Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Doç. Dr. Levent Köstem’i, sadece İzmirliler değil tüm Türkiye tanır. Türkiye’nin onu tanıması, spor hekimliği yanıyladır. Bu yönden İzmir, daha düne kadar İstanbul’un önündeydi. Levent Köstem ve Bülent Zeren adları Türkiye’nin ne yanında olursa olsun, özellikle de dizlerinden sorun yaşayan sporcular için başvuru adresi olurdu.

        Bugün bile tıp yanıyla öyledir ama İstanbul galiba daha fazla ilgi çekiyor. Bu ilgi, basının İstanbul hekimlerini sayfalara taşımasından... Bu değerli doktor arkadaşım, sevgili Levent’in değeri anlatılamaz bir hobisi var! Yıllardır alın teriyle kazandığını, zeytin ve zeytinyağının geçmişine yatırmak ve biriktirdiği malzemelerle bir zeytin/zeytinyağı müzesi açmak!

        HİJYEN VE SAĞLIK MÜZESİ

        Eski yoldan Çeşme’ye giderken, Seyir Tepesi’nden indikten sonra Uzunkaya köyü vardır. Yol üzerinde “Köstem Zeytinyağı Müzesi” tabelasını görürseniz durun, kendinize bir kahve molası verin! Ama önce müzeye girin ve geçmişten bugüne zeytinyağının nasıl yapıldığını izleyin/dinleyin! Dr. Köstem, açtığı müzenin yanı sıra gelecek yıl, binanın üst katında başka bir müzenin daha hazırlığı peşinde; Sabun ve Hijyen Müzesi.

        Yirmi bin metrekare alanda, altı bin metrekaresi kapalı alan olan müzede, dünden bugüne kadar kullanılan zeytin ezme sistemleri var. Müzenin yanı sıra; zeytinyağı fabrikası, sanat atölyeleri, satış dükkanları, restoran ve dinlenebileceğiniz güzel bir kafe de var. Yedi dönümlük çocuk tarım bahçesinin yanı sıra, bir butik otel ile çocuklar için beceri salonu da yer alıyor burada.

        Bu söz aslında farklıdır ama ben, her doktorun –yaratıcılığı nedeniyle- biraz da deli olduğunu düşünürüm. Köstem de bu delilikten fazlasıyla nasibini almış, tıp alanındaki yaratıcılığını ve becerisini tıp dışına taşırmış bir değer!

        Köstem, bu girişimiyle, benim gibi zeytin sevdalılarını mutlu ediyor. Ama galiba başka mutlu olanlar da var! Onun hastaları, Köstem Müzes’ini ve oradaki diğer tesisleri ziyaret ettiklerinde herhalde çok farklı bir duyguyla dönüyorlardır. Doktorları, onların bacaklarına alçı, dizlerine artroskopi yapmıyor belki. Ama ruhlarını zeytinin tarihi ile dolduruyor, çocuklarının elini toprağa değdiriyor, mutlu bir Uzunkuyu gecesi geçirmelerini sağlıyor. Sağ ol Levent kardeşim!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar