Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

96 yaşında hayata veda eden İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in tüm yaşamı, teorik açıdan, kağıt üstünde mükemmel yönetim sistemi olarak gözüken ama aslında hayatın pratiğine geçirilmesi bir o kadar da zor olan demokrasinin düzgün işleyebilmesi için toplumun asgari müşterekler üzerine anlaşmasının ve bu anlaşmanın düzgün sürdürebilmesi için devletin başında aklı başında ve halkın paylaştığı değerleri prensipli olarak koruyup kollayan bir yöneticinin olmasının ne kadar da önemli olduğunu bence göstermişti.

Bunu zaten hepimiz Netflix’in The Crown dizisinden biliyoruz ama yine de hatırlatmak gerekiyor; İngiltere'nin sisteminde tabii pratikte asıl güç parlamento ve başbakanda ama kraliyet olmasaydı demokrasinin beşiği ülkede bile demokrasinin arada bir tıkanma eşliğine gelmesi ihtimali oluşabiliyordu.

Ama Kraliçe Elizabeth sorunlara daima soğukkanlı yaklaşımıyla, toplumdaki tüm güç dengelerini sürekli kollamasıyla, en zor konularda bile devlet gelenekleriyle birlikte devletin gelecek planlarını da koruyup kollayan tavrıyla, demokratik sistem her tıkandığında sorunun aşılabilmesi için yardımcı olabilmişti.

İngiltere gibi bir devletin başında bunca yıl kaldıktan sonra arkasından bu kadar güzel laflarla uğurlanma herhalde bugüne kadar çok az lidere nasip olmuştur.

Başkanlık sistemi için terk ettiğimiz eski Türkiye’nin cumhurbaşkanlığı konumunun da ideal olarak böyle bir arabulucu ve toplumun asgari müşterilerini koruyup kollayıcı bir devlet insanı olması gerekiyordu.

AK Parti öncesinde birçok cumhurbaşkanımız bu konumun gerektirdiği devlet insanlığı bilincine sahip olduklarını genelde göstermişlerdi.

Benim gönlümde güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesiyle birlikte cumhurbaşkanlığı konumunun eski bağımsız ve temelde devlette arabuluculuk görevini yapar hale tekrar gelmesinde.

Eğer iktidar değişirse Cumhuriyetimizin yeniden işlerlik kazanacak parlamenter sistem ile birlikte devleti iyi tanıyan bilgili birikimli olan ve toplumun asgari müştereklerini koruyup kollayabilecek bir cumhurbaşkanına çok ihtiyacı olacak.

Ben parlamentoda hangi partiye oy vereceğimi çoktan biliyorum. Cumhurbaşkanlığı için ise adaylar açıklandıktan sonra oyumu açıklarım ama buraya kadar dediklerime katılıyorsanız sözünü ettiğim türde bir cumhurbaşkanlığı makamının hakkını kimin verebileceğine bakarak kararınızı verin lütfen.

Bu arada, başta Kemal Bey'e,Meral Hanım'a ve Ekrem ile Mansur Beylere naçizane tavsiyem eğer bugüne kadar seyretmediyseler bu arada bir fırsat yaratıp 'The Crown' dizisini özellikle Kraliçe'nin devlet işlerindeki tavırlarına konsantre olarak seyretmeleridir. Tamam bizim koşullarımız İngiltere’den hayli farklı, orada tüm kurumlarıyla demokrasi çalışır vaziyette tamam da eğer düşünülenler olursa yeni cumhurbaşkanının asıl görevi demokrasinin yeniden kurulmasının önünü açmak olacak bu yüzden herkesin Kraliçe Elizabeth’in görevdeyken yaptıklarından öğreneceği çok şeyler var bence.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar