Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Gün içinde okurken, yazarken ezan sesini duymayı özledim.

        Umarım bir son an aksaklığı olmaz da uçağımız kalkar ve evimize kavuşuruz.

        Son aylarda öyle çok son anda iptal edilen uçak haberi duydum ki elimde olmadan endişeleniyorum.

        Zaten 2020 yılını sadece tek bir kelime ile özetlemem istenirse buna ‘endişe’ diyebilirim.

        Tabii salgın döneminde herkes endişe duydu bunu biliyorum ama biz ülkemizden uzakta, hem de başlarda salgında dünyanın sıcak noktası diye nitelendirilen New York’ta bu işe yakalandığımızdan ailemizin endişe ve korkuları katlanarak arttı.

        *

        Salgın patlamadan önce güya planımız şöyleydi.

        Şubat veya Mart ayında Türkiye’ye gelip sağlık kontrollerimizi yaptırıp New York'a dönecektik ve ben de oğlumu kalacağı üniversiteye teslim ettikten sonra kesin dönüş yapacaktım İstanbul’a.

        Ama mecburen bunları yapamadan kaldık burada.

        İşi benim durumumda vahimleştiren bir başka boyut da vardı. Ben 17 yıl kadar önce bir beyin kanaması geçirdim ve o günden itibaren düzenli kullanmam gereken bazı ilaçlar var. Seyahat planlarımız suya düştüğünden ilaçlarımı yenileme şansım da olmadı.

        REKLAM

        Doktorlar bana "Bir kanama daha geçirirsen kesin ölürsün" demiş olduklarından ilaçlarımın tükenmekte olması hayli korkutucuydu da.

        Çaresiz Türkiye’den ilaç getirtmeye giriştim.

        Normal zamanlarda ABD’ye kargoyla ilaç getirtmek yasak ama bu dönemde eğer reçete olursa buna izin verildiğini söylediler.

        İstanbul’daki arkadaşımdan rica ettim ilaçları kargoya verirken bir adet kutunun üstüne bir de içine İngilizce yazılmış reçeteyi koydu.

        ACABA BENİ ÖLDÜRMEK Mİ İSTEDİLER BURADA?

        Ancak buna rağmen ilaçları iki ay gümrükte tuttular. Kutuya bir kişi baksaydı ilaçların, doktor tarafından yazılmış, reçeteli şahsi ilacım olduğunu göreceklerdi ama bunu nedense iki ay boyunca yapmadılar.

        O dönemde bu yüzden Amerika’nın beni öldürmeye çalıştığını filan düşünmeye başladım. "Amerikan gotiği yazılarım ABD derin devletinin dikkatini çekmiş olmalı" dedim.

        Uçak biletimizi aldığımız gün ilaç kargosu eve geldi. Gecikme olsun ne yapalım ama şükürler olsun şu anda ayaktayım, son anda bir gelişme olmazsa hayattayım ve ilaçlara harcamış olduğum para da ziyan olmadı. Bunca zahmetle Türkiye’den gelen ilaçları Türkiye’ye geri götüreceğim. Bunun olacağını bilseydim buraya getirtmek yerine ilaçları İstanbul’daki evimize direkt yollatırdım.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar