Woodstock milleti
1969 yılının 15 ile 17 Ağustos'u arasında New York Eyaleti'nin kuzey taraflarında Woodstock adı verilen yerde büyük bir festival yapıldı. Bu hafta sonu bunun yıldönümünü kutlayacağız. Bu önemli olay, benim ve bütün "baby boomer" jenerasyonu için bir devrimdir. Barışçı bir devrim, bir başkaldırıydı. Alanı dolduran 400 bine yakın insan, iki gün iki gece boyunca yağmur altında ıslanmalarına ve zor koşullara rağmen hiçbir şeye aldırmadan yediler, içtiler, seviştiler ve eğlendiler. Müthiş konserler de dinlediler. Bu, bir jenerasyonun, baskıcı toplumun baskıcı kurallarına isyanıydı ve bittikten sonra daima sevgiyle hatırlanan bir kültürel ikon haline dönüştü Woodstock. Haftası geldi diye benim de sevgiyle hatırladığım bu isyanı biraz analım dedim bugün.
KONSER DEĞİL MİLLET
Konserden sonra Abbie Hoffman, Demokrat Parti konferansında isyan çıkarmaya teşebbüs etmek suçuyla yargılandığı davada hâkime kendisinin Amerikan vatandaşı olmadığını, Woodstock milletinin vatandaşı olduğunu söyleyince, hâkim büyük bir soğukkanlılıkla bu Woodstock milletinin hangi eyalette olduğunu sormuştu. Abbie Hoffman bu soruya da "Bu bir düşünce biçimidir, bir tavırdır. Ben de o tavrın vatandaşıyım" demişti. O cevap gazetelerde yer alınca Woodstock milletinden olmak bir kültürel başkaldırının simgesi olmuştu.
NELER OLDU ORADA
Konserler sürerken alandaki insanlar sürekli içki ve marihuana içiyordu. Serbest aşka inanıldığı için etraf birbiriyle sevişen çiftlerle doluydu. Yağan yağmura rağmen gençler çamurda mutlu biçimde oturuyorlardı. Alanda iki kadın doğum bile yaptı, herkes birbiriyle yardımlaşıyordu. Kimse onları rahatsız etmedi ve yardımlaşma, açık seks ve kafanın bulunması Woodstock'un ideolojisi oldu.
KİTAPTAKİ SORU
Abbie Hoffman "Woodstock Nation" adlı kitabında, "orada toplanan 400 bin insanın acaba yeni bir medeniyetin başlangıcını mı, yoksa sadece eski medeniyetin ölümünü mü gösterdiğinin anlaşılamadığını" yazdı. Eski medeniyetin bir şekilde öldüğü kesindi ama Woodstock'ta yeni olan neyin doğumu olduğu hiç tam belli olmadı. Bugün konu hâlâ net değil. Woodstock bir tavırdı, hiçbir zaman toplumsal bir hareket olmadı, ama koskoca bir kuşağı da derinden etkiledi.
W00DST0CKTA ÇALANLAR
Birçok muhteşem grup vardı alanda o gün. Bunlar; Jimi Hendrix ve Electric Skychurch, Blood Svveat and Tears, Joan Baez, The Jefferson Airplane, The Who, Ravi Shankar, Joe Cocker, Carlos Santana idi.
FUCK TEZAHÜRATI
Sahneye çıkan Country Joe and the Fish grubu, anında çok popüler olan fuck tezahüratını başlattı. Bana bir F verin deyince sahnedeki 400 bin kişi bir ağızdan F diyordu ve bu "Fuck" tamamlanıncaya kadar sürdü. Sonunda 400 bin kişi hep birlikte "Fuck" diye bağırdı. Bu Woodstock kuşağının veya milletinin hayat ve toplum hakkındaki görüşünün de bir özetiydi aslında.
NY TIMES'IN YORUMU
BU tür hislerle uzaktan yakından alakası olmayan ve lakabı "Gri Leydi" olan New York Times Gazetesi, Woodstock'u "bir çamur ve yağmur kâbusu, durgunluğun göstergesi" olarak yorumlamıştı. Bu gazetenin Woodstock'u onaylamaması beklenmeyen bir davranış değildi gayet tabii ki. Ama Woodstock'u en fazla destekleyen isimler bile alanda üç adet cinayetin işlenmesini, pisliği ve bu olaydan para kazanmaya çalışanları pek onaylamamışlardı ve bu konularda yıllar süren tartışmalar da yapıldı. Olaydan para kazanmaya çalışanlar hâlâ var bugünlerde. Woodstock'un giriş biletleri bugün yüzlerce dolardan alıcı bulabiliyor. 1960'lar, koleksiyonerler açısından çok da ilgi duyulan bir dönem olmayı sürdürüyor.
JIMI HENDRIX MİLLİ MARŞI ÇALDI
Jimi Hendrix gitarıyla Amerikan milli marşını çalınca tarihe geçti ve o parça da bir müzik ikonu haline geldi. Hendrix'in marş yorumu, bir kuşağın topluma isyanını simgeliyordu. Hendrix marşı çalarken gitarıyla seks yapıyor gibi hareketler sergileyince, onun milli marş hakkındaki tavrı da büyük destek aldı seyircilerden.
