıp kavuran 4-2-4'ü savunmak için tedavüle soktuğu diziliş, Kanarya için bir nevi ofansif devrim gibi pazarlandı. Yine de neredeyse 15 senedir tek santrfor oynayan bir takım için bu yapısal değişiklik azımsanmayacak radikallikte bir hamleydi. 

Böyle keskin dönüşümler yapıldığında Dünya'nın hangi takımı olursa olsun ilk adımlarında sendeler. Fenerbahçe için de benzeri oldu. Şampiyonlar Ligi'ne ön elemede veda edildi. Kan kaybetse de Lucescu ile yakaladığı geleneği koruyan Shakhtar Donetsk karşısında Fenerbahçe gol atamadı ama Alman hakem Felix Zwayer ikinci devrede Vitor Pereira'yı tribüne attı.

Portekizli teknik adam ilk galibiyetini Eskişehirspor ile oynanan lig maçıyla aldı. Fakat Rize maçındaki kötü oyun ve beraberlik, ardından Antalya maçında son dakikada Nani'nin şapkadan çıkardığı golle kazanılan maç damaklarda tatlı ekşi bir tat bıraktı. Aziz Yıldırım birkaç gün sonra Habertürk televizyonu'nda o kadar çok manşet verdi ki; takım için 1 ay sonra uyum sürecinin bahane olmaktan çıkacağını belirtmesi satır arası kaldı.

Kasımpaşa deplasmanındaki uyutan oyunla gelen yavan galibiyeti, Saraçoğlu'ndaki Molde hezimetini takip etti. Fayların biriktirdiği enerji kırılıp nasıl depreme dönüşüyorsa, Fenerbahçe'nin kötü oyunları da Molde maçıyla kırılıp Saraçoğlu'nda depreme yol açtı ve artçıları da epey uzun sürdü. Van Persie krizi patladığında başkanın 1 ay tahmini dolmuştu. Fenerbahçe'nin bu dönemde 11 gol yediği 5 maçtaki tek galibiyetini RVP'nin golüyle krizin ayyuka çıktığı Bursaspor maçında alması 90'lardaki sarı lacivert filmlerden farksızdı. Bir teselli var; ama mutluluk yok. 

Süper Lig'in ilk 10 haftasının ardından Vitor Pereira'nın karnesi kırık. Fenerbahçe'nin beğenilmeyen futbolu istatistiklere de yansımış durumda. Ofansif, dominant ve hücumcu ekip vaadi yukarıdaki infografik üzerinden de doğrulanabileceği üzere henüz yerine getirilebilmiş değil. Ersun Yanal ve Vitor Pereira farklı kadrolarla çalışmasına rağmen, teoride çok daha yüksek kalibrede futbolculara sahip olan Portekizli çalıştırıcı Fenerbahçe'nin son şampiyonluğunda ulaştığı hücum akıcılığının kıyısından dahi geçemiyor.

2015-16 sezonundaki Fenerbahçe, iki yıl önceki takıma göre maç başına 3 şut ve 1 gol az atıyor. Şut isabeti de % 9 düşüş göstermiş durumda. Lig genelinde bu kategorilerde 7 ve 8. sıra arasında gidip geliniyor. Topla oynama yüzdesi ve pas sayısında sırasıyla 4. ve 5. İsmail Kartal'ın yerden yere vurulan Fenerbahçe'si dahi aynı dönemde bir gol az atmasına rağmen bu alanda ligi domine eden ve sayısal olarak şu ankinden daha iyi performans sahipti. Vitor Pereira'dan bir gol az atıp bir puan da az almasına rağmen, Fenerbahçe geçen sezonun ilk 10 haftasında 154 kez şut denemiş ve 56 isabet kaydetmişti. Gol pozisyonu sayısı da 57'ydi.

Ceza Sahasına Ortalar

Vitor Pereira döneminde önceki iki yıla göre gelişen tek parametre ortalardaki isabet. Ersun Yanal döneminde % 27, İsmail Kartal yönetiminde % 24 başarıyla orta yapan Fenerbahçe bu yılın ilk 10 haftasında % 31 isabet yakaladı. Madalyonun öbür yüzündeyse orta yoğunluğunun azaldığı gerçeği tüm çıplaklığıyla duruyor. Nani, Markovic, Volkan Şen ile uzun zamandır ilk kez saf kanat rotasyonuna ve ülkenin en iyi iki bekine sahip Fenerbahçe bu sezon sadece 176 kez ceza sahasına orta yaptı. İsmail Kartal ve Ersun Yanal ile aynı zaman zarfında, sırasıyla 208 ve 259 kanat ortası girişimi vardı. Fenerbahçe'nin rakip yarı sahada fazla kalamadığının, uzun süreli baskı kuramadığının işaretlerinden biri daha.

Fenerbahçe'nin böyle bir hücum oyunuyla zirve ortağı olması bir yana, karşılaştırılan sezondan sadece 4 puan az alması şu ana kadar ki en büyük şansı. Vitor Pereira'nın sezon başında Fenerbahçe taraftarına verdiği sözü yerine getirmek ve hücumda üretken, akıcı bir takım izletmek için milli maç haftasında bol bol zamanı da olacak.