Amerika'dan son notlar
1- Zorunlu olarak bulunduğum New York’ta bir süredir sanki 19’uncu yüzyılın sonu veya 20’nci yüzyılın başı insanına özgü olması gereken bir ruh hali içinde yaşamaya çalışıyorum. İmparatorlukların çöküş günlerinde sıradan insanlar ne ruh halindeyse onu aynen yaşamakta olduğumu hissettim uzunca süredir.
Evet elinde büyük imkanlar, korkunç silahlar ve aranırsa rahat bulunabilecek kaliteli beyinlere sahip olan Amerika’nın dünya liderliğinin sonuna gelindi.
Düşünebilen makul insanları azınlığa itildiğinden ve toplumda benim 'gotik' diye adlandırdığım tür hakimiyet kazandığından toplum içten içe kemirildi ve temelleri zayıfladı. Temelleri zayıflamış olan toplum çökecek ama dolar basma güçleri ve korkunç silahlarıyla ayakta durmaya çalışıyorlar.
2- Amerika’nın bence popüler kültürdeki global güçleriyle sürdürdükleri soft power’ları virüs salgınına verdikleri inanılmaz kötü ve bence korkunç olan tepkileriyle ortadan silindi. Şimdi muhakkak birileri çıkıp salgın üzerine güzel diziler veya filmler yapacaktır ama bunun global düzeyde Amerika’ya saygının tekrardan oluşmasına tabii ki yetemeyeceğini göreceğiz.
3- Eğer aşıyı Amerika’da bulurlarsa -ki bu büyük olasılıkla böyle olacak- o zaman belki Amerika global düzeyde kaybetmiş olduğu saygıyı tekrardan kazanma yoluna girebilir.
Ama bu da o günler geldiğinde başkanın kim olacağına bağlı. Eğer Trump yeniden seçilirse bugüne kadar yapmış oldukları nedeniyle onun başkanlığındaki bir Amerika’nın aşıyı keşfetmiş olmanın getireceği prestiji bile global düzeyde Amerika’ya saygıya dönüştürebileceği şüphelidir.
4- Amerikan toplumu aslında Trump’dan dolayı hali yorgun durumda. Halktaki bu Trump yorgunluğu özellikle New York gibi liberal şehirlerde daha çok hissediliyor.
Ama bu nedenle seçimde "Kesin Trump seçilemez" demek yine de doğru olmayabilir. Çünkü kendisine karşı bir tepki oluştuğu muhakkak ama Amerika’nın popüler kültürüyle, bilimiyle, kültürüyle haberlerde yer alan büyük şehirleri dışında kalan yerlerde halkın Trump sevgisi sürebiliyor hala daha. Ve bu yerler seçimde 2016 yılında olduğu gibi yine bir sürpriz yapıp Trump’a ikinci başkanlık dönemini verebilirler.
Trump ikinci dönem için seçilirse kısa vadede Amerika'nın global düzeyde kendisini nasıl toparlayacağı net belli değil. Orta vadede 2024 seçiminde ben New York Valisi Cuomo’nun salgına karşı mücadeledeki başarısıyla Demokrat Parti adayı olarak seçimi kazanıp başkan olacağını düşünüyorum. Eğer bu olursa belki Amerika’nın kendisini hızla toparlama süreci başlayabilir ve hatta belki global düzeyde Amerika'ya saygı tekrardan oluşabilir o günlerde.
5- Evlere kapanma sürecinde güçleri katlanan film ve dizi platformlarının yarattığı özgün içerikler nedeniyle ABD popüler kültürde global düzeyde gücünü koruyor. Geçen dönemde sinemaların da kapalı olması nedeniyle film endüstrisi platformlar karşısında hayli güç yitirdi. Önümüzdeki dönemde Hollywood’un Netflix veya Amazon Prime gibi platformlar karşısında ne gibi tavırlar alacağını ve Hollywood'un bunlarla yeni anlaşmalar yapıp yapmayacaklarını göreceğiz.
6- Salgın öncesinde büyük şehirlerde çok canlı olan restoran piyasası salgınla büyük darbe yedi. New York Times’ın yemek ekinin bu ortamda hangi içerikle sürdürüleceği belli değil, gazetenin en prestijli görevi olan lokanta eleştirmenliği pozisyonunun kaldırılıp kaldırılmayacağını da yakında göreceğiz.
