Mancini ayrılmak istiyor!
ÇOK daha zevkli geçmesini beklediğim derbi müsabakası maalesef oyuncuların sahada kendilerini gösterme sevdası yüzünden özellikle ilk yarıda kör dövüşüne döndü. Sertlikte, gerilimde öne çıkanlar, futbol olarak ortada yoktular.
Çok vasat bir müsabakaydı. Çıkan kırmızı ve sarı kartlar ile oyuncuların saha içindeki davranışları bize izlenecek çok fazla bir şey bırakmadı. Bu seviyeye gelmiş oyuncuların çok daha kontrollü, akıllı olması lazımdı. Daha önceki derbilerde olduğu gibi, şık olmayan görüntüler ortaya çıktı.
Emre Belözoğlu’nun göz göre göre kırmızı görmesinin savunması olamaz. Bu kadar agresif olursan, arka arkaya faul yaparsan, atılırsın. Emre gibi kaliteli bir oyuncunun bunu çoktan öğrenmesi gerekirdi ama...
Melo’ya gelirsek; Emre atıldıktan sonraki hareketi de hiç yakışık almadı. Melo, çok iyi bir oyuncu. Ama bu hareketler tüm güzelliği alıp götürüyor. Bu taşkınlıklara, rakibi tahrik eden, aşağılayan çirkin hareketlere Galatasaray camiasının sessiz kalması da inanılır gibi değil.
Galatasaray’ı çok demoralize buldum. Teknik direktörüyle uyuşamayan bir ekip vardı sahada. Mancini’nin saha kenarındaki tavırları çok şaşırtıcı. Ne yapmaya çalıştığını anlamak zor. Oyuncu değişikliklerini çözebilene aşkolsun. Herhalde sezon sonunda ayrılmak istiyor ki bu işleri yapıyor! Çocuk gibi Selçuk’u azarlıyor. Türkiye’nin en iyi oyuncularından olan, bu sene beklenenin altında olsa da G.Saray için önemi tartışmasız olan Selçuk’a yapılanlar hoş değildi. Selçuk, çok düzgün, efendi bir çocuk. G.Saray’ın başındaki bir hocanın, saha kenarında bu kadar zayıf olmaması lazım. Komedi oyuncu değişikliklerini, oyuncularla ilişkilerini görünce, bana kendisini kovdurmaya çalıştığı izlenimini veriyor.
G.Saray’da Drogba ve Burak Yılmaz eskiye oranla, çok etkisizdiler. Melo orta sahada ayakta duran tek isimdi. Agresif oyunuyla, hem takımı hem tribünleri ateşlemeye çalıştı. Sneijder saman alevi gibi bir var, bir yoktu. Gol attı, günü kurtardı.
Maalesef sezonun ikinci yarısında G.Saray bir türlü toparlanamadı. Önemli oyuncular sahneye çıkmadığı için istedikleri skorları alamadılar ve şampiyonluk yarışından koptular. Devre arası, bu kadar takviye yapmış bir takımın daha da güçleneceğine, inişe geçmesi şaşkınlık verici.
Fenerbahçe, puan farkı nedeniyle rahat geldi Türk Telekom Arena’ya... Kara bulutları dağıtmak için 3 puana ihtiyacı olan G.Saray, daha konsantreydi, bunun ödülünü de ilk yarıda aldılar. İlk yarıda F.Bahçe’ye bariz üstünlük kurdular. Öne geçen G.Saray, Emre Belözoğlu da atılınca, psikolojik olarak gevşedi, F.Bahçe daha direnç sağlayan görüntüye büründü.
Fenerbahçe, bence artık şampiyonluğu garantilemiş durumda. Puan farkının kapanması mümkün değil. Bunun rahatlığıyla, derli toplu oynamaya çalıştılar. Emenike, Kuyt ve Sow değişken ve tempolu oynayabilen oyuncular. Bu üçlü iyi çalışırsa, hücumda zorlanmıyorlar. Gol konusunda ligin ikinci yarısında pek sıkıntı yaşamadılar. Dün Emenike, Kuyt’la birlikte çok iyiydi ama Sow ikiliye ayak uyduramadı. Mehmet Topal ligin en önemli oyuncularından biri. Orta sahayı ayakta tutan, dönüşlerde sağlam duran bir oyuncu. Topal’ın ligin ikinci yarısındaki performansı çok başarılı.
F.Bahçe bu galibiyetle sadece bir derbi kaybetti. Çok iyi bir takım olmuşlar. Eğer Emre daha ilk yarı bitmeden atılmasa, Arena’da derbi 11’e 11 olsa, belki beraberliği kurtarabilirlerdi.