Yaşa basmayanlar yasası!
Yeni Şiddet Yasası sonunda Meclis’e sevk edildi. Yasanın hazırlanmasında Türkiye Futbol Federasyonu’nun ve özellikle yönetim kurulu üyesi sayın Yunus Egemenoğlu’nun emekleri inkâr edilemez... Görünen o ki, yasa çok katı ve sert önlemler öngörüyor. Örneğin, artık sahalarımızda ya da stat koridorlarında hakem kovalamak, küfür kafir etmek, oda basmak, tehditler savurmak yok. (Allah’a şükür...) Aynen destekliyorum...Yerinde bir düzenleme. Ancak yasa tasarısında dikkatimizden kaçmayan ilginç bir düzenleme de var. O da, “Federasyon görevlilerini rencide edici açıklamalarda” bulunan kulüp yöneticilerine, yeni yasada öngörülen seyirden men cezası ve bunun sonucu olarak bir dahaki dönemde yönetici olamamalarına ilişkin düzenleme. Diyeceksiniz bunda ne var ? Öncelikle “rencide edici açıklama” kavramının son derece muğlak olduğunu düşünüyorum. Bakın, hakaret ya da sövme değil, rencide etmek!... Bilmiyorum yasanın hazırlanmasına emeği geçenler neyi düşünmüşler! Ama bir gerçek var ki yasa çıktıktan sonra eleştirilemez tek kurum; Futbol Federasyonu başkanı ve yöneticileri olacak... Bu garanti!.. Ha denebilir ki rencide etmeden eleştiri serbest! Peki neyi rencide edici olduğunun ölçüsü ne? Kötü ellerde maazallah federasyona karşı ne muhalefet kalır, ne muhalif... Bundan sonra federasyon başkanı olan ölene kadar başkan kalabilir! Federasyonu rencide edenin vay haline kırk katır ya da kır satır. Seç beğen al. Yasayı sonuna kadar desteklemek niyetinde olan Kulüpler Birliği sanırım bu ayrıntıyı gözden kaçırdı. Çıt çıkmıyor. Ya da şimdiden yeni düzene alıştırıyorlar kendilerini. Rencide etme iyisi mi sus. Tabii aynı yasak bizler içinde geçerli. Basın da payını alıyor bu düzenlemeden. Acaba şiddet ile mücadele ederken “Sporun siyasetinde olanlar iktidar erkini güvence altına mı alıyor?” diye sormak geliyor içimden?
Modafinil!
Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımı’nın dünyaca ünlü yıldızı Diana Taurasi’den alınan numunede “modafinil” adlı yasaklı maddenin çıkması ile spor kamuoyu günlerce meşgul oldu.
Modafinil çok sık rastlanmayan bir uyarıcı. Google’da yaptığım araştırmada bugüne kadar bu maddeden yakalanan pek az sporcu olduğunu gördüm. Çok ilginçtir Diana’dan sonra modafinil kullanan sporcu sayısında bir patlama oldu. Önce Gençlerbirliği’nin milli oyuncusu Orhan Şam’dan alınan numune de bu maddeye rastlandı. Sonra bir başka futbolcuda... Her üç doping tespitide Hacettepe Üniversitesi’nden...
Diana Taurasi’nin İstanbul Üniversitesi maçında doping yaptığı tespit edilmişti. Orhan Şam’ın ise Galatasaray maçında. Orhan, Galatasaray maçında iyi sayılabilecek bir performans göstermişti. Diana ise kendi ortalamalarında . Her ikisi de aspirin dahil ilaç dahi kullanm adıklarını söylüyorlar. Tabii Doping Kurulu Başkanı Sayın Turgay Atasü de “Bugüne kadar doping kullandığını kabul eden sporcuya rastlamadım ” diyor.
Sayın Atasü rastlamamış olabilir. Ben onlarcasını biliyorum. Burada bana ilginç gelen; bugüne kadar ismi duyulmamış bir maddenin birden bire herkes tarafından kullanılır hale gelmiş olmasıdır. Bunda bir bit yeniği olduğuda aklıma gelmiyor deği l. Her üç testinde Hacettepe’de pozitif sonuçlanmasıda cabası. Bakalım önümüzdeki günler bu konuda nelere gebe. Ya ülkemiz modafinil kullanım merkezi haline geldi yada bilmediğimiz bir şey var. İnanın merak ediyorum. Durup dururken bu modofinil patlaması niye?
Yöneticiler nerede?
Futbolcular eğitimde... Antrenörler eğitimde... Hakemler eğitimde... Temsilciler eğitimde... Gözlemciler herkes eğitimde... Biz medya mensupları da... Hepimiz eğitim için Antalya’dayız... Ama yöneticiler evlerinde... Yani asıl eğitime ihtiyacı olanlar!.. Onlar “eğitimsiz”! Belki bunun için yıllardır Türk futbolu olarak hep yerimizde sayıyoruz, belki bu yüzden hep patinaj yapıyoruz... Ne dersiniz... Ah! bir de onları eğitebilsek! Belki de en büyük eksiğimiz bu. Türk futboluna yön verenlerin bu konuda “eğitimsizlerin!” elinde olması. Yönetmesi. Kısaca bu alemde “çalışanlar” profesyonel, “yönetenler” amatör. Bizim asıl sorunumuz bu olsa gerek.
Tuhaf teklif
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Ntvspor’da sezon öncesi bir kuruluşun kendilerine yıllık 120 milyon dolar teklif ettiğini ancak havuzu bozmamak için bunu kabul etmediklerini açıkladı. Ve Yıldırım başkan o kuruluşun aynı teklifi Galatasaray için de yaptığını söyledi. Öğrendik ki, bu kuruluş Doğan Holding’miş. İlginç!... İlginç olan, tüm Süper Lig maçlarının 320 milyon dolara satıldığı bir yerde bu kuruluşun sadece F.Bahçe ve Galatasaray’ın sahasında oynayacağı maçlar için kasasından 240 milyon dolar çıkaracak olması. Tuhaf öyle değil mi? Belli ki maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmek!