Tarih gece yapılır

SADECE yatak odalarında yapılan tarihleri kastetmiyorum tabii ki. Gerçekte onlar da çok önemlidir. Kimbilir kaç diktatör, kaç faşist, cinsel yetersizliklerin, tatminsizliklerin sonucunda oluşmuşlardır bu tam bilinmez. Ama benim kastettiğim karanlıkların insanlarının yaptığı türden tarih.

Bu karanlıkları seven insanların tekrardan hareketlenmeye başladıklarını çok kararlı ve sert eylemlere hazırlandıklarını hissediyorum ve ne yazık ki bu karanlıklar prenslerinin belki de en fazla ilgilendikleri konu Türkiye.

Yazıyı yazmadan önce çok düşündüm. Çünkü bizlerin sadece bugüne ve en fazla bir sonraki güne odaklanmış gibi çalışan beyinlerimiz, uzun vade nosyonundan mahrum akıllarımız bugün anlatacaklarımı kavrar mı, algılar mı bundan şüphem var. Çünkü henüz oluşmakta olan bir tehlikeden bahsedeceğim. Ama bunun farkına varmazsak "Bugünü veya en fazla ertesi günü ilgilendirmiyorsa ben de ilgilenmem" dersek, kısa vadeli ufuklarımızla içimize kapanıp bu oluşmakta olan büyük tehlikeyi görmezsek bizleri çok yakında bayağı acı sürprizler bekleyecek.

Amerikan derin devletinin içindeki "neo-con" diye bilinen unsurlar bugünlerde tekrar hareketlendiler ve hedeflerinde Türkiye var.

Kim oldukları isim isim belli olan bu güçlülerin hemen hepsi İsrail ile çok güçlü bağlantılara sahipler. Hepsi de Amerikan yönetiminin savunma, askeri istihbarat, casusluk ile ilgili bölümlerinde çok sağlam konumdalar. Obama başkanlığında bugüne kadar casusluk terimiyle "uyumaktaydılar" ancak biraz da İsrail ve bağlantılarının "Türkiye tehdidi" dürtmesiyle uyandırıldılar ve şimdi bugüne kadar kendileriyle fazla çalışmamış olan Obama'nın dikkatini tekrar Türkiye üzerine odaklamak için uğraşıyorlar.

Bu hareketlenme, Seymour Hersh'ün, Beyaz Saray tarafından yalanlanan "Suriye'deki kimyasal saldırının arkasında Türkiye var" iddiasının yayınlanmasıyla başladı.

Seymour Hersh, bir ara "neo-con"lara takmış ve onlar aleyhine bir kitap yazmaya karar vermişti. Devlet içinde isimler vererek bunları adeta bir "paralel yapı" olarak anlatacaktı. Devlet içindeki güçlü neo-con yapıya ciddi bir darbe vuracaktı. Bu durumda, derin devletin elinde, hedeftekini fiziksel olarak ortadan kaldırma opsiyonu olmadığından, ellerinde bir tek onunla güçlü bir haber kaynağı olarak sempati bağlantısı kurmak kalıyordu. Bunu da yaptılar.

Devlet içinde güçlü konumda olan bu insanlar, bu kararın verilmesinden sonra Seymour Hersh'e bilgi ve doküman yağdırmaya başladılar. Beyaz Saray buna karşı direnmeye çalışıyordu ama bir şey de yapamıyordu. Sadece yalanlamakla yetiniyordu ama bu da sızıntı ve yayın döngüsünü durduramıyordu. Türkiye hakkındaki son iddialar da tamamen o kaynaklardan gelmiştir.

Neo-con'lar Beyaz Saray'ı abluka altına almaya çalışıyorlardı ve bunun sadece Amerikan iç politikası ile ilgili değil, uluslararası ve özellikle bizim bulunduğumuz bölge ile ilgili çok önemli sonuçları var.

Dini aidiyet veya güç ilişkileri nedeniyle neo-con'ların çok yakın durdukları İsrail bu gruba bölgede İslami radikalizme karşı sertlik politikalarına tekrar geri dönülmesi için baskı yapıyor ve neo-con'lardan somut bir hareket bekliyordu.

Ve maalesef bu aşamada, İsrail'in de yoğun baskısıyla hedef olarak Türkiye seçildi. Türk hükümetinin bilhassa Suriye konusunda attığı bazı adımlar ve sınırımıza El-Kaide bağlantılı grupların yerleştirilmesi Washington'daki neo-con kliğin ve İsrail'deki yandaşlarının tüylerini diken diken ediyordu.

Ve sonunda Obama'nın resmen bilgisinin dışında Türkiye'ye karşı bir operasyon başlatıldı. İsrail bağlantılı neo-con ekibinin etkili olduğu istihbarat birimlerinde ve devlet aygıtlarında Türkiye aleyhine gerektiğinde kullanılabilecek belgeler, bilgiler toplanıyor.

Bu, "Obama nasılsa bunu engeller" diye geçiştirilecek bir konu değil. Durum daha vahim. Bu neo-con grup Amerikan devletinin en gözü kara, en savaşçı ve en acımasız kesimidir. Obama'nın bile bunlara dayanması bir noktaya kadardır. İsrail'in de perde arkasından bastırmasıyla Türkiye'ye düşman olmuş bu kesimin Amerikan resmi politikasını etkilemesi ihtimali daima var. Seymour Hersh'e sızdırılan belgeler bunun ilk işaretiydi.

Biliyorum, bizde cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Devlet içinde bir anlamda iç savaş sürüyor yani kimse benim yazdığım türde uzun dönemli derin konularla alakalı değil. Zaten düşük olan konsantrasyon süreleri hangi dini yorumun daha doğru olduğu gibi "hayati" konulara odaklanmış durumda.

Ama inanın, benim yazdıklarımın uzun vadede bugün sizlere önemli gelmekte olan her şeyden daha önemli olma ve hayatımızı etkileme ihtimali yüksek. Onun için dikkat.