Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SURİYE'ye müdahale sürecinde Amerikan Kongresi'ne gidilmesiyle "top secret" (çok gizli) Amerika harekete geçmeye başladı.

        İstihbaratçılardan "Suriye'ye bir saldırı, savaşın İsrail ve Türkiye'ye sıçramasına yol açar" diyen raporların aktığı bu aşamada top secret Amerika'nın devreye girmesi de Türkiye açısından yeni bir tehlike oluşturuyor. Çünkü artık kongredeki tartışmalar ile birlikte ABD'de "istihbarat iç savaşı" başlayacak. "Amerika gibi bir ülkede bu nasıl olabiliyor?" diye soruyorsanız biraz sabredin, size bugün bunu anlatacağım.

        Amerika'da istihbarat ve "çok gizli" damgalı bilgiler tamamen kontrolden çıkmış durumda. Kimin ne dediği belli değil ve arada da birçok önemli olayı kaçırabiliyorlar. İşte bu yüzden Obama kimyasal saldırı hakkında Putin'i susturacak kadar kesin bilgi ortaya koyamadı ve yine bu istihbarat iç savaşı ve rekabeti yüzünden kimyasal saldırıda farklı yönleri işaret eden bilgilerin de ortaya dökülmesi önümüzdeki günlerde imkân dahilinde. Daha önceki yazımda dediğim gibi bu son gelişme Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor, bu yüzden çok iyi takip edilmesi gereken bir gelişme bu.

        Ama önce Amerika'da işler nasıl yürüyor, top secret Amerika'nın anlamı ne ve bunlar nasıl çalışıyor, bunları anlatmam gerekiyor.

        11 Eylül saldırısında İkiz Kuleler henüz yıkılmamışken bile Amerika "terörle savaş" genel başlığı altında büyük bir proje başlattı.

        ABD'de istihbarat, casuslar denilince hepimizin aklına CIA gelir. Popüler kültür araçlarında yapılan gizli propaganda sayesinde elimizde olmadan böyle düşünürüz.

        Ama gerçek durum böyle değildir. Amerika'da, istihbaratçı topluluğu (Intelligence Community) adı verilen, dış dünyaya kapalı ve çok gizli yetkilerle çalışan bir topluluk vardır. Bunun içinde CIA çok küçük bir yer tutar.

        İşin boyutunu şöyle anlatayım sadece çok gizli çalışma yetkilerine sahip insanların ulaşabileceği ve SAP diye adlandırılan özel yetkilerle ulaşılan projeler var. Bunlara daima kod adı veriliyor. Bugün SAP kod adlı projelerin sadece adlarının listelendiği kitapçık bile 300 sayfa uzunluğında.

        Yani işin özeti; çok gizli yetkilerle donanmış, birbirinden kopuk, çok sayıda birim var ve genellikle birbirlerinin ne yaptığının da farkında değiller. Herkes kendi biriminin elindeki bilgileri koruyor, birbirlerini kıskanıyorlar ve toplam sayıları da gittikçe büyüyor:

        - Bugün Amerika'da 1271 resmi ve de 1932 özel kontratla çalışan özel şirket, çok gizli projelerle ilgililer ve çok gizli akreditasyonuna sahipler.

        - Bu istihbaratçı topluluğunda tamı tamına 854 bin insan var. Bu sayı, şu anda başkent Washington DC'de yaşayan nüfusun bir buçuk katı.

        - Başkent Washington DC'de tam 33 adet çok gizli projelerle ilgili çok büyük ve pahalı bina var.

        - Bütün bu insanlar yılda ortalama 50 bin adet çok gizli rapor yayınlıyorlar.

        Devlet bunların her birine finansman sağlamış, çoğu finansmanını kaybetmemek için herkesin elinde olabilecek kaba verilerden yeni sonuçlar çıkararak çalışıyor gibi yapıyor. Sonunda belki ortaya yılda 50 bin adet rapor çıkıyor ama sayı çok fazla olduğundan bunların çoğu okunmuyor ve belki de çok ciddi hatalar yapılıyor.

        Bu hataların bir tanesi Yemen ile ilgiliydi. Bir kurum Yemen'de bir terör planlayıcısı tespit etti ve komandolar ülkeye gönderildi. Onlar orada gizli bir üs kurdular ve hedefi imha operasyonuna hazırlandılar, ama bu arada onun gönderdiği bir başka kişi Amerika'da rahatça dolaşıyordu; patlayıcıları aldı ve uçağa bindi; tam patlatacaktı ki dikkatli bir yolcu tarafından engellendi. Bu insanı takip etmeyi başka hiçbir kurum düşünememişti ve eğer takip ettiyse bile kalabalık, karmaşa içinde sesini duyuramamıştı.

        Anlayacağınız Amerika istihbarat açısından yükü hayli fazla olan ve bürokrasiden şişmiş bir yapı ortaya çıkarmış durumda. Başkan Obama'nın en büyük sorunu bu birimler arasında ahenkli bir çalışma ve bilgi akışını sağlamak ama bunun nasıl yapılacağını kimse bilemiyor.

        İşte ben bu yüzden Suriye'deki gelişmelerden endişe duyuyorum özellikle bu aşamada Başkan Obama'ya ve diğer devlet yetkililerine ayrıca kongre üyelerine de farklı birimler istihbarat verecek ve birbirleriyle ön plana çıkmak için rekabet edecekler. En ilgi çekici ve en heyecan verici istihbaratı üretebilen ilgiyi çekecek ve belki de alacağı finansman artacak.

        Dolayısıyla bu aşamada temelde yalan olan, üretilmiş olan istihbaratlar ortada uçuşabilir. Suriye meselesinde destek vermiş olduğu gruplar nedeniyle özellikle Türkiye bu yalan istihbarat savaşında biraz kırılgan ve tehlikeye açık görünüyor.

        Suriye işiyle sanıldığı gibi CIA değil Underground Facility Analysis Center ilgilenecek. Bu birimin ana işi kitle imha silahlarının yeraltı terör örgütleri tarafından nasıl elde edildiğini ve bunların nasıl kullanılacağını çıkarıp askerlere bilgi vermek. Benim korkum bu birime iletilecek ham bilgilerin kalitesi ve doğruluğuyla ilgili. Merak etmeyin, takip etmeye çalışıyorum, sonuçları da oluştukça yazacağım.

        (Washington Post Gazetesi, bundan bir süre önce, 1 yıllık çalışma sonucunda "Top Secret America" adlı bir dizi hazırladı; bu yazıdaki bilgiler genel olarak oradan alınmıştır.)

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar