Fikstür karmaşası
EL CLASİCO’DAN bunalan bünyelere ‘iki doz’ farklı konu yazma zorunluluğu emretti zihnim... Aşağıda takdimimdir... Şöyle ki; Premier Lig ekipleri Tottenham ve Stoke City hafta içerisinde sessiz sedasız bir tartışmanın içerisine girdiler. Tartışma şu sıralar düşük seviyede seyretse de İngiltere Federasyon Kupası finalinin oynanacağı 14 Mayıs’a dek seslerin yavaş yavaş yükselmesi bekleniyor.
Stoke City, Tottenham ve Manchester City’yi bağlayan hikâyemiz şudur; Premier Lig’i 4. sırada bitirebilmek önemlidir. Çünkü 4. sırada bitiren takım Şampiyonlar Ligi’ne katılmak için ön eleme oynar, 5. sıradaki takım ise Devler Ligi’ne uzaktan bakıp, Avrupa Ligi’ne katılır. Dolayısıyla ligi 4. ile 5. sırada bitirmek arasında çok fark vardır. Hafta sonunda oynanacak maçlar öncesinde Manchester City 56 puanla 4. sırada, Tottenham ise 54 puanla 5. sırada yer alır... Bunları unutmamak gerek!..
Tartışmada taraflar arasında ağzını ilk açan Tottenham’ın çalıştırıcısı Harry Redknapp olur, “Stoke City, kupa finalinin oynanacağı 14 Mayıs’tan 3 gün önce yine Manchester City’yle bu kez ligde karşılaşacak. Kupayı kazanmak için lig maçına güçsüz bir kadroyla çıkabilirler. Dolayısıyla ligde mağlup olma ihtimalleri yüksek. Manchester City de bu yüzden Şampiyonlar Ligi kontenjanını daha rahat elde edebilir. Futbol federasyonu bu konuda bir önlem almalı, lig maçının tarihini değiştirmeli” diye isyan eder...
Aslında savında haksız da değildir; Manchester City ligi 4. bitirip, Şampiyonlar Ligi’ne katılma hakkı elde ettiği takdirde Stoke City (ligde 13. sırada) kupa finalisti olarak Avrupa Ligi’ne gitme şansı yakalayacaktır. Tartışmanın düne kadar konuşmayan tarafı Stoke City’de teknik direktör Tony Pulis dün bir açıklama yaptı ve Redknapp’ın hassasiyeti anladığını ancak her iki maça da sahaya en iyi kadroyu süreceğini dile getirdi. “Fikstür önümüzde. Biz memnunuz, Manchester City de memnun. Daha başka bir tarafın kafasını yormasına gerek yok. Olur da lig maçını farklı bir tarihe alırlarsa bundan çok rahatsız olurum” diyen Pulis, şimdilik sıcak tartışmanın üzerine soğuk suyu döktü...
Ne dersiniz, bu tartışma daha çok su kaldırır mı?..
Röportaj onaylatmak!
Hafta içerisinde İspanyol Don Balon dergisine konuşan Arsenal kaptanı Cesc Fabregas, 6 yıldan bu yana herhangi bir kupa kazanamamalarına karşın kulübün süreklilik felsefesine övgü yapmıştı. İspanya’da herhangi bir teknik adamın 3 yıl hiçbir kupa kazanamaması durumunda görevine devam edemeyeceğini söyleyen Fabregas, buna rağmen formasını giydiği Londra kulübünün teknik direktör Arsene Wenger’in arkasında durmasını takdir ettiğini dile getirmiş ve Wenger’in İspanya’da kovulma ihtimalinin fazla olduğunu belirtmişti. Ancak İspanyol oyuncunun bu sözleri İngiliz basınında farklı bir şekilde yansıtılınca olanlar oldu. Ada’da gazete başlıkları, “Fabregas, Wenger’in kovulmasını istedi”ye varacak derecede çıkınca, Arsenal çalıştırıcısı köpürdü... Dün bir basın toplantısı düzenleyen Arsene Wenger, “Bu röportaj yapıldıktan sonra bizim önümüze geldi. Biz de bu röportaja onay vererek, yayınlanmasına izin verdik. Ancak sözlerin çarpıtıldığını görüyorum” diyerek isyan etti. Takıldığım nokta, röportajın çarpıtılıp çarpıtılmadığı değil elbet; bu diyarlarda da zaman zaman yaşandığı gibi Ada’da da bir röportajın yayınlanmadan önce kulübün onayından geçmiş olması...