Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Bir süredir ekonomi biliminin tüm araçlarını devreye sokmama ve iktisat tarihinin çeşitli teorilerini çözüme ulaşmak için denememe rağmen bir muammaya cevap bulamıyorum.

Var olduğu söylenen ve benim de rakamlara baktığımda olması gerektiğini düşündüğüm ağır ekonomik krizin gündelik yaşamdaki mutlaka olması gereken davranışsal sonuçlarını, bunu aktif biçimde aramama rağmen, bir türlü göremiyorum. Üstelik ülkenin göstergelerini iyi okumayı bilmesi gereken eski ekonomi bakanı Ali Babacan, "Uyarıyorum. Türkiye Cumhuriyeti iflasın eşiğindedir" diye tweet de atmıştı.

Bu konuda üst üste birkaç yazı yazdığımdan bu konudaki ısrarım nedeniyle belki sıkıcı olmaya başlamışımdır ama bu krizin sokağa yansımaması muamması çözülemeden bu ülkede ne iktidarı ne de muhalefeti doğru dürüst siyaset yapamaz. Çünkü ikisi de, özellikle muhalefet gerçeklikten kopmuş demektir.

Krizin sonuçlarını bulmak için çalışmaya kendi yaşadığım ortamlardan başladım.

Kendi var olabildiğim ortamlar orta sınıfların düşük ve orta kesimleri olduğundan ve hemen her iktisadi kriz bu sınıfı ilk önce fena vurduğundan krizin sonucunu onların gündelik davranış biçimlerinden hemen göreceğimi sanıyordum.

Ne tür kriterlere baktığımı anlayabilmeniz için bir örnek vermeliyim; 2001 krizi başlamadan önce eşim ve ben Bodrum’a yerleşmiştik. Kriz başladıktan sonra İstanbul'a arabayla bir iş için geldiğimizde daha yoldayken ekonomik krizin en somut göstergesiyle kaşı karşıya kaldık.

İstanbul'a yaklaştıkça trafik azalmaya başladı. Şehir içi yollara girdiğimizde trafik İstanbul standartlarına göre yok düzeye bile inmişti. Ne yazık ki yeni işsiz kalanlar ve paraları artık benzin almaya yetmeyenler arabalarını kullanmayı bırakmışlardı.

Bu hemen her ülkede ekonomik krizin sokağa ilk somut yansıma işaretidir.

Sonra şehir içinde ara sokaklara girdiğimizde daha önce içi müşteri ile dolu olmasına alışık olduğumuz birçok mekanın bomboş olduğunu da görmüştük. Bunları gördükçe arabayı kullanmakta olan Rana’ya "Şimdiye kadar teorik düzeyde olan kriz şimdi pratik düzeye de indi" demiştim.

Şimdi ise İstanbul trafiğinde bir rahatlama gören oldu mu bileniyorum ama ben trafiğin son zamanlarda daha da artmaya başladığını düşünme başladım. Keza içi boş olan mekan da ortada pek yok. İnsanlar maşallah benim fiyatlarından çekinerek gitmeyi düşünmeyeceğim yerlerde yiyip içiyor ve eğleniyorlar.

Orta sınıf mekanlarında durum böyleyken bir de bu sınıfın üst kesimi ve diğer yüksek sınıflar açısından da bakalım meseleye….

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar