Clooney düğününde eksik kalan yön
EN azından şu kesin ki geçen hafta Clooney düğünü olmasaydı Batı âleminde birçok gazete ve dergi konu bulmakta zorlanacaktı.
Dergiler özellikle çıldırdılar.
People Dergisi çok beklenen özel düğün sayısını raflara koydu bile.
Kapaktaki resmin altında “Bütün romantik detaylar burada” yazılmış.
Romantizmin aslında bir duygu, bir ruh hali olduğunu sananlar açısından bunun detaylarda da bulunabileceğini öğrenmek hayli heyecanlandırıcıydı ama kapağı çevirip derginin içine baktığımızda bunun “tektaş romantizminden” ibaret olduğunu görüp hayal kırıklığına uğradık.
Dünyanın bir bölümünde, tektaş takı olduğunda romantizmin otomatik oluşacağını sanan hayli güçlü bir ideoloji var. Amerika’da tektaşla birlikte erkeğin evlilik teklifi yaparken kızın önünde diz çökmesi gerektiği de düşünülüyor. Ve böylece etrafta 70 kiloluk adamların 200 kiloya yakın kadınların önünde diz çökmüş olduğunu görüyorsunuz ve sadece bu görüntüye bakarak romantik duygular duymanız gerekiyor. Sadece bu duyguya dayanarak Hugh Grant ve Meg Ryan kendilerine bir kariyer yarattılar. Onların filmleri romantik kitsch olarak damgalanabilir.
Ben düğün ve öncesine dair baktığım onlarca fotoğraf arasında Clooney’nin Alamuddin’in önünde diz çökmüş halde olanını aradım.
Adam “O kadarı da fazla olur, ben de sonuçta Clooney’im” demiş olmalı.
Bu düğünden bir “Sinderella” hikâyesi yaratmak için canını dişine takmış olan medya bu karenin çekilememesine çok üzülmüş olmalı.
Ama haddinden fazla fotoğraf çekildiğinden bu eksiklik yazı işlerinde pek de kafaya takılmamıştır.
People Dergisi’nin fotoğraflara milyonlarca dolar ödediği konuşuluyor.
Bu paraya değdi mi, şüpheli; çünkü birçok yayın kuruluşu da önemli anları daha önce yayınladılar. Bu düğünde önemli olduğu iddia edilen an o kadar fazlaydı ki isteyen herkese yetecek fotoğraf vardı.
Ben ilk önce Vogue Dergisi editörü Anna Wintour’u Maymunlar Cehennemi filminin dişi karakterini andıran estetiğiyle Venedik sokaklarında dolaşırken görünce bu fotoğraf dağıtımı işinde problemler olacağını anlamıştım.
Nitekim gelinlik provası fotoğrafının çekimi Vogue’a verildi.
Bu arada Murdoch’un New York tabloidi olan New York Post günlerdir düğünden sahneleri yayınlayıp duruyor.
En sıkı dedikodular da onda.
Murdoch’un, başta Sun olmak üzere “gizli kraliyet anları fotoğrafçılığı”nda yani “asil paparazziciliği”nde uzman olduklarını unutmayın. Onların fotoğrafları ve dedikoduları yüzünden İngiliz kraliyeti birçok kez çökme tehlikesine çok yaklaştı. Diyeceğim onlar bu işte uzmanlar ve bu düğünde de bunu gösterdiler.
Gelin kız ise hiçbir romantik detay fırsatını kaçırmadı ve hepsinde gülerek bizlere yepyeni bir diş estetiği de sundu.
Bilmem dikkat ettiniz mi Clooney ise fotoğrafların pek azında gülümsüyordu veya gülse bile bunun zoraki olduğu anlaşılıyordu. Bu da normaldi, hiçbir erkeğin evlenmekten bir kadın kadar mutlu olması beklenemeyeceğine göre, eh, adam da bir Clooney olduğuna göre bu kadar hata da olsundu canım.
Doğal olarak çok fazla meşhur insan vardı düğünde. Fotoğraflarda gelin, damat ve aileleri dışında hemen herkes kafayı çekmiş görünüyordu
Ortada bir düğün olmasa dahi insanın Venedik’te kafayı çekmesi gerektiğinden bu şaşırtıcı değildi. Ama düğünün bence en şaşırtıcı yönü içinde barındırdığı büyük boşluk ve büyük eksiklikteydi.
Sizleri bilmem ama düğünde benim gözüm Ertuğrul Özkök’ü aradı.
Belki biliyorsunuzdur, onun kendisini birçok olaya davet ettirme ve davet edilmese bile orada bir şekilde bulunup görünme yeteneği vardır.
Ve o, bu yeteneğini acımasızca kullanır.
Sadece bu yüzden ona bir zamanlar
“Türk medyasının Zelig’i” yakıştırmasını yapmıştm. Zelig filminde Woody Allen tarihteki her önemi olayda en önemli anda orada bulunup fotoğraf karelerinin içinde yer alıyordu. Modern zamanların Zelig’i de bence Özkök’tür.
Bu yüzden benim gözüm onu düğünde aradı. Hatta Clooney ile her karede bulunmak, bir Julia Roberts edasıyla duran Alamuddin’in yüzüne bakarak düğünde sadece detaylarda kalan da değil gerçek bir romantik hava çıkartma çabalarında onların ortasında bence Ertuğrul Özkök bulunmalıydı ve gülerek bizlere bakmalıydı.
Bu, birçok insana teferruat gibi gelebilir ama bence tüm düğünün havasını bozan bir eksiklikti.