Mikrofonlar Rusya'da
İlk olarak Ruud Gullit'in Terek Grozny'yi tercih etmesiyle ağızlar açık kalmıştı. Her ne kadar son dönemde aktif olarak teknik direktörlük yapmasa da futbolculuğunda efsaneler arasında yer alan Hollandalı'nın Çeçenistan'a gitmesi yadırganmıştı. 1987'de kazandığı 'Avrupa'da en iyi futbolcu' ödülünü o zaman demir parmaklıların ardında bulunan Güney Afrika eski Devlet Başkanı Nelson Mandela'ya ithaf ederek, bu ülkedeki 'apartheid' yani ırkçılığa dayalı ayrımcılığa dikkat çeken Gullit'in yeni adresi ülkesi Hollanda'yı karıştırmıştı. Hollanda'daki insan hakları örgütleri, Gullit'in Terek Grozny'nin sahibi olan ve yakın geçmişte hem Çeçenistan'da hem de bölge dışında yaygın insan hakları ihlallerinden sorumlu tutulan Ramazan Kadyrov'un yanına gitmesine büyük tepki göstermişlerdi. Değişik ülkelerden bazı köşe yazarları da Gullit'in bu tercihiyle Kadyrov'un propaganda aracı olduğunu belirtmiş ve parayı tercih etmesi nedeniyle efsanenin kararını eleştirmişlerdi. Hollandalı teknik adamın aldığı para açıklanmasa da dillendirilen rakam yıllık 3 milyon Euro'dan az değildi.
Ardından Roberto Carlos'un Anzhi Makhachkala'ya transfer olması büyük şaşkınlık yarattı. Rusya Ligi'nde mücadele eden Dağıstan takımına yıllık 5 milyon Euro karşılığında 2,5 senelik imza atan 38 yaşındaki sol bekin bu tercihi garip karşılanmıştı. Carlos, her ne kadar Anzhi'yi para için tercih etmediğini belirtse de Dağıstan'ı dünya futbol gündemine sokmayı başardı. Dün ajanslara düşen son 'bomba' ise Ronaldo'yla alakalı... Geçen hafta futbolu bırakan Brezilyalı efsane golcüye, Ruud Gullit'in çalıştığı Çeçen takımı Terek Grozny'nin talip olduğu belirtilirken, 1,5 yıllık sözleşme karşılığında 8 milyon dolar teklifedileceği ifade ediliyordu. Moskova kaynaklı Tvoi Den gazetesinde yer alan haberde, 2002 Dünya Kupası'nı kazanan Brezilya kadrosunun Çeçenistan karmasıyla 10 Mart'ta yapacağı gösteri maçı organizasyonu esnasında 34 yaşındaki efsaneye bu müthiş teklifin götürüleceği belirtilmekte...
Kıssadan hisse; gerek Çeçen takımı Terek Grozny, gerekse Dağıstan ekibi Anzhi Makhachkala 11 Mart'ta başlayacak Rusya Ligi öncesinde kendi takımlarının muhteşem reklamını yaptılar. Paranın bu devirde birçok kapıyı açabileceği gerçeğinden hareketle, efsane sınıfında yer alan isimleri kendi topraklarına getirip, taraftarlarına izletme imkânını sundular. CSKA Moskova, Zenit, Rubin Kazan derken Anzhi ve Terek'in de kadrosunu renklendirmesiyle Rusya Ligi'ni bu sezon izlemek hiç şüphe yok ki daha da enteresan olacak...
Unutmadan 'The Concert' (Paris'te son konser) adlı filmdeki unutulmaz bir sahneyi paylaşmak isterim. Bir Rus milyarder, maddi zorluklar çeken bir orkestraya Paris'te vereceği konser için sponsor olmak ister. Ancak rakam çok büyüktür. Milyarder, parayı vermek için annesini de ikna etmek zorundadır. Annesi rakamı duyunca şaşırır; "O paraya Paris Saint-Germain kulübünü satın alırsın. Hatta Messi'yi bile transfer edersin" der ve oğluna kendi reklamını futbol üzerinden yapma öğüdü verir... Son örnekler dikkate alındığında söyledikleri hiç de gerçek dışı durmuyor galiba...